Merkezi Londra'da bulunan örgüt tarafından hazırlanan raporda, toplu öldürme olaylarının yaşandığı 16 Ağustos 2013'te 129 kişinin kaybolduğunu ancak bazılarının adının cezai davalarda geçtiği, bazılarının ise yapılan DNA testlerinin ardından kanlı müdahaleler sırasında kömürleşmiş cesetlerinin tespit edildiği kaydedildi.
Raporda, 3 Temmuz'dan bu yana 62 kişiden ise hala haber alınamadığı belirtildi.
Rabia ve Nahda meydanlarında darbe karşıtlarına yönelik kanlı müdahalenin ardından ortadan kaybolanların yanı sıra bazı muhaliflerin de evlerinden alınarak götürüldüğü ve bir daha kendilerinden haber alınamadığı ifade edildi.
Raporda ayrıca yönetimin, kaybolan kişileri, gözaltına aldığını inkar ettiği ve resmi kayıtlarda adlarına da yer vermediği, 3 Temmuz 2013'ten sonra İsmailiyye'deki, El-Meazuli, Süveyş'teki El-Acrud, Ariş'teki 101. Tugay gibi gayrıresmi güvenlik merkezleri, karakollar ve hapishanelerde bazı kişilerin zorla alıkonulduğu aktarıldı.
Kaybolanların yakınlarının, hukuki ve idari yolları denemesine, insan hakları örgütlerinden yardım istemelerine rağmen kayıpların akıbetine dair bir bilgiye ulaşamadığı kaydedildi.
Mısır Sağlık Bakanlığı, 14 Ağustos'ta başlayan kanlı tasfiyenin ardından 16 Ağustos 2013 itibarıyla güvenlik güçlerinin darbe karşıtı gösterilere müdahalesi sonucu ülke genelinde ölenlerin sayısının 578'e, yaralıların 4 bin 201'e yükseldiğini duyurmuştu.
Hürriyet ve Adalet Partisi ise ülke genelinde ölü sayısının bini, yaralı sayısının da 10 bini aştığını, Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) ise ölü sayısının 2 bin 600, yaralı sayısının ise 7 bin olduğunu açıklamıştı.
Katliamın büyüklüğünün gizlenmesi amacıyla Rabiatul Adeviyye Meydanı'ndaki bazı cesetlerin güvenlik güçleri tarafından bilinmeyen yerlere götürüldüğü, bazı cesetlerin de cami ve hastanelerde toplanarak yakıldığı iddia edilmişti.