Rıdvan Kaya yazısında 10 ülke büyükelçisinin mesajının ardından artan bürokratik tansiyonun Türkiye için yararını ve hukukun önemini değerlendiriyor.
Halkın ekonomik ve siyasi sorunlarla yoğun biçimde bunaldığı bir süreçte Türkiye yeni bir diplomatik krizle yüz yüze. Osman Kavala davasına ilişkin 10 Batılı ülke büyükelçisinin yaptığı açıklama geçiştirilmek, basitçe eleştirilmekle yetinmek yerine siyasilerce giderek tırmandırılmakta. Sorunun Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Dışişlerine adı geçen elçilerin derhal ‘istenmeyen adam’ ilan edilmesi talimatı vermesiyle geri dönülemez bir noktaya doğru ilerlediği görülüyor.
Bu ne şiddet, bu celal!
İktidar bu konu üzerinden bir kez daha milliyetçi hamasete sarılıyor. Ne yazık ki sorunları gerçek boyutlarıyla ve kökenleriyle ele almak yerine haricileştirme ve ‘bize operasyon ha!” söylemiyle karşılayıp halının altına süpürme tutumu ısrarla sürdürülüyor. Belki bir müddet, çok kısa bir müddet için kamuoyunda istenen atmosfer tesis edilse bile bu tutumun hiçbir kalıcı yarar sağlamadığı ise bir türlü görülmek istenmiyor...