Mini etekliye kezzap” oluverdi aniden “şırıngalı saldırgan”!..

Ali İhsan Karahasanoğlu

Adamların akılları başlarından gitmiş, farkında değiller. Bir ilçede, sıradan bir asayiş olayı yaşanıyor; konuyu hemen türban tartışmasına bir yerinden ilintiliyorlar.

Bir manyağın teki, sokakta kızlara şırınga ile yakıcı madde sıçratmış, hemen türban yasağı ile bağlantı kuruyorlar!

Türban yasağı kalkıyormuş ya; bundan sonra sadece isteyenler değil, herkesin zorunlu olarak türban takması gerekiyormuş, bunun için de mini eteklilere kezzap  atılıyormuş!

Adamlarda üç kuruşluk akıl yok..

Birazcık düşünseler, ne kadar saçma bir senaryo yazdıklarını farkedecekler!

Türbana serbestlik isteyenler, mini eteklilere kezzap atma meraklısı iseler, yasak sürerken mi bu işi yaparlar, yoksa yasak kalkacağı zaman mı?

Aklı başında herkesin cevabı, “Yasak sürerken” şeklinde olacaktır.

Hiç kimse, kendisine bir özgürlük sağlanacağı zaman, kalkıp başkalarına saldırganlık yaparak, kendi önünü tıkamak istemez ki!

Üstelik, sebeb ile vardıkları sonuç arasında hiçbir illiyet bağı yok..

Farzedelim, başörtülülere bir saldırı olduğunda, “Başı açık gezmek yasaklansın” mı denilecek?

Böyle saçma bir talep olabilir mi hiç?

Başörtülüye kim saldırdı ise, yakalarsınız, yargılar, verirsiniz cezasını..

Bunun gibi, mini etekliye bir saldırı varsa (ki saldırılan kızlar da, mini etekli değiller), faili yakalar, yargılar, verirsiniz cezasını.. Ne istiyorsunuz, başörtülülerden!

Ama karteldeki kuş kafalıların akılları, bu kadar çalışıyor işte!

Aslında onlar için önemli olan, haberlerin mantıklı olması, doğru olması, gerçeklerle uyumlu olması da değil...

Bir karışıklık çıkartsınlar; onlar için yeter!..

Mantıkmış, akıl imiş, tutarlılık imiş, gerçeklik imiş... Bunların hiçbirisinin, onlar için önemi yok!..

“Mini eteklilere kezzap atılıyor” derler. Verdikleri haberdeki mağdurların ikisinin pantolonlu olduğunu görmezler..

“Mini eteğe kezzap” derler, mağdur kızın eteğinin mini olmadığını okuyucu farkedecek diye, kızı koltuğa oturtup, “eteğini biraz geri çek” diye ısmarlama resim çektirirler.. Eteğin kasten toplanarak, bacakların açıldığının ayan beyan ortada olduğunu farkedemezler!

Gözlerini kin ve nefret bürümüştür çünkü..

En sonunda da, kezzapla saldıran yakalanınca, “şırıngalı saldırgan” ile çevirirler lafı...

Utanmaları yoktur çünkü..

Ahlâk da yoktur..

Hukuka saygıları da yoktur..

Basın Konseyi onların elindedir, dolayısıyla niye çekinsinler ki?!

Gazeteciler Cemiyeti, bir dediklerini iki etmez zaten..

Niye yalan yazmasınlar ki?..

Maksat, derindekilerin emirlerini yerine getirmek!

Amaç; karışıklık çıkartıp, bir avuç egemenin hakimiyetinin sürmesini sağlamak!

Dün de, İstanbul Bahçelievler’de, daire kapılarının üzerine “Allah” yazıldığı iddiasını attılar ortaya.. 5 ay önceki bir olayı, son konjonktüre uygun bir ambalajla sundular halkın bilgisine!..

İyi gene, 5 ay önceki olayı koymuşlar önümüze.. Onlarca yıl öncesinin olaylarını da, yeni imiş gibi takdim edebilirlerdi..

6’şar, 7’şer milyar maaş alıp, sadece bizim gibi televizyon izleyen RTÜKüyelerinin olduğu bu ülkede, kartelcilerin yaptıkları az bile..

Sadece, yalanlarını ortaya çıkartan Vakit gibi gazetelerden çekiniyorlar birazcık..

Yazıyorlar, çiziyorlar, tehdit ediyorlar, yargısız infaza tabi tutuyorlar.. Verdikleri haberler yalan çıkınca, hiç utanmadan, bir başka yalanla, bir başka iftira ile yollarına devam ediyorlar..

Oysa yaptıkları, sadece basit bir gazetecilik etiğine aykırı davranış, RTÜKkurallarına aykırılık teşkil eden yayın değil; savcıların re’sen takip etmesi gereken suç niteliğinde eylemler..

Henüz sebebi belli olmayan bir kezzap eyleminde, tüm başörtülüleri ve başörtü takılmasının serbest olmasını isteyenleri suçlayacak şekilde, “Mini etek giydiği için saldırıya uğradı” yalanını nasıl uydurabilirler?

Bu açıkca; halkın bir bölümünün, diğer bölümüne karşı kin ve nefret duyması için tahrikte bulunmak değil midir?

Savcılar, bu tür yayınlar hakkında, niçin soruşturma açmazlar?

Yalan haber yazmak serbest midir bu ülkede?..

“Başörtüsü serbest olsun” diyenlere, iftira etmek serbest midir bu ülkede?..

“Yasakların sürmesi” için komplolar kurmak, “özgürlük isteyenler”i “hain” gibi gösterip, başka ülkelere gitmelerini önermek, serbest midir bu ülkede?..

Vakit gazetesi