Milletin Parasıyla Hasdal Seferi Suç!

Tutuklu subayların ziyaret edilmesinin TSK’da göreve dönüştürülmesine hukukçular sert tepki gösterdi.

Bugün gazetesi, Hasdal ziyaretlerini gündemleştirmeye bugün de devam etti:

Tutuklu subayların ziyareti için özel uçak ve araç tahsis edilmesini ‘yargıya baskı’ olarak değerlendiren hukukçular ve sivil toplum örgütleri sorumlular hakkında işlem yapılmasını istedi.

Hasdal’da yaşanan ziyaret skandalı kamuoyunda sert tepkiye yol açtı. Ergenekon ve Balyoz davalarının tutuklu subaylarına, görevdeki generaller tarafından gerçekleştirilen ziyaretlerin masraflarının TSK tarafından karşılanmasının ‘kabul edilemez’ olduğunun altı çiziliyor. Hukukçular, bu tür girişimlerin mahkemelere yönelik baskı aracı olarak algılanabileceği uyarısında bulunuyor. Sorumlular hakkında işlem yapılması gerektiğine de dikkat çekiliyor.

OPERASYONU BIRAKIP GİTTİ

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in Hasdal’daki Balyoz ve Ergenekon sanıklarına yaptığı ziyaretin ardından yaşanan gelişmeleri BUGÜN ortaya çıkardı. Hasdal’a yapılan ziyaretlerin peryodik ve adı konulmamış bir görevlendirme şeklinde yapıldığı tespit edildi. Özel’in 27 Ekim’deki Milli Güvenlik Kurulu’ndan 3 gün sonra yaptığı ziyareti diğer kuvvet komutanlarının ziyareti izledi. Genelkurmay Harekât Başkanı Korgeneral Abdullah Recep’in de 19 Ekim’de Hakkâri Çukurca’daki terör saldırısında 24 askerin şehit düşmesinden bir gün sonra başlatılan operasyonu yarıda bırakıp Hasdal’a gittiği öne sürüldü. Hasdal ziyaretçisi generallerin görev dönüşü üstlerine rapor hazırlamalarının da TSK’da teamül haline geldiği bildirildi.

Generallerin ziyaretlerinin tüm masraflarının TSK’ya fatura edilmesinin ziyaretlerin kurumsal bir kararla yapıldığının göstergesi olduğuna dikkat çekildi. Ziyaretlerin yol parasının, yenilen yemeklerin ve karşılamaların tamamen devlet imkanlarıyla sağlandığı ifade edildi.Hava Kuvvetleri’nde de geleneğe dönüşen Hasdal ziyaretlerinin her hafta perşembe günü düzenli olarak yapıldığı, bu ziyaretlere 6-7 general ile 25-30 kadar subayın katılımının sağlandığı öne sürüldü.

BİZZAT ORG. ERTEN BELİRLEDİ

Hava Kuvvetleri’nde resmileşen ziyaretlerde gidecekleri bizzat Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Mehmet Erten’in belirlediği ve görevlendirdiği iddia edildi. Ziyaretçi subayların sürmekte olan dava ile ilgili tutuklu personelin isteklerini alarakKarargâh’ta Kurmay Başkanı Korgeneral Nezih Damcı ile HavaKuvvetleriKomutanı Mehmet Erten’e ilettikleri aktarıldı. Genelkurmay Adli Müşavirliği’nde Hakim Albay Şakir Aytaş tarafından TSK Dayanışma Vakfı’ndan daha geniş tutuklu personelin istifade etmesi ile ilgili çalışmanın yürütüldüğü iddia edildi. Hava Kuvvetleri’nde iseHasdal sanıklarına destek için her ay bütün generaller ve bazı albaylardan tutuklu subaylara yardım amacıyla 500 lira para toplandığı savunuldu.

Mahalle baskısı net

Doç. Dr. Tanel Demirel: Bir mahalle baskısı olduğu açık ve net. Eski komutanlarını ziyaret etmeyenlere yönelik, acaba hükümete yakın mı ya da silahlı kuvvetlere yönelik psikolojik bir harekât olduğunu mu düşünüyor da ziyarete gitmiyor gibi bir durum gündeme gelebilir. Devlet imkanlarının kullanımı ayrı bir sorun. Devlet imkanlarımesai saatleri arasındamı kullanılıyor? Eğer böyleyse görevin kötüye kullanılması söz konusu. Türkiye’de askeri vesayet geriletilmiş olmasına rağmen silahlı kuvvetlerin yanında devletin de tam şeffaflığı sağlayabildiğini henüz söyleyemiyoruz. Yani bu araçlar sadece Hasdal’a ya da Silivri’ye gitmek için kullanılmıyor. Işık Koşaner’in dinlemeye takılan sözlerinde olduğu gibi çeşitli yüksek düzeydeki komutanların ve ailelerinin özel işlerinde de kullanılıyor.

Hakkında işlem yapılır

Emekli Başsavcı Reşat Petek: Ergenekon ve Balyoz davaları sanıklarına yönelik ayrıcalık olarak algılanan uygulamalarla ilgili kamuoyunda ciddi anlamda kaygılar oluştu. Bir kimse hakkında soruşturma ve yargılama başlamışsa o kişiye yönelik kamusal bir destek görülerek harcama ve uygulama yapılması yasalara göre uygun değildir. Devlet desteği altında kurumsal olarak tutuklu sanıklara yardımda bulunanlar varsa o kişiler hakkında gerekli mercilerin denetimi yapıp haklarında işlem yapması gerekir. Bu kapsamda tutuklu sanıklara yönelik eğer devlet desteğiyle araç temin edilmesi ve özel avukat tutulması söz konusuysa bu konunun da aynı çerçevede değerlendirilmesi gerekir. Çünkü görevi dışında suç işleyenlere yönelik yasalarda kurumsal olarak avukat desteği sağlama imkanı bulunmuyor. Bununla beraber devlet desteğiyle sanıklara ayrıcalık sağlayacak uygulama ve imkanlar mahkemelere baskı aracı olarak algılanabileceği gibi yasalardaki usul ve esaslara da aykırılık teşkil eder.

Ergenekon’un arkasında mı duruluyor?

Adaleti Savunanlar Derneği Onursal Başkanı Adnan Tanrıverdi:
Başka bir suçtan dolayı tutuklu bulunan askeri şahıslara yapılan ziyaretlerin bir anlamı olabilir. Ancak toplumda da infial uyandıracak şekilde darbe teşebbüsünden dolayı yargılanan kişilere yönelik devletin imkanlarını kullanarak dayanışmayı göstermek, Ergenekon zihniyetinin arkasında durulduğu anlamına gelir. Bu tavırdan vazgeçilmeli. Eğer bu iş gönüllülük esasına göre yapılıyorsa insani bir davranış olarak değerlendirilebilir. Ama emirle oluyorsa ahlaki açıdan uygun değil.

Soruşturma konusu olabilir

Emekli Askeri Hakim Faik Tarımcıoğlu:Ergenekon ve Balyoz davaları kapsamında tutuklu bulunan subaylar için Karargâh’ta görevli komutanların doğrudan devlet imkanlarını kullanarak özel uçak ve araç tahsisi yapmaları soruşturma konusu olabilir. Ancak bu tarz yardımları kurumsal destek olarak algılamak için de önemli delillerin olması gerekir. Delillerin olması halinde bu tarz faaliyetler mahkemelere yönelik baskı aracı olarak algılanabilir. Ergenekon ve Balyoz sanıklarına destek vermek için baskı amaçlı CHP milletvekillerinin topluca mahkeme salonlarında bulunmasını da dikkate alabiliriz. Bununla beraber yıllardır beraberliği olan Harbiye’de beraber okumuş arkadaşların parasal olarak birbirleri için 500 liralık yardım yapmalarını da kurumsal olarak algılamamak gerekir. İnsani olarak değerlendirilebilecek bir konudur.

Yargıya direniliyor

Hukukçular Birliği Vakfı Başkanı Sinan Kılıçkaya: TSK’nın her ne kadar yargıya saygılı olunsa da yargıya direnme şeklinde algılanabilecek birtakım davranışları söz konusu. Bu da onlardan biri. Halbuki isnat edilen suç bireysel bir suçtur. TSK ile ilgisi yoktur. Hatta TSK’- da olmaması gereken hadiselerdir. Buna rağmen TSK’nın ısrarla sanıkları ziyaret etmesi, rapor tutması ve sanıklara sahip çıkan tavırlar içinde olması bir çeşit yargıya direnme, gereken saygıyı göstermemektir.

Kaynak ayrılması yolsuzluk, suistimal

Uluslararası Hukukçular Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Avukat Cahit Özkan: Bu ziyaretler adil yargılamaya vemahkemelerin serbestçe karar verme yetkilerine zarar verir. TSK’nın yeniden itibar kaybına sebebiyet verebilecek bir girişim. Yargılaması devam eden sanıkların kurumsal olarak ziyaret ediliyor olması ve bu sanıklar için finans kaynağı ayrılması kesinlikle kabul edilebilir bir durum değildir. Geçmişinde Türk halkına büyük bedeller ödettiren ve gelecekte de bedel ödetmesi muhtemel olan söz konusu askeri personelin yargılamasının neticesini beklemesi gerekir. Bunu yapmazsa öncelikle adil yargıyı etkilemekten suç unsuru doğar. İkinci olarak da kurumsal olarak TSK’yı zan altında bırakır. O nedenle sivil toplum örgütlerinin şikayette bulunma hakları var. Bu noktada yapılacak şikayetleri savcılarımız da ciddiye alarak gerekeni yapmalı. Ayrıca kamu kaynaklarının görevi kötüye kullanma şeklinde harcanması da doğru değil. Nasıl ki bir kamu kaynağının yolsuzluk yapılarak birilerinin ceplerine girmesi yolsuzluk olarak değerlendiriliyorsa bir kamu kaynağının amacı dışında kullanılması da yolsuzluktur, görevi kötüye kullanmaktır ve görevi suistimaldir.

Hukuk devletinde asla olmamalı

Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu: Burada sadece devletin imkanı kullanılmıyor. Herhangi bir suçtan dolayı tutuklananlara destek olmak gibi hukuk devletinde olmayacak bir devlet teamülü oluşturuluyor. Ya da eskiden beri vardı bizim haberimiz yoktu. Her iki açıdan da sakınca var. Birincisi bir paşanın, Genelkurmay Başkanı’nın, yüzbaşının, binbaşının, astsubayın ya da herhangi bir vatandaşın herhangi bir tutuklu kişiyi ziyaret etmesi gayet normal. Bir şartla, yol masrafını gelişini gidişini kendisi karşılıyor olması şartıyla. Bunun etik olanı oraya emir sonucu gitmemesi. Sanki cumhuriyet mitinglerine adam taşıyor gibi zorunlu ziyaretler, masrafları devlete karşılatma söz konusuysa bu da gözaltına alınanlarınkine yakın bir suçtur. Suç işlenmektedir.

Kurumsal desteğe soruşturma açılmalı

ASDER Genel Başkanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan: Bu ziyaretlerin kurumsal destek olabilmesi için bunun planlı ve görevlendirilmiş bir şekilde yapılması önemli. Yani ziyarete gelenlerin çoğu meslektaş, arkadaş ise bunların ziyarete gelmeleri doğal bir durum. Kurumsal destek olabilmesi için o kurumun sistematik bir şekilde bunu bütüne duyurması lazım. Bu şekildeki bir kurumsal desteğe de soruşturma açılmalıdır. Sanıklar için para toplanması konusunda da soruşturma açılmalı ve incelenmelidir. Bunu insani bir ziyaret mi yoksa bir bakıma yargıya bir baskımı, bu ortaya konulmalıdır. Eğer kurumsal bir ziyaretse yargıya baskı sonucu çıkar. Ama kurumsal değil insani bir durum olarak görülürse sorun oluşmaz. İç emir haline getirilmiş ise soruşturma açılması gerekmektedir.

İçeride neler konuşuluyor?

Boğaziçi Avukatlar Derneği Başkanı Bilal Çalışır: Böyle bir şeyin hukuken uygun görülmesi mümkün değil. Sanıkların birçoğu suç isnadıyla tutuklu bulunuyor. O nedenle ziyaretlerin sürekli yapılıyor olmasına normal diyemeyiz. Ayrıca ziyaretlerde harcırah alınması ve bunlara harcanması suç teşkil eder. Silahlı kuvvetler ve devlet içerisindeki suç örgütlerinin cezaevlerine bile girmesine rağmen içlerindeki yapıyı bozmadıklarını ve bunlarla ilgili örgütsel yapılarının devam ettirmeye çalıştıklarını akıllara getiriyor. Belki hâlâ dışarıdakilerle içeridekiler bu şekilde bağlantı kurmaya çalışıyor. Böylece örgütsel yapıların devamı bu şekilde korunmaya çalışılıyor olabilir. Bu görüşmelerde ne konuşuluyor? Bunların kamuoyuna açıklanması lazım.

Kurum için sakıncalı

Demokrat Hukukçular Derneği Başkanı Av. Halil Doğan: Genelkurmay’da muvazzaf subayların, suç işlediği personelle ilgili mutat hale gelen ziyaretler yapması ve üstlerine rapor etmesi, hatta onlaramaddi yardımlar yapması hukuken korunacak bir davranış değil. Subayların kendi arkadaşlarını ziyaretleri insani-mesleki dayanışma olarak görülse bile, bunun kurumsal bir davranış haline getirilmesi sakıncalar doğurur. Genelkurmay’ın tavrından zanlıların üstlerine atılı suçları suç görmediği gibi bir kanaat çıkmaktadır. Bunlar hukuk devletinde korunması imkanı olmayan davranışlar.

BUGÜN 

***

İlgili Haber:
TSK'dan Tutuklu Subaylara Periyodik Ziyaret

 

 

Haber Haberleri

Suriye yeni bir hikayeye başlarken bize düşen sorumlulukların farkında olmalıyız!
Sistematik bir katliamı "Bahane" olarak görme hezeyanı
Türkiye’deki Suriyeli muhacirler Halep’e dönmeye başladı
Şeyho Duman vefat etti
BM temsilcisine Hamas protestosu