Miladi yılbaşı yaklaşırken kültür emperyalizmini hatırlamak!

Yılbaşı kutlamaları artık Türkiye’de olağan bir şey haline geldi!

HAKSÖZ HABER

Batı ülkelerinde dini ve kültürel bir çerçeveye sahip olan “Noel” Müslümanların anlam dünyasında herhangi bir karşılığa sahip değil! Ancak Türkiye’de laik-seküler çevreler için yılbaşı kutlamak bir alamet-i farikadır!

Yılbaşında içki ve dansöz başta olmak üzere her türlü pislik normal hale gelir. Televizyonlar yılbaşına özel içerikler üreterek bu fahşanın normalleşmesi için her şeyi yaparlar! Bundan yüz yıl önce şuna benzer bir durum olsa çok büyük bir şaşkınlıkla karşılanırdı ancak artık “noel” kültür emperyalizmi sayesinde olağan bir şey haline geldi!

İşin özünde dini bir çerçeveye sahip olan ve paskalya ile başlayıp Noel ile sonuçlanan kutlamalar Hıristiyanlık açısından bayram günleri olma özelliğine sahip. Hıristiyanların inançlarının gereği olan hususiyetleri yerine getirmelerinde hiçbir beis yok tabi ki. Ancak modern zamanlarda yılbaşı meselesi başka bir hale geldi.

Tüketim, eğlence ve fuhuş sektörlerinin bir aracına dönüşen yılbaşı etkinliklerine sekülerlerin bu kadar rağbet etmeleri rastlantı olmasa gerek! Hıristiyanlara ait olan bir etkinliği alıp kendi fahşa kültürlerine malzeme kılmaları büyük bir başarı gerçekten! Şundan eminiz ki her sene Taksim’de yaşanan iğrenç görüntülerden Hıristiyanlar da en az Müslümanlar kadar rahatsızdır!

Netice olarak yılbaşı kutlamak giderek olağan bir şey haline geliyor. Öncelikle kültür emperyalizmi olarak ifade edilebilecek bu duruma karşı medyanın hakim alışkanlıkları pekiştirecek haberlerden ve program içeriklerinden uzak durması lazım. Bu ise en temelde farkındalık halinin oluşturulmasıyla mümkün oluyor.

Bazı İslami çevrelerin meseleyi ajite eden oldukça duygusal tepkileri ise farkındalık oluşturmazken aksine mizah malzemesi haline getiriliyor!

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!