Partiden yapılan açıklamaya göre, Genel Sekreter İsmet Büyükataman'ın imzasını taşıyan suç duyurusu dilekçesi, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunuldu.
Dilekçede, 7 Temmuz'da gerçekleşen 27. Dönem Milletvekilleri Yemin Töreni sırasında İYİ Parti'den seçilmiş bazı milletvekillerinin Bahçeli'nin elini öpmesinin basın yayın organlarında yoğun bir şekilde yer aldığı hatırlatıldı.
Bu durumdan rahatsız olan Akşener'in parti kurmaylarına, "Ben siyasi nezaketi iyi bilirim. Ancak bu yapılan siyasi nezaket değildir. Partimize FETÖ'cü, ipsiz sapsız diyen ve hatta genel başkanın namusuna kadar laf edenlere böyle hürmet göstermek siyasi nezaket değildir." diyerek Bahçeli'nin elini öpenlerin partiyi terk etmesini istediğinin kamuoyuna yansıdığı aktarılan dilekçede, Akşener'in, bu ifadeleriyle Bahçeli'ye açık bir şekilde hakaret ettiği belirtildi.
Akşener'in, kendisi hakkında 2015'te ortaya atılan "kaseti var" iddialarına atfen, Bahçeli'yi "namusuna kadar laf etmekle" itham ettiğine dikkati çekilen dilekçede, "MHP'nin Sayın Genel Başkanı bugüne kadar hiçbir zeminde siyasi değerlendirmeler ve eleştiriler dışında Akşener'in namusu hakkında menfi bir değerlendirmede bulunmamış ve böyle bir ifade kullanmamıştır." ifadesi kullanıldı.
"Akşener'in kaseti olduğu" iddialarının Gazeteci Latif Erdoğan'ın sözleri üzerine gündeme geldiği anımsatılan dilekçede, Bahçeli'nin 18 Mayıs 2015'te katıldığı bir televizyon programında bu iddialara tepki gösterdiği vurgulandı.
"En büyük hakarettir"
Dilekçede, 1 Kasım 2015'teki genel seçimler sonrasında MHP genel başkanlığına adayı olduğunu açıklayan Akşener'in zaman zaman mağduriyet algısı oluşturmak adına çeşitli çevreleri "namusuma dil uzattılar" ithamıyla karşı karşıya bıraktığı ve bunu alışkanlık haline getirdiği ileri sürüldü.
Akşener'in beyanlarıyla Bahçeli'ye ağır hakaret ve ithamlarda bulunduğu, onun, bir bayan siyasetçinin "namusuna dil uzatan" bir siyasi kişilik olarak kamuoyuna sunulduğu savunulan dilekçede, şu değerlendirmede bulunuldu:
"Türk toplumunun değer yargıları, kültürel birikimi ve İslam ahlakı bir bütün olarak değerlendirildiğinde içinde yaşadığımız toplumda muhterem genel başkanımızı hedef alan ithamın ne denli ağır olduğu da görülmektedir.Türk siyasetinde temsil ettiği misyon, sahip olduğu dil, üslup ve nezaketi tüm çevreler tarafından kabul edilen ve saygın bir kişilik olarak toplumun bütün kesimleri tarafından itibar edilen Sayın Genel Başkanımızı 'bir kadın siyasetçinin namusuna dil uzatan' düşük bir ahlaki seviyede göstermek, sayın genel başkanımıza yapılacak en büyük hakarettir."
"Titizlikle araştırılsın"
Akşener hakkında 2015'te ortaya atılan kaset iddiası ve sonrasında yaşanan gelişmelerin titizlikle araştırılması istenen dilekçede, kaset iddiasını ortaya atan Latif Erdoğan'ın FETÖ bağlantıları ve geçmişi de dikkate alınarak soruşturulması talep edildi.
Akşener'in namusunu hedef alan kişilerin tespit edilmesi gerektiği belirtilen dilekçede, Devlet Bahçeli'yi hedef alan "namusuma dil uzattı" itham ve hakareti nedeniyle gerekli soruşturmanın yapılarak Akşener hakkında kamu davası açılması istendi.