MHP'de Muhalefet Nasıl Ayrıştı?

MHP'de genel başkan adayları arasında yaşanan “Akşener” sorunu, Koray Aydın'ın açıklamalarıyla su yüzüne çıktı. Aslında adaylar arasında sürecin başından bu yana Akşener'in ayrı hareket ettiği gerekçesiyle sorunlar yaşanıyordu.

Gonca Şenay / Al Jazeera

Milliyetçi Hareket Partisi 1 Kasım seçim sonuçlarında yaşanan hayal kırıklığından bu yana genel başkan değişimini tartışıyor.

Bu tartışma kapsamında olağanüstü kurultayda genel başkan seçiminin yapılmasını sağlayacak tüzük değişikliği için kurultay talep eden ve aday olacağını açıklayan ilk isim Sinan Oğan oldu. Ardından Koray Aydın da kurultay talep etti ve genel başkanlığa talip olduğunu açıkladı. Adaylığını açıklayan üçüncü isim ise diğer adaylardan daha iddialı bir basın toplantısı yapan Meral Akşener’di. Son açıklama ise mahkeme kararından sonra Ümit Özdağ'dan geldi.

İlk Kırılma: İmza Toplanması

Muhalifler arasında ilk sorunlar üç ismin adaylıklarını açıkadığı o ilk günlerde yaşanmaya başladı. İmza toplama aşamasına geçiliyordu, ne kadar imza toplanabileceğini kimse tam olarak kestiremiyordu. Koray Aydın ve Sinan Oğan cephesi ortak hareket edilip, delegeye “güçlüyüz” mesajı verilirse imzaların beklentilerin üstünde olacağını düşünüyordu. Hatta tüm adaylar delegeye, genel başkan seçimi aşamasına gelindiğinde kim daha çok oy alırsa diğer adayların ikinci turda onun lehine çekileceği mesajını da verdi.

Ancak bu süreçte Meral Akşener, diğer adaylardan daha ayrı bir tutum takındı. Oğan ve Aydın cephesi kendilerinin birlikte hareket ettikleri mesajı verdiğini, Akşener kanadının ise imzaları bizzat Akşener için aldığını, bundan rahatsız olduklarını kapalı kapılar ardında dile getirmeye başladı. Bu ilk sorun, her üç adaya yakın isimlerin görüşmeleriyle aşıldı.

İkinci Kırılma: Dava Açılması

Genel Merkez’e karşı açılacak davada da aynı konu gündeme geldi. Sinan Oğan ve Koray Aydın, tek bir dava açılmasını istedi. Al Jazeera’ye bilgi veren kaynaklar bu aşamada Akşener’in kendi topladığı imzalarla ayrı bir dava açılmasını istediğini ancak yine hummalı bir görüşme trafiği sonrasında tek davada anlaşıldığını söyledi. “Akşener’in tek başına hareket etmek” istemesinin bu aşamada ilkine göre daha büyük bir sorun olarak ortaya çıktığı belirtiliyor. Meral Akşener'in bu dönemde büyük mitingler düzenlemesi de diğer adaylar cephesinde finansmanın nasıl sağlandığına ilişkin soru işaretlerini beraberinde getirdi ancak bunlar dile getirilmedi. Bu konudaki tartışmalar yine kapalı kapılar arkasında kaldı.

Üçüncü Kırılma: Basın Toplantısı

Diğer adaylar ile Meral Akşener arasındaki son iki kırılma ise bu hafta sonunda yaşandı. Cuma günü Ankara 2. İcra Mahkemesi kararıyla başlayan hukukî karmaşa sonunda Adalet Bakanlığı’nın devreye girmesi ile 15 Mayıs Pazar günü kurultay yapılmayacağı anlaşıldı. Adaylar gece geç saatlerde bir araya geldi. Her biri polisin aldığı güvenlik önlemleri nedeniyle kurultay salonuna girilemeyeceğini görmüştü. Polis ile karşı karşıya gelmek, çatışma görüntüsü vermek istemiyorlardı. Bu doğrultuda yine ortak hareket edilerek adayların kurultay salonu yakınında polis noktasına kadar gidilmesi, kurultayın yapılamadığının tespit ettirilmesi ve bunun yazılı olarak ortak bir metinle kamuoyuna açıklanması benimsendi.

O gece boyu Al Jazeera’ye gelen bilgilere göre Akşener, kurultay konusunda ısrarcıydı ama bu aşamada diğer adaylarla ortak hareket etmeyi kabul etti. Hatta cumartesi günü saat 11’de düzenleyeceği basın toplantısını iptal ettiği duyuruldu.

Ancak cumartesi günü diğer adayların haberi olmadığı hâlde Akşener , basın toplantısını yapmaya karar verdi. Saat 13’te kameraların karşısına geçti ve ortak açıklama metninin dışına çıkarak, “Kurultayı yapmak için ille salon gerekli değil, açık havada da yaparız.” dedi ve tüm delegeleri alana dâvet etti.

Aynı gün sorun çağrı heyetinin yapacağı açıklamaya da yansıdı. Heyet önce iki üyenin imzasıyla, sonra üçüncü üyenin de imza atmasıyla iki defa açıklama yapmak durumunda kaldı.

Bu diğer adayları çok rahatsız eden bir durumdu. Sâdece basına açık havada kurultay yapılamayacağı mesajını vermekle yetindiler. Beklenen gün geldiğinde ise sorun net olarak ortaya çıktı.

Dördüncü Kırılma: Bariyerlerden Geç Ayrılma

Birlikte hareket etme konusunda anlaşan dört aday, 15 Mayıs Pazar sabahı birlikte kurultay salonu olarak belirlenen otelin önündeki polis noktasına geldiler. Ortak açıklamayı Yusuf Halaçoğlu okuyacak, ardından kurultayın yapılamadığı tespiti gerçekleştirilecek ve adaylar alandan ayrılacaktı ama öyle olmadı. Açıklamadan bir süre sonra Koray Aydın alandan ayrıldı. Onu bir süre sonra Sinan Oğan ve Ümit Özdağ takip etti.

Diğer adaylar anlaştıkları gibi alandan ayrılırken eliyle bariyerleri tutan Meral Akşener, “25. İcra Müdürü gelene kadar buradan ayrılmayacağım.” mesajı veriyordu. Öyle yapamadı ama uzun süre alanda kalan son genel başkan adayı olarak kameraların karşısında kaldı. Üstelik ayrılırken alana getirilen otobüsün üzerine çıkarak “miting” havasında bir konuşma yaptı. Aslında ayrılmak istemediğini ama koşulların alandakileri zor durumda bıraktığını, polis ile karşı karşıya gelmek istemediklerini söyledi. “Şimdilik gidiyoruz.” deyip o da alandan ayrıldı.

Bu son ve en büyük kırılma noktasıydı. Pazartesi günü NTV yayınına çıkan Koray Aydın bu rahatsızlıklarını dile getirdi. Akşener ile Fetullah Gülen cemaati arasındaki ilişkiye dair kendisine sorulan soruya ise “Destek olduğuna eminiz.” yanıtını verdi.

Muhalefet Zayıflar mı?

Bundan sonra akıllardaki soru Akşener ile diğer adaylar arasındaki ayrışmanın netleşmesinin muhaliflerin elini zayıflatıp zayıflatmayacağı. Delegenin genel başkan değişimi olmayacağını görüp desteğini geri çekmesi durumunda tüzük kurultayı yapılsa bile değişiklik olmaması muhalefet hareketini bitirecek. Bu yüzden Akşener’in Koray Aydın’ın açıklamalarına nasıl yanıt vereceğinin önemli olduğu belirtiliyor.

Dünya Haberleri

Almanya'da Noel pazarı saldırısının ardından yabancılara yönelik saldırılarda artış yaşandı
Sırbistan'daki hükümet karşıtı öğrenci gösterisine on binlerce kişi destek verdi
Telaviv’de ateşkes ve esir takası talebiyle gösteriler düzenlendi
Papa, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını "büyük zalimlik" olarak nitelendirdi
ABD Kızıldeniz'de yanlışlıkla kendi savaş uçağını düşürdü