Minik elleri tutmaya çıktığımız Afganistan yolculuğumuz

Fetih İnsani Yardım Vakfı Başkanı Yılmaz Bulat, Afganistan yolculuğunu Haksöz Haber okurları için yazdı.

Yılmaz Bulat / HAKSÖZ HABER

Minik elleri tutmaya çıktığımız Afganistan yolculuğumuz

21 Ekim’de İstanbul’dan heyecanla, umutla, mutlulukla Afganistan yolculuğumuza başladık elhamdülillah! Evet kardeşler yıllardır ülkeleri İngilizler, Sovyetler ve ABD işgaliyle tarumar edilen kardeşlerimizin yarasını bir nebze de olsa sarmak İçin çıktığımız yolculuğumuzda ilk durağımız Pakistan oldu. Havaalanına vardıktan sonra önce İslamabad’da bulunan İHH Pakistan Koordinasyon Merkezi’ne uğradık. Yıllardır Suriye’de birlikte çalışma yaptığımız İHH Koordinatörü Murat Kavaktan ağabey tarafından karşılandık.

Heyecanlı ve mutluydum… Bir gece Pakistan’da kaldıktan sonra dört buçuk saatin sonunda Afganistan sınırına, Torham gümrüğüne geldik. Torham’da Türkiyeli olmamız hasebiyle alaka biraz daha yoğundu. Bize Türkiye’deki TV dizilerini soruyorlar ve anlaşılan o ki yakından takip ediyorlar. Vize işlemleri bittikten sonra Afganistan’a geçiş yaptık. Türkiye’ye ilgisi olan Afganlı gençler bize bölgeyi epeyce gezdirdiler. Nereden geldiğimizi diğer arkadaşlarına söyledikleri için çevremize toplanan insanlar bizi soru yağmuruna tuttular, bu sayede onlarla muhabbet etmiş olduk.

Ardından aracımızın gelmesiyle beş saatlik Kabil yolculuğumuz başladı ve derken Celalabad’a ulaştığımızda saat akşam sekiz olmuştu. Orada ilk Afgan yemeğimizi yemiş olduk daha sonra Kabil’e hareket ettik ve ucu bucağı görülmeyen dağların arasından, nehrin kenarından yolumuza devam ettik akabinde Kabil’e vardık ve geceyi geçirmek için buradaki çalıştığımız partnerimiz olan Hedef Yetim hanesinde yetimlerle birlikte kaldık. Sabah olduğunda ise çarşıya çıkardırlar ve bir Kabil gezisi yaptık.  Yöresel Afgan elbisesi aldık, bugünümüz de böyle geçti. Program ertesi gün büyükelçiyi ziyaretle başladı. Akabinde de TİKA’yı ziyaret ettik ve orada gıda dağıtımı, su kuyusu, yetimhane, mescid projelerimizi paylaştık ve karşılıklı istişarelerde bulunuldu. Kabil’de yeni kurulan hükümette ilk olarak Şehid, Gaziler ve Yetimler Bakanı Abdurrazk’ı ziyaret ettik. Bakan bize yetimler, şehidler ve gaziler hakkında ayrıntılı bilgileri sunarken öncelikli ihtiyaç durumlarını da aktardı.

Bu doğrultuda listeleri aldıktan sonra kendilerinin bizlere vermiş oldukları refakatçı eşliğinde gıda kolilerimizin çarşıdan sıkı bir pazarlıktan sonra alımını gerçekleştirdik. İlk dağıtım yerimiz Kabil’e bağlı olan Silo Mahallesindeydi ve hazırlıkların ardından Bakan yardımcısı ve Büyükelçi’nin yardımcısının da katılımıyla 725 aileye dağıtımı gerçekleştirdik. Göç Bakanı da dağıtım etkinliğinde basına durumlar ile alakalı bilgi verdikten sonra Türkiye’ye şükranlarını ve teşekkürlerini iletti. Dağıtımı yaptıktan sonra bölgen ayrıldık ve başka dağıtımlar için istişareler yapmaya başladık ve sonraki durağımız Gazne’ye gitmek için yola koyulduk. 998-1030 yıllarında hükümdarlık yapan Gazneli Mahmut’un şehri burası. Gazne bölgesinde yetim kompleksi için bakanlığın tahsis ettiği alanda incelemelerde bulunduk. Gazne savaştan en çok etkilenen yerlerin başında gelmesi hasebiyle binlerce yetimin bulunduğu bölge olarak ta bilinmektedir. Arazi incelemelerinde bulunduktan sonra bölgeyi ziyaret edip araştırmalarda bulunup notlarımızı aldıktan sonra Kabil’e tekrar geri döndük. Sonraki sabah Meydan Vardak şehrine bağlı Mahmut Kale Mahallesinde yaşayan yetim ailelere gıda malzemesi dağıtmak için sabah saat 4.30’da yola çıktık. Oraya vardığımızda bizleri bekleyen Afganlı kardeşlerimiz ilk defa köylerine birilerinin ziyarete gelmesi dolayısıyla sevinçle bizleri karşıladılar ve köyün misafirler için hazırlanan odasında sohbete başladık. Yardım sahiplerine dua ediyorlardı bizlere ihtiyaçlarını dile getirdikten sonra. Yeşil çay, yağ, Afgan ekmeğinden oluşan kahvaltı ikramını afiyetle yaptıktan sonra dağıtım yerine yetimler gelmeye başladı. Gelenlerin hepsinin tabi ki ayrı ayrı hikâyeleri var. Ayaklarında giyecek bir şeyleri yok, havanın soğuk olması ve üzerlerinde mont olmaması da bizleri ayrı hüzünlendirdi. Türkiye’den ve yurt dışından gelen yardım ve zekat dağıtımını gerçekleştirdikten sonra tekrar Kabil’e doğru hareket ettik.  Yorucu bir yolculuk, dağları, dereleri aşan bir yolculuk. Yaklaşık altı aydır yağmur yağmadığı İçin Afganistan’da ciddi bir kuraklık olmuş ve bu derelerin suyu çekilmişti. O yüzden tarım ve hayvancılıkta ciddi sıkıntı içine girmiş durumda. Bundan dolayı daha da sıkıntılı günler yaşayan köylüler bütün geçimleri tarım ve hayvancılıktan olduğu için biran önce yağmurun yağmasını bekliyorlar ve dua ediyorlar.

Yolumuzun üzerinde bir medreseye uğradık. Burada takriben 125 yetim kalıyor ve eğitim görüyor, orada kalıyorlar. Yetimhanenin müdürü ile konuştuğumuzda buranın giderlerini yöre halkının az çok idare ettiğini ama kuraklıktan dolayı onların da sıkıntıya düştüğünü anlattı. Kabil’e varıp hazırlıklarımızı tekrar yapıp yetimlerimizle buluşmanın heyecanıyla Celalabad vilayetinin 5. Nahiyesindeki Hanei şirin yetimhanelerindeki kardeşlerimizi ziyarette bulunduk. İhtiyaçları olan gıda ve nakit yardımları teslim ettikten sonra Merestun yetimhanesine ziyarette bulunduk.

İki yetimhanede de sevgiden mahrum kalmış yetimlerin yüzlerinde savaşın izlerini görebiliyorduk. Sorumlular aylardır gıda desteği alamadıklarını, kuraklığın yaşandığı bölgede su sıkıntısı dahi çektiklerini aktardı. 107 mahzun yetimimize nakdi yardımda bulunarak bir nebze olsun sıkıntılarını hafifletmeye çalıştık. Savaş o denli acımasızdır ki, bizlerin neden orada olabileceğini dahi anlayamayacak kadar yaşları küçük olan yavrucaklarımız ile aramızda sanki bir soğuk mesafe var gibi ilk başlarda. Ama o soğukluk ilk dokunuşla birlikte ortadan kalkıyor ve mutlulukla, sevgiyle, tebessümle birbirimize sarılmaya başladık. Mesafeler ortadan kalktıktan sonra kardeşlerimize göre artık ben de bir Afganlıydım. Onlar ise bana 15 gündür ayrı kaldığım evlatlarımın özlemini gideren ümmetin evlatlarıydı. Onlar mı yetim biz mi yetim bilemeyiz ama tek bildiğim şey onlarla beraber olduğumda evlatlarımla birlikte yaşadığım gibi huzuru görmem idi. Onları az çok anlayabilirdim. Çünkü ben de annemi ve babamı çocuk yaşta kaybettim. Allah Resulünün hadisi şerifinde belirttiği gibi.

Akabinde kardeşlerimizden ayrılıp Torhan sınır kapısına gelerek Pakistan İslamabad üzerinden İstanbul’a geldim. Sizlere bu 15 günlük ziyaretimizi anlatmamın en büyük sebebi gördüklerimiz bizleri şahid tutar, ben de şahid olduklarımı sizlere anlatma ihtiyacı duydum. Sizlerle birlikte iyilik gönülleri fetheder sloganıyla…

Afganistan Haberleri

Onbinler şehid Halilurrahman Hakkani’yi son yolculuğuna uğurladı
Afgan bakana yönelik suikastı IŞİD üstlendi
Afgan bakan suikasta uğradı
Afganistan İslam Emirliği, Suriye halkının zaferini tebrik etti
Afganistan İslam Emirliği’nden Halep’i fetheden mücahidlere tebrik