Mısırda Ahmed Şefik Nasıl Yüksek Oy Aldı?

“Askeri Konsey, istihbarat, güvenlik ve medya kollarıyla İhvan'ı ve genel olarak İslamcıları bir kampanya ile şeytanlaştırmaya yoğunlaştı.”

Ürdün’de yayınlanan ed-Düstur gazetesinin 19 Haziran 2012 tarihli nüshasında Mısır seçimlerini yorumlayan Yaser ez-Zeatire, Askerî Konsey’in başta İhvan olmak üzere İslamcıları nasıl şeytanlaştırmaya çalıştığına dikkat çekiyor. Mübarek döneminin başbakanı Ahmed Şefik’in aldığı yükse oyun arka planında bu kampanyanın aranması gerektiğini söyleyen ez-Zeatire, kurulan askerî vesayete karşı Mısır halkının yeni bir direniş yolculuğuna çıkacağını belirtiyor.

İşte bugünkü Zaman gazetesinde tercümesi yayınlanan yorum:

Mursi'nin Zaferi, Ordunun Vesayeti

Yaser ez-Zeatire / ed-Düstur

Mısır cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci tur sonuçlarının analitik tahlili bağlamında gözlemcilerin dikkatini çeken nokta, Ahmed Şefik'in aldığı büyük oy oldu. Şefik seçimleri kazanmaya yakındı. Bu durum olan bitene ilişkin önemli sorular yöneltiyor.

İhvan'ın yaptığı hataların ve adaylarının yedek oluşunun bu sonuca katkıda bulunduğu tartışmasız ancak Ahmed Şefik'in rakibi Hamdin Sabbahi veya Abdulmunim Ebulfutuh da olsaydı pek bir şey değişmezdi. Ahmed Şefik'i savunanlar Muhammed Mursi ile yarışması için ona oy vermediler. Zira yorumların ekseriyeti Abdulmunim Ebulfutuh'un ikinci tura yükseleceği yönündeydi.

Olup biten, geniş kapsamlı dolandırıcılığın sonucudur. Sandıklar ve oy sayımındaki dolandırıcılığı kastetmiyorum. Askeri Konsey'in istihbarat, güvenlik ve medya kollarıyla oluşturduğu genel hava, İhvan'ı ve genel olarak İslamcıları sert ve üzerinde çalışılmış bir kampanya kanalıyla şeytanlaştırmaya yoğunlaştı. Bunun yanı sıra asayiş olayları ve insanları güvenlikten yoksun bırakma amaçlı faaliyet yayıldı. Böylelikle Askeri Konsey'in adayı Ahmed Şefik'in güvenlik ve asayişi sağlayacağı vaadi üzerinde duruldu. Birçok kesimde zarar gören, devrimcilere ve devrimin getirdiği kaosa dayandırılan ekonomik durumun kötüleşmesi de cabası. Yurtdışındaki Mısırlıların oylama sonuçları bu son boyutu net şekilde teyit ediyor. Muhammed Mursi, dışarıdaki oyların yüzde 75'ini elde etti. Yüzde 52'yi aşmayan nihai sonuca kıyasla bitirici ve net bir sonuçtu bu.

Askeri Konsey, birkaç gün önce yargı kolu Anayasa Mahkemesi kanalıyla parlamentoyu feshettiğinde ibre Ahmed Şefik lehine seyrediyordu. Özellikle de bu karar Şefik'in ikinci turda aday olmasına vurgu yapan siyasi tecrit yasasını da kapsadı. Herkes mahkemenin kararlarını açıklaması sonrası Şefik'in sadece bir cumhurbaşkanı adayı değil, bizzat Mısır'ın cumhurbaşkanı gibi konuştuğunu gördü.

Konsey, mahkeme kararlarıyla devrimci safları, seçimleri sürdürmek isteyenler ile seçimlerin faydasız olduğunu düşünen, Mursi'nin çekilmesini ve devrimin yeniden başlatılmasını isteyenler diye ikiye bölmeye çalıştı. Bu durum devrimci güçler arasında bölünmelere yol açtı. Birçok kimse sandığa gitmedi. Bu da Halk Meclisi ve cumhurbaşkanlığı ilk tur seçimlerine oranla katılımın düşük olmasına yansıdı.

Seçim sonuçlarından saatler önce açıklanan 'tamamlanmış anayasa deklarasyonu' ise Askeri Konsey'in iktidar oyununu sürdürdüğünü, Erdoğan liderliğindeki Adalet ve Kalkınma Partisi'nin şu ana kadar bazı belirtileri kalsa da tedrici şekilde kurtulduğu Türk deneyimini hatırlatarak halk ve devlet üzerinde vesayetin sürmesini istediğini doğrulayan bir başka hikâyeydi. Deklarasyona, Konsey'e anayasa kurucu komitesi kurma -bir başka ifade ile yasama- hakkı veren benzeri yetkiler de eklendiğinde bütün bunlar seçilmişlerin temsilcilerinden ve seçilmiş cumhurbaşkanından uzak halk üzerindeki vesayeti teyit etmektedir.

O halde bu, yargıçlarını devrik rejimin atadığı bir mahkeme kanalıyla anayasa elbisesine sarılmış sefil askeri bir diktatörlüktür ve hiçbir şekilde halk üzerinde bir vesayet kurulamaz. Devrimin hedefleri ise velayet tamamen halka dönmeden gerçekleşmez. Planın son parçasını oluşturan cumhurbaşkanlığının seçim sandıkları kanalıyla Ahmed Şefik'e verilmesi kısmında başarısız olunmasından dolayı sevinç duyduğumuz kesin ancak bu durum Mısırlıları gerek Halk Meclisi'nin feshi olsun gerekse tamamlanmış anayasa deklarasyonu kanalıyla vesayet oluşturmak olsun yaşananları görmezlikten gelmeye sevk edemez.

Bugün Mısırlılar yeni bir vesayetle karşı karşıyalar. Kendilerinden ve cumhurbaşkanlarından bu vesayeti sonlandıracak ve velayeti halka verecek yeni bir direniş yolculuğuna başlamaları beklenmektedir. Halkın iradesinin galip geleceğine olan güvenimiz asla sarsılmayacaktır. Mısır'da dünyanın özgür insanlarına ilham kaynağı olan ve tiranlık karşısında merhamet göstermeyen büyük bir halk olduğu görüldü.

 

Yorum Analiz Haberleri

Sosyal medyanın aptallaştırdığı insan modeli
Dünyevileşme ve yalnızlık
Cuma hutbelerindeki prangalar kırılsın
Batı destekli spor projeleri neye hizmet ediyor?
Kemalizm’e has bu Laiklik Fransa’da bile yok!