Milliyetçi hamasetin Çanakkale masalları…

Engin Ardıç, Sabah gazetesindeki köşesinde reklamlar yoluyla oluşturulan tarih anlatısına dikkat çekiyor.

HAKSÖZ HABER

Milliyetçiliğin tarih anlayışı kurgusallıklar üstüne örülü. Tarihi çarpıtarak kendi ideolojisine uygun hale getiren milliyetçi-devletçi eğilimler tarihe ‘kullanışlı aparat’ muamelesi yapıyor. İşin özünde bu çabanın bizzat kendisi bile milliyetçiliğin ne kadar gayri tabi bir şey olduğunu görmek için yeterlidir.

Ulus devletlerin inşası insanlığın bütün bir birikimi yeniden elden geçirilerek yapıldı. İnsanlık tarihi içerisinde oldukça az –neredeyse bir nokta kadar- bir yer kaplayan uluslar sanki Âdem (as) ile eşdeğer şeylermiş gibi lanse edildi. İnsanların kafasında böylelikle ulus ve onun inşa edici anlatıları olan devlet, vatan, bayrak her şeyden daha güçlü imgeler haline geldi.

Kemalizm’in hikayesi de bu bağlamda anlamlandırılabilir. Batı’daki sürecin bütün değer ve kurumlarıyla Osmanlı topraklarına taşınmasının en güçlü yansıması olan Kemalizm de tarihi istediği gibi kurgulamaktadır. İstediği şeyleri ön plana çıkartır, istediklerini yok sayar, boşlukta kalan kısımları istediği gibi doldurur! Tarih artık “balığın tırmandığı kavaktan bahseden” üst masaldır…

Sabah gazetesi yazarı Engin Ardıç, Cumhuriyet’in tarih anlatısının tutarlılığını sorgulayan ve ne yazık ki artık medyada nadiren gördüğümüz önemli bir eleştiri kaleme almış. Yazının ilgili kısmını olduğu gibi aktarıyoruz.


Engin Ardıç / SABAH

Sonunda geçmişlerdi

Çanakkale Zaferi'ni kutladık. Elbette kutlayacağız.
"Kut'u da kutlayalım" demiştik, orada Atatürk geçmediği için birtakım bürokrat eskileri "Hayır, kutlamayalım, gerek yok" demişlerdi... Utanmadan...


Çanakkale'yi Birinci Dünya Savaşı bağlamından koparıp Kurtuluş Savaşı'na "eklemleme" çalışmaları bütün hızıyla sürüyor.


İngiliz ve Fransız emperyalizmine dümdüz gidiyoruz da ne hikmetse Alman emperyalizmini es geçiyoruz.


Bu gibi günler, genellikle tam sayfa şirket reklamlarına da "vesile" olur.
Amaç, yerli ve de milli hisleri gıdıklayarak şirketin reklamını yapmaktır.
Yani, milli gün "vasıta" edilir.
Buna da peki. Ama abartmadan, suyunu çıkarmadan, gülünç olmadan.


Bir inşaat şirketi 18 Mart ilanı veriyor. Başlık: "Kahramanlık bu milletin yapısında var."
Öyle olsun da, şirketin adı Bilmemne Yapı olunca işin rengi azıcık değişiyor.
Hani utanmasalar, Atatürk'e "Ben inşaatçının zeki, çevik ve ahlaklısını severim" dedirtecekler. "En büyük inşaatçı" bile diyebilirler, en büyük asker, en büyük devlet adamı, en büyük devrimci vb. gibi.
Gerçi büyük önder günümüzde yaşasaydı "Ben inşaatçının dürüst, malzemeden çalmayan ve depreme dayanıklı ev yapanını severim" de diyebilirdi hani...

***

Bir başka şirket de, gene tam sayfa, "106 yıl geçti, Çanakkale geçilmedi" demiş.
Kardeşlik, Sarayburnu açıklarında demirleyen düşman zırhlıları Panama Kanalı'nı aşarak mı gelmişlerdi, Bering Boğazı'nı mı?


Hamaset yapacaksan yap da akıllı uslu olsun.
Reklam ajansının sana yaptığı sunumda ağzını aç da iki laf et, ne de olsa para senin paran.

Yorum Analiz Haberleri

Sosyal medyanın aptallaştırdığı insan modeli
Dünyevileşme ve yalnızlık
Cuma hutbelerindeki prangalar kırılsın
Batı destekli spor projeleri neye hizmet ediyor?
Kemalizm’e has bu Laiklik Fransa’da bile yok!