Yönetimin görevlendirdiği Müslüman Kardeşler Teşkilatı’na (İhvan) bağlı Mal Varlıkları ve Emlak Komitesi Genel Sekreteri Muhammed Yasir Ebu'l Fütuh, el koyma işlemi ile ilgili açıklama yaptı.
Fütuh, "İslami Tıp Cemiyeti" adlı yardım kuruluşu ile bünyesindeki 28 şubenin taşınır ve taşınmaz varlıklarına el konulduğu ifade etti.
Söz konusu kararın 2013 yılında İhvan'ın "tüm faaliyetlerinin yasaklanması ve mal varlıklarına el konulmasını öngören" 2315 sayılı karar uyarınca alındığını vurgulayan Fütuh, karar nedeni ile kurumun yönetim kurulu ve başkanının değişeceğini söyledi.
Başkanlığı eski Mısır Müftüsü Ali Cuma'nın geçeceğini ifade eden Fütuh, yönetim kurulu üyelerinin de sağlık ve idari alandaki uzmanlardan seçileceğinin altını çizdi.
Fütuh, yeni yönetim kurulu değişiminin dernek çalışanlarına olumsuz etkisinin olmayacağını, hastalara sağlık hizmeti sunumunun her zamanki gibi devam edeceğini dile getirdi.
Dernek görevlileri ise söz konusu kararla ilgili yorum yapmak istemezken, İhvan Hukuk Komitesi yetkilileri ise kararı yargıya taşıyacaklarını duyurdu.
Tıp Cemiyeti
Mısır'da 1978 yılında Sosyal İşler Bakanlığına bağlı olarak, İhvan'ın eski Rehberlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dr. Ahmed Malat tarafından kurulan İslami Tıp Cemiyeti, önceleri Kahire'deki Seyyide Zeynep semtinde küçük bir poliklinik olarak hizmet vermeye başladı. Daha sonra ise ülke genelinde 28 şubeye sahip büyük bir yardım kuruluşuna dönüşmüştü.
İhvan tarafından yönetilen cemiyet, ülkenin sağlık alanındaki en büyük yardım kuruluşu olarak biliniyor.
Kahire Mahkemesi, 23 Eylül 2013'te, "İhvan'ın ve bağlı tüm oluşumların faaliyetlerinin yasaklanması, teşkilatın kapatılması ile taşınır ve taşınmaz mal varlığına el konulması" kararı vermişti. Mahkeme ayrıca İhvan'ın el konulan mal varlığını inceleyecek bir komite oluşturulması yönünde karar almıştı. Bu kararın ardından Mısır Merkez Bankası, ilgili kurumlara yolladığı yazıda 115 İhvan liderinin mal varlığının tespiti talebinde bulunmuştu.
Mısır'da hukuksuzluk rekoru
Mısır'da 3 Temmuz darbesinin ardından başta Müslüman Kardeşler olmak üzere çok sayıda darbe karşıtı muhalif oluşum yasaklandı ve 'terör örgütü' ilan edildi.
Darbe rejiminin görevden aldığı, ülkenin demokratik seçimle iş başına gelen ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi farklı davalardan yargılanıyor.
Darbe sonrasında gösterilere katılan binlerce kişi tutuklandı ve ağır hapis cezalarına çarptırıldı. Yüzlerce kişi idam cezasına mahkum edildi.
Darbe rejiminin mağduru olanlar arasında gazeteciler, milletvekilleri ve sivil toplum kuruluşları da yer alıyor.