“Mevzuat Despotizminin ‘G 87’ Kodlu Cenderesi”

Kenan Alpay yazısında, İçişleri Bakanı Ala'nın Türkiye'ye giriş yasağı konulan veya Türkiye'den sınırdışı edilen kişilerle ilgili açıklaması üzerine tekrar gündeme gelen mağduriyetler hakkında değerlendirmelerde bulunuyor.

Kenan Alpay, Türkiye'ye iltica eden ve etmek isteyen muhacirlere yaşatılan mağduriyetlerle ilgili çağrıda bulunuyor:

Türkiye üzerine üzerine gelen bir gerilim ve çatışma hattının merkezi konumunda. Son olarak 28 ülkenin ardından Almanya Parlamentosu’nun aldığı ‘Ermeni Soykırımı’ suçlaması kararı yalnızlaştırıp kuşatma politikalarının ne derece yakın bir tehdit olduğunu teyit ediyor. Suriye ve Irak cephesinde verilen çok boyutlu bölgesel iktidar mücadelesi Amerika ve Rusya’ya kadar hemen bütün askeri stratejileri kesintisiz seferberlik halinde sahada alan hâkimiyeti kurmaya teşvik ediyor.

Türkiye sadece savaş bölgesinin sınır hattı olduğu kadar savaş ve despotik iktidarların zulmünden kaçan büyük kitlelerin sığınağı olmak gibi ağır bir yükü de omuzluyor. Bu dönemde despotizmi, işgali, katliam politikalarını, bombardıman edilerek yıkılan ülkeleri gözlerden kaçırmanın en kolay yollarından biri de ‘yabancı savaşçı’ söylemi oldu. Öyle ki Türkiye medya ve diplomatik arenada yürütülen sistematik kampanyalar neticesinde ‘yabancı savaşçılar’ için bir üs, bir geçiş güzergâhı hatta eğitim ve lojistik karargâhı gibi bir lanse edilerek baskı altına alınıyor.

Mevzuatlar Cellada Dönüşürse

Geçtiğimiz günlerde göreve yeni başlayacak kaymakamların kura töreninde konuşma yaparken İçişleri Bakanı Efkan Ala yeni yöneticilere tavsiyelerde bulundu. Bakan Ala, kaymakamlara “Daraltıcı ve vatandaşın işini görmeyi zorlaştırıcı mevzuata mahkûm olmamalısınız.” çağrısı yaptı. Şimdilik ortadan kaldırılamayan mevzuat despotizmini ‘yorumlayarak’ hareket etme çağrısı geçici bir çözüm önerisi olsa da Türkiye gibi bir ülkede önemli ve değerlidir.

(...)

Yazının devamı için tıklayın >>>

Yorum Analiz Haberleri

Laiklerin maneviyat arayışı
Fitneden daha kötüsü fitneye meftun olmaktır
Diyarbakırlı Ziya Gökalp’e kulak verilseydi..
“Süreç ve Esenyurt aynı sayfada değil”
Zulme sessiz kalmak en kötüsü...