Katherine Hearst’in Middle East Eye’de yayınlanan makalesini Barış Hoyraz Haksöz Haber okuyucuları için tercüme etti:
Hak grupları, ailenin gözaltına alınma nedenlerinin bilinmediğini, ancak Filistin'le ilgili Facebook paylaşımlarıyla bağlantılı olabileceğini söylüyorlar.
Hak örgütleri, aynı aileden beş kişinin altı ay önce Mısır güvenlik güçleri tarafından zorla kaybedildiğini söylüyorlar.
Mısır İnsan Hakları Ağı (ENHR) ve Zorla Kaybetmeleri Durdur kampanyasına göre, Nasser Abdel Moneim Abdel Naseem ve aralarında eşi ve kızının da bulunduğu beş aile üyesi, Mayıs ayında Kahire ve İskenderiye'de keyfi olarak gözaltına alınmalarından bu yana kayıplar.
Hak örgütleri, yetkililerden bu kişilerin nerede olduklarını açıklamalarını talep etti.
62 yaşındaki Naseem 27 Mayıs'ta Kahire'deki işyerinde gözaltına alındı. Eşi Amal Abdel Salam İbrahim Hassan, kızları Reham Nasser Abdel Moneim ve aralarında Hassan'ın kız kardeşi Ghada Abdel Salam İbrahim'in de bulunduğu diğer iki aile üyesi de aynı gün İskenderiye'de tutuklandı.
ENHR İcra Direktörü Ahmed Attar Middle East Eye'a yaptığı açıklamada “Neden tüm aileyi tutukladıklarını bilmiyorum” dedi.
İbrahim'i şahsen tanıyan ve onunla en son tutuklanmadan önce konuşan Attar, İbrahim'in Bahreyn'de yaşadığını ve iki yıl önce Mısır'a döndüğünü söyledi.
“Mısır'a geri dönmekten korkuyordu. Ama havaalanından geçmeyi başardı ve iki yıldır burada özgürce yaşıyordu” dedi.
Attar ayrıca İbrahim'in tutuklanmasının sosyal medya sayfalarında Filistin ile ilgili paylaşımlarda bulunmasından kaynaklanabileceğini öne sürdü ve İbrahim'in Facebook sayfasındaki son paylaşımın Filistin ile ilgili olduğunu ekledi.
ENHR yaptığı açıklamada “Mısır güvenlik makamlarını güvenliklerinden tamamen sorumlu tuttuğunu ve derhal serbest bırakılmalarını talep ettiğini” ve “vatandaşların hukuk çerçevesi dışında keyfi olarak gözaltına alınmasını ve zorla kaybedilmesini kınadığını” belirtti.
“Resmi suç ortaklığı ile korunan bu ihlaller cezasızlık kültürünü pekiştirmekte, temel insan haklarını baltalamakta ve hem Mısır yasalarını hem de zorla kaybetmeleri yasaklayan uluslararası yasa, anlaşma ve sözleşmeleri ihlal etmektedir.”
Kayıplarda 'sistematik artış'
ENHR'ye göre bu, bir ailenin tamamının zorla kaybedildiği ikinci vaka. Bu vaka, Sayed Ahmed Salem ve dört oğlunun Kasım 2016'da Sina'nın merkezindeki Nakhil bölgesindeki evlerinde gözaltına alındıktan sonra kaybolmalarını takip ediyor.
Sekiz yıl sonra, yetkililere yapılan çok sayıda şikayete rağmen, aile erkeklere ne olduğu hakkında hiçbir bilgi alamadı.
ENHR ve diğer Mısırlı hak grupları tarafından imzalanan Zorla Kaybetmeleri Durdurun Kampanyası'na göre Mısır'da kayıp vakalarında “sistematik bir artış” yaşandı ve 2013 ile Ocak 2023 arasında 3.600 kişi zorla kaybedildi.
Kampanya, 2022'nin sonundan Şubat 2023'e kadar, aralarında tutuklandığında sadece 13 yaşında olan bir çocuğun da bulunduğu 40 kişinin üç yılı aşkın bir süre zorla kaybedildikten sonra yeniden ortaya çıktığını da ekledi. Açıklamaya göre, gözaltına alınanlar gözaltında tutuldukları süre boyunca işkence gördü ve “yasadışı bir şekilde sorgulandı”.
Mısırlı yetkililer ayrıca, aralarında Zorla Kaybedilenler Derneği kurucularından ve - aynı zamanda Ocak 2016'da Kahire-İskenderiye otoyolunun kenarında yarı çıplak halde ölü bulunan Cambridge Üniversitesi doktora adayı - Giulio Regeni'nin ailesinin de avukatı olan İbrahim Metwally'nin de bulunduğu, bu vakaları belgeleyen hak gruplarını da hedef alıyor.
Metwally 2017 yılından bu yana gözaltında tutuluyor.
Attar'a göre zorla kaybetme vakaları, 25 Ocak'taki Mısır devrimi gibi yıldönümleri ve olaylar sırasında artma eğiliminde.
Ayrıca Ekim ayından bu yana Filistin dayanışması ifadelerine yönelik yaygın baskının bir parçası olarak da artmış durumda.
“Özellikle Filistin çevresinde ve her yıl 25 Ocak'a yakın zamanlarda çılgınca bir hal alıyor” dedi.
İsrail'in savaşına açıkça karşı çıkmasına rağmen Mısır, geçtiğimiz yıl Filistin yanlısı eylemlere katılan ve aralarında en az 250 futbol taraftarı, öğrenci ve kadın hakları aktivistinin de bulunduğu yüzlerce kişiyi gözaltına aldı.