HAKSÖZ HABER
MHP Genel Başkan Yardımcısı İzzet Ulvi Yönter ve Genel Sekreteri İsmet Büyükataman bugün Yeni Akit Gazetesi’ndeki yazısından ötürü Haksöz Haber Yazı İşleri Müdürümüz Kenan Alpay’ı son derece çirkin hakaret ve tehditlerle hedef gösterdiler.
Elbette ne bu tehdit ve hakaret dolu mesajlar ilkti ne de ilk kez hedef gösterilen gazeteci Kenan Alpay’dı. Maalesef MHP Genel Başkan Yardımcısı İzzet Ulvi Yönter gibi Genel Sekreteri İsmet Büyükataman da en küçük ve en yumuşak eleştirilere dahi akıl ve mantık ölçüleri tanımayan, ahlaki ve hukuki bütün kaideleri paspas edip çiğneyen hakaret ve tehdit dolu mesajlar yayınlamayı siyaset zannediyorlar. Sağlam bir usul ve edebe uygun üsluptan nasip olmayınca muhataplara izah ve ikna ile eleştirilerinde boşa düşürmeyi değil üzerlerine korku salıp tehdit ve baskıyla sindirmeye kalkışmaktan başka bir seçenek kalmıyor ortada.
Zaman bilincini bastıran ideolojik saplantılar
Çok yakın zamana kadar zuhur eden benzer örneklere hiç değinmeksizin dün HDP İzmir İl Teşkilatına yapılan saldırı ve cinayet üzerinden gelişen son derece lüzumsuz ama bir o kadar da saygısız ve tehditkâr beyanlara bir bakalım. Kenan Alpay Yeni Akit’teki köşesinde dünkü saldırı ve cinayeti değerlendiren “Lanetli Provokasyon ve Tertipçileri Nasıl Bozguna Uğratılacak?” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Alpay yazısında saldırı ve cinayete ilişkin ilk bilgileri ve tepkileri kritik ederken Meclis Başkanı Mustafa Şentop ve AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’ten başlayıp Meral Akşener, Temel Karamollaoğlu, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’ın saldırı ve cinayeti provokasyon olarak niteleyip lanetleyen beyanlarına değiniyordu. Cümlenin devamında “… (bu) saatlerde henüz Devlet Bahçeli’den bir kınama mesajı yansımamıştı ajanslara.” Evet, hakikaten de durum buydu. Çünkü Alpay’ın yazısını Yeni Akit Gazetesi’ne gönderdiği saat 19.32’de İzmir’deki saldırıya ilişkin MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ne sosyal medya hesabında ne de MHP’nin yayın organı Türkgün Gazetesi’nde bir mesajı yayınlanmıştı. Görebildiğimiz kadarıyla Sayın Bahçeli’nin Twitter üzerinden 13 mesajı ihtiva eden kınama ve lanetleme tepkisi saat 20.10’da yayınlanmış, Türkgün Gazetesi’nde ise 20.15’te yayına girmişti.
Peki, şimdi MHP veya Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yle ilgisi tamamen bundan ibaret olan Kenan Alpay’ın ilgili yazısına MHP Genel Başkan Yardımcısı İzzet Ulvi Yönter ve MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman’ın nasıl tepki verdiğine bir bakalım. İlk olarak Yönter’in Twitter hesabından yayınladığı şu mesajı okuyalım: “Yeni Akit yazarı Kenan Alpay İzmir’deki saldırıyla ilgili, “Bahçeli (henüz) kınama mesajı yayımlamadı” diye yazmış! Müptezel K.A, dönüp dolaşıp MHP’yi hedef alıyor! Başına ne geldiyse... K.A azılı Türk düşmanıdır! Şeytana piyonluk yaptığından günah ve ihanet çukurunun dibindedir!”
Siyasal bilimlerde doktora yapan ve milliyetçi hareketi en düzeyde temsil eden isimlerden biri olarak Yönter’in ibretlik seviyesi maalesef bu düzeyde. Yönter için abaküsle izah edercesine yazının içeriği ve zamanı hakkında izah yapmanın dahi ne kadar beyhude olduğu izahtan vareste elbette. Hatta “müptezel Kenan Alpay dönüp dolaşıp MHP’yi hedef alıyor” halisünasyonlarını da “başına ne geldiyse” ve “Kenan Alpay azılı Türk düşmanıdır” gibi bütünüyle çirkinlikle örülü fantezi ve iftiralarını da hızla geçelim. Ancak Ulvi Yönter “şeytana piyonluk, günah ve ihanet çukuru” gibi çok iyi bildiğimiz kara-propagandalarına, psikolojik harp argümanlarına kimsenin pabuç bırakmayacağını da bilmeli.
Çünkü Kitabımız Kur’an-ı Kerim ve sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın sünneti bütün bir İslam ümmetine kimlerin şeytanın dostu ve yoldaşı olduğunu gayet net olarak öğretmektedir. Sadece ve sadece Kur’an ve sünnete tabi olan müminler şeytana dostluk ve yoldaşlık yapanları da şeytanın türlü vesveselerini rehber edinenleri de tuğyan içeren söylem ve amelleri üzerinden derhal teşhis ederler. Temsil ettiği Ata/Türkçü hayat tarzıyla İzzet Ulvi Yönter’i dileyen dost ve yoldaş dileyen de öğretmen ve rehber edinebilir elbette ancak bizim hayat tarzımız İslam’ın temel kaideleri üzerine kuruludur.
Okumadınız mı, anlamadınız mı?
MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman’ın gösterdiği tepkiye bakınca insanın şaşkınlıktan nutku tutuluyor doğrusu. Öyle ki acaba Ataman ilgili yazıyı mı okumadı yoksa okuduğunu anlamaksızın fırsattan istifade bir öfke seli mi oluşturmaya kalkışmıştı? Çünkü Kenan Alpay’ın Yeni Akit’te “Lanetli Provokasyon ve Tertipçileri Nasıl Bozguna Uğratılacak?” başlıklı yazısında Ertuğrul Kürkçü, Mithat Sancar ve Hüda Kaya gibi HDP yöneticilerinin yanı sıra CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç’un provokasyonu büyütmeye matuf beyanları ağır bir biçimde eleştiriye tabi tutuluyordu.
Mesela Alpay yazısında HDP Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü’yü hiçbir bilgiye dayanmadan havaya dehşet balonları uçurmakla eleştirirken CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç’u ise kötü niyetli ve mesnetsiz bir biçimde cinayetin sorumlusu olarak doğrudan hükümeti itham ettiği için suçluyordu. Ancak Alpay’ın asıl ve öncelikli eleştirisi HDP’li Hüda Kaya’nın katil O.G.’nin sosyal medyadaki birkaç resminden yola çıkarak “SADAT tarafından Suriye’de silahlı eğitimden geçirilmiş AKP gençliği” şeklindeki kara-propagandasına karşı çıkışında belirginleşiyordu. Çünkü Alpay Hüda Kaya üzerinden HDP ve birlikte hareket eden çevrelerin bir yandan PKKnın giriştiği cinayet ve katliamları diğer yandan Rusya, İran ve Esed rejimin giriştiği katliamları (s)aklamak için sergiledikleri türlü cambazlıkları lanetliyordu.
Cinayet, katliam, işgal ve tehcir gibi suçlarda seçici daha doğrusu riyakârca ve çifte standartlı davranan HDP ve sol-Kemalist çevreleri eleştiren bir yazıdan MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman neden rahatsız oldu acaba? “Katilin Türkçü ya da Kürtçü olması cinayetlere bakışımızı değiştirmez” hükmünü İsmet Bey “sapkın zihniyet” şeklinde yaftalamakta iktifa etmemiş ve üzerine bir de “Alpay bu provokasyonun basın ayağında yer alıyor” gibi bütün beyin devrelerini yakacak absürt ithamlara sarılmıştır.
Hakaret ve tehditler yeni bir saldırının mı işareti?
Siyasi-fikri sahada bir tartışma yapmanın her zaman ve her yerde asgari düzeyde bir takım kuralları olur. Ancak Türkiye’de birileri tartışma, müzakere, eleştiri, itiraz veya muhalif çıkışları ikna etmeyi değil derhal ve şiddetle bastırmayı şiar edinmiş durumda. Oysa “ya sev ya terk et” mantığı, hiçbir kimse veya partiye ülke ve toplumun sahibi gibi hareket etme hakkını asla vermez. Fakat “vatan, millet, Sakarya” söylemlerinin ardına saklanarak usulsüzlük ve yolsuzluk yapanlar gibi temel hak ve özgürlüklere savaş açanlar da hiç eksik olmuyor.
Kendini devlet yerine koyan, durumdan vazife çıkarıp polis-asker rolüne soyunan veya kanunun vermediği yetkiyi kullanmaya kalkışanlar önce topluma kast ediyorlar hemen akabinde hukuk devleti mücadelesini sabote ediyorlar. Böyle olduğu içindir ki dış düşmanların işini kolaylaştıran, üst aklın tuzaklarını güçlendiren ve küresel komplolara zemin hazırlayan milliyetçi söylem ve hareketler toplumun ancak küçük bir yüzdesinden ibaret kalmaya mahkûm oluyorlar.
Böylesi kaotik ve dumanlı bir havada durumdan vazife çıkaran eşkıyalar da eşkıyaların sırtını sıvazlayıp hedef gösteren yönetici kadrolar kimi zaman gazeteci ve siyasetçilere saldırıp darp ederler kimi zaman da silahlı baskın ve cinayetlerle ülkede yeni bir darbe iklimini oluşturmak için öne atılırlar. Devlet toplumun güvenliği temin etmede acze düşerse, sokakları terörize eden şehir eşkıyalarına emniyet ve yargı tarafından vatansever gençler muamelesi yapılırsa, medya örgütlü şiddeti özenle görünmez kılıp sokak hayvanlarına yönelen şiddetten merhamet dersi vermeye kalkarsa nasıl bir ülke olur Türkiye?
MHP’li yetkililerin İslami kimliğiyle bilinen Kenan Alpay gibi isimleri Türk düşmanı, hain, provokatör ilan etmesinde şaşılacak hiçbir şey yok. Çünkü milliyetçi hareket ve parti bırakın diğer parti ve kadroları yaklaşık elli yıldır içeride küçük-büyük ihtilafa düştüğü kimi kurucu kadroları, ülkücü hareketin kimi sembol isimlerini dahi kolayca ve büyük bir zevkle hain, düşman, terörist ilan etmek için çırpınıp duruyor. En son bu çevreden kimler ve hangi gerekçeyle hain ve düşman ilan edilip üzerine eşkıyalar salınmıştı bir hatırlamaya çalışalım? Bu tasfiyeci ve şiddet tutkunu mantığın nasıl işlediğini anlamak için göz ucuyla olsun bakmak kâfidir.
Nihayet; Ülkücü hareketin içinde ya da kenarında bulunan nice isimler ağır hakaretler, küfürler eşliğinde sözlü veya fiili saldırılara maruz kalmışken milliyetçiliği eleştiren ve İslami kimliğiyle bilinen Kenan Alpay’a yönelik sözlü ve fiili saldırılar kimseyi şaşırtmayacaktır elbette. Azmettirenler, organize ve sevk edenler şimdilik dokunulmazlık zırhıyla korunuyorlar nasılsa!