Mısır'da Anayasa Mahkemesi'nin meclisi feshetmesi ve devrik rejimin son Başbakanı Ahmed Şefik'e adaylık izni vermesinin yankıları devam ederken, Mısır siyasetini derinden etkileyecek iki dava önümüzdeki hafta karara bağlanacak.
Mısır İdare Mahkemesi'nin göreceği ilk dosyada, Başbakan Kemal Genzuri'ye karşı açılan dava karara bağlanacak. Avukat Şahate Muhammed tarafından açılan davada, "Müslüman Kardeşler Cemaati" isminin kullanılmasının yasaklanması ve cemaatin bütün faaliyetleri ile mal varlığının dondurulması talep ediliyor.
Dava kapsamında cemaatin başkent Kahire ve diğer şehirlerdeki merkezlerinin de kapatılması istenirken, bu taleplere gerekçe olarak, cemaatin "sivil toplum örgütlerinin tabi olduğu yasaların dışında ve izinsiz faaliyet yürütmesi" gösterildi. Bu çerçevede cemaatin bünyesinden çıkan Hürriyet ve Adalet Partisi'nin (HAP) genel seçimde parlamentodaki koltukların çoğunu kazanmasının da, şüpheleri arttırdığı kaydedildi.
"Davalar sistemli kampanyanın parçası"
Mahkeme aynı zamanda, Anayasa Mahkemesi'nin son kararıyla feshedilen meclisteki milletvekili Hamdi Fehrani tarafından açılan davayı da karara bağlayacak.
Mısır'da yönetimi elinde bulunduran Yüksek Askeri Konsey'in Başkanı Mareşal Hüseyin Tantavi ve Başbakan'a karşı açılan davada, yine Müslüman Kardeşler cemaatinin merkezlerinin kapatılarak faaliyetlerinin yasaklanması isteniyor. Dava dosyasında, cemaatin Kahire'deki merkezinin, Avrupa Birliği, ABD ve Dünya Bankası'ndan üst düzey yetkiler tarafından ziyaret edildiği ve cemaatin Rehberlik Konseyi Başkanı'nın, bu toplantılarda Mısır adına açıklamalar yaptığı kaydedildi.
Fehrani, ayrıca pazartesi günü mahkemeye yeni bir dava başvurusunda bulunacağını belirtti. Milletvekili Fehrani, siyasi partiler komisyonuna açmayı planladığı davaya gerekçe olarak, Hürriyet ve Adalet Partisi'nin, "siyasi faaliyetlerine dini alet etmesini ve Müslüman Kardeşler'den talimat ve maddi yardım almasını" gösterdi.
Konuyla ilgili açıklama yapan Müslüman Kardeşler cemaatinin avukatı Abdulmunim Abdulmaksud ise açılan davaların asılsız iddialara dayandığını ve yasal bir mesnedinin bulunmadığını savundu. Açılan davaların, Müslüman Kardeşler ile HAP'a yönelik sistemli bir kampanyanın ürünü olduğunu belirten Abdulmaksud, bununla beraber yürütülen çabaların sonuç vermeyeceğini kaydetti.
Cemaatin yasal statüsüne ilişkin bilgi de veren Abdulmaksud, Müslüman Kardeşler'in 1928'den beri yasal zeminde faaliyet gösterdiğini ve o dönemde alınan iki yargı kararının da bunu kanıtladığını vurguladı. AA