İnsan hakları savunucuları, Mısır’da bir yargıcın koruma polisini öldürdükleri suçlamasıyla yargılanan ve idama mahkum edilen Mısırlı gençlerin her an infaz edilebileceğini belirterek, idam kararının durdurulması için ulusal ve uluslararası mekanizmaların devreye sokulması ve Mısır cuntasının üzerinde baskı kurulması çağrısında bulundu.
İnsan hakları savunucuları, 23 ila 30 yaşlarındaki tıp, mühendislik ve fen fakülteleri mezunu veya öğrencisi gençlere verilen ölüm cezalarına ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
“İşkenceyle İfade Vermek Zorunda Bırakılmışlar”
İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı Yönetim Kurulu üyesi ve avukat Gülden Sönmez, idam kararının temyiz mahkemesi tarafından da onandığını hatırlattı.
Hâlihazırda Mısır’da adil yargılama yapan bir mahkeme olmaması sebebiyle alınan kararın kendileri için şaşırtıcı olmadığını dile getiren Sönmez, “Yargılama sürecine baktığınız zaman, bu gençlerin vücutlarındaki işkence, yanık ve yara izleri hem video görüntüleriyle hem de adli tıp raporlarıyla sabit. Gençler, çıkarıldıkları mahkemede işkence gördüklerini söylemiş ve özellikle aileleriyle tehdit edilerek işkenceyle bazı ifadeleri vermek zorunda bırakılmışlar. Bunu gençler, mahkemede de dile getiriyorlar. Yargılama sürecinde de kendilerini savunacak hiçbir şey yapamıyorlar. Böyle bir süreçte verilmiş idam kararlarıyla karşı karşıyayız.” dedi.
“Önümüzde 7 Günlük Bir Süre Var”
İnsan Hakları ve Adalet Hareketi (İHAK) Genel Başkanı Avukat Cihad Gökdemir, tamamen masum oldukları Mısır kamuoyu tarafından bilinmesine rağmen gençler hakkında idam kararı alındığını ve kararın Yargıtay’a da ulaştığını anlattı.
Gökdemir, “Bu sürecin durdurulabilmesi için önümüzde 7 günlük bir süre var. (Şu ana kadar) Herhangi bir olumlu gelişme maalesef yok fakat bizim açıklamamız hem ulusal hem de uluslararası alanda epeyce ses getirdi ve bir hareketlenme oldu. Birleşmiş Milletler’e, Afrika Birliği’ne ve Avrupa Birliği’ne, Mısır’a baskı yapabilecek bu tür uluslararası mekanizmalara bu meseleyi duyurmak ve onlara ulaşarak 7 gün içerisinde bu idamları durdurmak istiyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Süreç Keyfi Tutuklamalarla Başladı”
İHAK Genel Sekreteri Ahmet Zeki Olaş, idama mahkum edilen gençlerle ilgili sürecin 28 Ocak 2014’te Mısır’ın Mansura kentinde bir polis memurunun öldürülmesi sonucu şehirde yürütülen büyük çapta keyfi tutuklamalarla başladığını anlattı.
Olaş, “Öğrencilere gözaltında bulundukları süreçte çok yoğun işkence yapıldı ve polisi öldürdüklerini, örgütlü bir yapı olduklarını ve terör örgüt üyesi olduklarını kabul etmeleri istendi.” ifadelerini kullandı.
Olaş, gençlerin baskı ve tehditle gözaltında suçlamaları kabul ettikten sonra çıkarıldıkları ilk mahkemede, savcıya kötü muamele ve işkence gördüklerini adli tıp raporlarıyla göstererek anlattıklarını söyledi.
“Her An İnfaz Edilebilirler”
Cinsel taciz ve elektroşok gibi işkence yöntemleri altında verdikleri ifadelerin kabul edilmemesi talebinde bulunan gençlerin, daha sonra savcı tarafından Kahire’de işkence gördükleri yere yeniden gönderildiğini söyleyen Olaş, “Gençler aynı işkence sürecini tekrar geçtikten sonra polisi öldürdüklerini zorla itiraf ettiriyorlar.” diye konuştu.
Olaş, işkence altında zorla alınan itirafın ardından gençlere ölüm cezası verildiğini ve temyiz mahkemesinin 7 Haziran’da idam kararlarını onadığını hatırlatarak, “Haziran sonuna kadar Sisi tarafından, çünkü devlet başkanının müdahale yetkisi bulunuyor, müdahale edilmezse bu gençlerin idamı kesinleşiyor. Bu şu demek, her an infaz edilebilirler. Daha önce örnekleri oldu. Bir sabah kalktığımızda hepsi birden infaz edilmiş olabilir. Çünkü karar ve süreler vesaire bitmiş oluyor.” dedi.