HAKSÖZ HABER
Galatasaray’ın özel bir maç için Yunanistan’a gitmesi sonrasında yaşananlar epey tartışıldı. Galatasaraylı futbolcular PCR testleri bahane edilerek havaalanında bekletildikten sonra Yunanistan’a girişlerine izin verilmedi. Maç iptal edildi ve netice olarak zaten her zaman gergin olan iki ülke arasındaki ilişkiler daha da gerildi. Dışişleri dahi konu hakkında açıklama yaptı.
Muhafazakâr milliyetçi çizgideki siyasilerden Mustafa Destici ise Yunanistan’ın muamelesine tepki gösterirken farklı bir yaklaşım sergiliyor. Öncelikle mültecilere her türlü hukuksuzluğu ve gayri insani tutumu sergileyen Yunanistan’ın “yabancılar” söz konusu olduğunda karnesi pek parlak değil. Bu sebeple Galatasaray’ın gördüğü muamelenin tarihsel bir arka plandan hareketle milliyetçi teamüllerle yapılmış olması ihtimalini atlamamak gerekiyor.
Yunanistan’ın gayri insani, ayrımcı tutumuna karşı yapılması gerekenin ne olduğu ise çok su götürecek bir konuya benziyor. BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’nin önerisi ise şöyle: "Dış ilişkilerde mütekabiliyet esastır. Dün ben Trakya ve adalar bölgesindeydim. Adalardaki bütün kiliselerin ve azınlık kapılarının kapısında 'Rum' ibareleri var. Mütekabiliyet ilkesini işletelim ve bütün buralardaki 'Rum' ibaresini kaldırıp Rum kökenli olanlar için Ortodoks okulu veya kilisesi; Ermeni kökenli olanlar için de Gregoryen Hristiyan ifadesini asarak mütekabiliyet esasının gereğini yapalım. Yunanistan bu kararından vazgeçene kadar, Batı Trakya ve Yunanistan'ın diğer bölgelerindeki Türk azınlığını tanıyana, Lozan'a uyuncaya ve AİHM kararlarını uygulayana kadar bunu gerçekleştirelim."
Rum ibaresini kaldırmanın kime ne yararı olacaktır? Buradaki kalkış noktası insanların etnik kökenleri üzerinden değil dini tercihleri üzerinden tanımlanmaları olsa belki bir miktar anlaşılabilir ancak Yunanistan “Türkleri” tanımıyor biz de mütekabiliyet gösterip onları tanımayalım demek hakkaniyetli bir yaklaşım mıdır?
Milliyetçiliğe karşıt milliyetçilik ile cevap vermek coğrafyamıza kan ve gözyaşı dışında ne getirmiştir?