MHP ile ilgili eleştirilerimiz, bu partiye gönül vermiş okuyucularımız tarafından zaman zaman tepki ile karşılanıyor..
Aslında bizim de, onların kalplerini kırma gibi bir niyetimiz yok.. Sadece doğruları yazmaya çalışıyoruz.
Ama biz ne kadar nazik olursak, biz gerçekleri ne kadar kibar bir dille ifade etmeye çalışırsak, MHP yöneticileri tam aksine, “Biz sert eleştiriyi hakkediyoruz” dercesine, yeni yeni açıklamalarla olayları gözümüze gözümüze getirip sokmaya çalışıyor..
Daha iki gün önce iki MHP’li üst düzey yöneticinin açıklamalarını eleştirdik.
MHP’li okuyucularımız hemen isyan etti: “MHP’yi tanımıyor musunuz? MHP’nin; katsayı konusunda, başörtü konusunda sizden farklı düşündüğünü nasıl söyleyebilirsiniz. Elinizi vicdanınıza koyup söyleyin, böyle bir eleştiride haklı olabilir misiniz?”
Bu ve buna benzer eleştirileri yönelten okuyucularımıza, MHP Konya Milletvekili Faruk Bal’ın dünkü şu açıklamasını okumalarını tavsiye ediyorum. Okusunlar, sonra ellerini vicdanlarına koyup söylesinler, “Bu görüşlerde herhangi bir yanlışlık yok mudur?”
Faruk Bey’in sözlerini, dünkü Uluslararası Hukuk Kurultayı’nda yaptığı konuşmadan aynen alıntılıyorum: “Yasamayı denetleyen, Anayasa Mahkemesi ile yürütmeyi denetleyen idari yargı, her türlü baskıdan uzak tutulmalıdır. Anayasa tartışmalarında ‘Niçin devlet kuruldu?’, ‘Niçin Cumhuriyet ile yönetiliyoruz?’ soruları soruluyor. ‘Sivil Anayasa’ derken Cumhuriyet felsefesi ile mücadele ifade edilmek isteniyor!”
“Cumhuriyet felsefesi nedir ki, onunla mücadele edilsin. Bu söylem, azgın lâikçi baskıcıların lûgatından çalma değil mi?” tartışmasına hiç girmeyeceğim.
“Sivil Anayasa’ya karşı olduğunuza göre, asker anayasası mı istiyorsunuz? Asker anayasası istiyorsanız, siz niye Meclis’ten maaş alıyorsunuz? Sizin maaşınızı askere dağıtalım, onlar yapsınlar sizin işinizi” eleştirisinde de bulunmayacağım.
Benim itirazım; bugün MHP’lisiyle, AK Parti’lisiyle, Saadet Parti’lisiyle, Büyük Birlik Parti’lisiyle, hatta CHP içindekilerle; tüm mütedeyyin insanların haklarını kısıtlayan idari yargıya eleştirilere, kalkan olmayadır..
Benim itirazım; başörtü yasağını kaldıran, MHP’nin de tam kadro oy verdiği Anayasa değişikliğini, skandal bir kararla iptal eden Anayasa Mahkemesi’ne yönelik eleştirilere,Faruk Bal’ın karşı çıkmasınadır..
Bir MHP’li milletvekili, böyle bir cümleyi nasıl kullanabilir?
İki açıdan yanlış konuşuyor Faruk Bey.
Birincisi; bu iki yargı organı da, hiçbir baskı altında değil.
Bildikleri gibi karar veriyorlar. Kafalarına göre takılıyorlar. İki sene önce verdikleri kararı, şimdi yok sayıyorlar.
Anayasa Mahkemesi, 6 ay önce verdiği kararı, “başörtü yasağı” söz konusu olunca görmezden geliyor. Danıştay bir sene önce verdiği katsayı kararındaki “YÖK yetkili” gerekçesini, yeni kararında “YÖK yetkili değil, ben yetkiliyim” diye değiştiriyor.
Tüm bu kararları, ne Anayasa, ne kanun, ne de bir başka düzenleme takmadan, “Dediğimiz dedik, çaldığımız düdük” mantığı ile veriyorlar..
Buna rağmen, Faruk Bey “idari yargı her türlü baskıdan uzak durmalı” diyor..
Nasıl diyebiliyor?
Anayasa Mahkemesi, başörtü davasından hemen önce verdiği kararda, “Anayasa değişikliklerini sadece usul açısından inceleyebileceğini” belirtirken, bu kararının üzerinden bir yıl bile geçmeden, başörtü yasağını kaldıran, MHP’nin de oy verdiği değişikliği; “esas açısı”ndan inceleme yapıp, nasıl iptal etti?
Tüm bu gerçeklere rağmen, Faruk Bey, Anayasa Mahkemesi’ni savunup, bu mahkemenin baskıdan uzak tutulmasını nasıl söyleyebiliyor?
Faruk Bey bu açıklamaları ile, zorla bizim aklımıza şu şüpheyi getirtiyor: “Yoksa MHP, başörtü yasağını kaldırma konusunda samimi değil miydi?”
İnanmak istemiyoruz ama, Faruk Bey zorla bize şu ihtimali hatırlatıyor: “MHP’liler, ‘1999 yılında katsayı mağduriyetinin başlatılmasında bizim rolümüz yok. Katsayı bizim iktidar dönemimizde uygulamaya başlanmış olsa da, kararı biz almamıştık.YÖK almıştı’ derken., aslında MHP yöneticileri samimi değil miydi?”
Evet, Faruk Bal’ın sözleri bizde şu istifhamlara sebeb oluyor: “MHP’liler, halka karşı başörtü destekçisi, katsayı mağduriyetinin kalkmasından yana görünür iken, arka planda başörtü yasağının ve katsayı uygulamasının sürmesini mi istiyor?”
MHP yöneticileri, ya ne diyeceklerini uzun uzun düşünüp, kararlaştırmalı..
Ya da susmalılar.. Üç tane “sol kafa”nın esiri olmamalılar..
Hükümeti eleştireceğiz derken, başörtü yasakçılarına, katsayı zulmünden yana tavır alanlara destek vermemelidirler!
VAKİT