Mısırda Darbecilerden Tehdit

Mısır darbe yönetimi, İhvan-ı Müslimin ile arasında yabancı ara bulucuların yürüttüğü uzlaşma çabalarının sonuçsuz kaldığını açıkladı.

'Başarısızlığın ve sonrasında yaşanabileceklerin' de sorumluluğunu dinî harekete yükledi. Ordu ve polisin darbe karşıtlarına müdahalesi sonucu daha önce yaşanan katliamların tekrarlanmasından korkuluyor.

Mısır'da ordunun atadığı geçiş yönetimi, ülkedeki siyasî krizin bitirilmesi amacıyla başlatılan yabancı arabuluculuk çalışmalarının sonuçsuz kaldığını ilan etti. Bundan sonra yaşanacak olaylardan, darbe ile iktidarı elinden alınan Müslüman Kardeşler hareketini sorumlu tutan yönetim, ‘yeni katliamlar ve siyasî tutuklamalar mı geliyor?' endişelerine yol açtı. Geçiş dönemi cumhurbaşkanlığından yazılı olarak yapılan açıklama sonrasında Kahire'de taraflarla görüşen ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı William Burns, ülkesine döndü.

Zaman'ın haberine göre; Muhtemel müdahalelerin sonuçları konusunda ise Mısır ordu ve polisi, önceki uygulamaları göz önünde bulundurulduğunda güven vermiyor. Ordu, 8 Temmuz’da Mursi’nin tutulduğu düşünülen Cumhuriyet Muhafızlar Karargâhı önündeki darbe karşıtı halka ateş açarak 54 kişinin ölümüne neden olmuştu. 27 Temmuz’da ise bu sefer polis ve ‘baltacı’ ismiyle bilinen sivil çetelere mensup saldırganlar, oturma eylemlerinin yapıldığı Rabiatül Adeviye Meydanı’ndaki göstericileri uzun namlulu silahlarla yerden ve çevre binaların çatılarından hedef almış, 120’den fazla insanı katletmişti. Darbe yönetimi, bunun yanı sıra pek çok İhvan üyesi ve siyasetçiyi de “şiddet ve cinayete teşvik” suçlaması ile tutuklamıştı. Darbeyle birlikte alıkonulan Mursi de 2011’de tutulduğu cezaevinden kaçışı için Gazze’de iktidar olan Hamas ile komplo kurmakla suçlanıyor ve kaçış esnasında hayatını kaybeden güvenlik görevlilerinin ölümlerinden sorumlu tutuluyor.

Amerikalı diplomat Mısır’dan ayrıldı

Dün yapılan açıklama sonrasında bir süredir Kahire’de taraflarla görüşmelerde bulunan ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı William Burns, Mısır’dan ayrılarak ülkesine döndü. Burns gibi bizzat kendisi de darbe sonrasında Kahire’ye 2 kez gelen Avrupa Birliği (AB) Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton’ın bir sözcüsü ise AB’nin “kapsayıcı diyalog sürecinin sürmesi için elinden gelen her şeyi yapacağını” açıkladı. Sözcü Michael Mann, bu sürecin Mısır’ın tekrar demokratik geçiş sürecine dönmesi için “çok önemli” olduğunu belirtti. ABD ve AB’nin yanı sıra Katar ve darbeye açık destek veren Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) dışişleri bakanları da bir süredir arabuluculuk faaliyetlerinde bulunuyorlardı.

Bir ayını dolduran darbeye dünyada en sert tepkiyi Türkiye hükümeti göstermiş, Amerika ve Avrupa ise müdahaleye karşı sessiz kalarak zımnen destek oldukları eleştirilerine muhatap olmuşlardı. ABD ve AB, askerî müdahale için resmi olarak ‘darbe’ nitelemesini kullanmıyor. Zengin Körfez ülkeleri Suudi Arabistan, BAE ve Kuveyt ise darbe sonrasında ivedi bir şekilde Mısır’a 12 milyar dolarlık ayni ve nakdi yardım yapılacağını açıklayarak, seçilmiş hükümeti deviren orduya sahip çıkmışlardı.

Haber Haberleri

Mehmet Görmez’den Riyad’daki festival görüntülerine tepki: İslam'ın değerlerine saldırı
Bağdat'taki rehabilitasyon merkezinde 5 bine yakın uyuşturucu bağımlısı tedavi görüyor
Gazze'de 6 ay bombardıman altında yaşayan Salhiya: Bir ayağımız ahirette, bir ayağımız dünyadaydı
Sokak röportajı saçmalığına ne zaman son verilecek?
Özgür Özel hakkındaki "Cumhurbaşkanına hakaret" ve "iftira" soruşturmasında ''yetkisizlik'' kararı