güçlü bir geleneğe sahip. Son dönemlerde bu olguyu zayıflatmaya yönelik önemli gelişmeler yaşanmakla birlikte, militarist kurumsallaşma ve işleyiş hâlâ pek çok alanda belirleyici konumda. Bu olgunun eğitim-öğretim hayatında da açık etkilerini görmekteyiz. TC eğitim sisteminde okul adeta kışla, öğrenciler de asker gibi algılanmakta ve tüm düzenlemeler bu algı temelinde yapılmakta.
"Milli Güvenlik Dersi" ve "Andımız" uygulaması bu "kışla düzeneği"nin en çarpıcı yönlerinden ikisini oluşturuyor. Başta Özgür-Der tarafından olmak üzere zaman zaman "Milli Güvenlik Dersi" ve "Andımız" uygulamasının kaldırılmasına yönelik talepler içeren çeşitli etkinlikler icra edildi. Ancak konuyla ilgili bakanlık ne dilekçelere cevap verdi, ne bunlardan kaynaklanan faşizan baskıları gündemine aldı ve ne de ortaya konan eylemlerde dile getirilen talepleri gündemine aldı.
Referandumdan daha da güçlenerek çıkan Hükümetin okullardaki kışla sistemini tasfiye ederek daha insani ve özgür bir eğitime kapı aralaması gerektiğini düşünüyoruz. Bu yönde bir adım olarak "Milli Güvenlik Dersi"nin kaldırılması ve "Andımız" uygulamasının son bulması gerektiği yönünde bir gündem oluşturulması gerektiğini düşünüyoruz. Bu kaygılarla hazırladığımız bu forumda yer alan sorulara cevap vermek suretiyle katkılarınızı bekliyoruz.
- Milli Güvenlik Dersi nasıl bire kafa yapısının ve ne tür bir ideolojik yaklaşımın ürünüdür?
- Son dönemlerde özgürlüklerin genişletilmesi ve militarist dayatmaların azaltılmasına yönelik pek çok ilerleme sağlandığı iddiasına rağmen "Milli Güvenlik Dersi sorunu"nun Milli Eğitim Bakanlığının ve Hükümetin gündemine bir türlü gelmeyişini nasıl yorumluyorsunuz?
- İslami kamuoyunun bu yönde somut, yaygın ve yoğun bir talebinin olmayışı sizce normal midir? Bu konuda neler yapılmalıdır?