Metin Kaplan Tecrit Altında Tutuluyor

Metin Kaplan'ın eşi Belkıs Kaplan, Tekirdağ F Tipi cezaevinde tutulan eşi Metin Kaplan’ın yaşadığı hukuksuzlukları açıkladı.

HAKSÖZ-HABER

Almanya’da yaşayan Belkıs Kaplan; Tekirdağ F Tipi Cezaevinde tutulan eşi Metin Kaplan’a karşı uygulanan hukuksuzlukları gönderdiği açıklamada tek tek belirtti. İşte o açıklama:

Metin Kaplan’ın eşi Belkıs Kaplan’ın gönderdiği açıklama:

Eşim Muhammed Metin Kaplan Tekirdağ F-Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda hükümlü olarak sekiz senedir tecrid edilerek tek başına hücrede kalıyor. Diğer hükümlülerle bile görüşüp konuşmasına dahi izin verilmemekte.

Kendisi kanser hastası olmasına ve Türkiye’ye iade edildiği takdirde "Ağırlaştırılmış Ömür Boyu Hapis-Müebbet" cezasına çarptırılacağı bilinmesine rağmen, 12 Ekim 2004’de Almanya’dan Türkiye’ye iade edilmiştir. Oysa Almanya aynı gerekçeyle Ergenekon’un kaçak sanığı Bedrettin Dalan’ı iade etmiyor. Bu da Almanya’nın müslümanlara bakış açısını ortaya koyuyor.

Eşim kanser hastası ve iki yıl önce Edirne Tıp Fakültesi'nde bir ameliyat geçirdi. Aynı hastalıktan dolayı geçtiğimiz ay 11 Ocak 2012'de yeniden ameliyat oldu.

Ameliyat olacağından haberimiz yoktu! 

Haftada bir gün telefon görüşme hakkımız var. O hafta bekledik telefon gelmedi. Hapishaneyi arayıp niçin aramadığını sorduk. Bize Edirne’ye, hastahaneye götürüldüğünü, yarın arayacağını söyleyip, daha fazla bilgi vermeden telefonu kapattılar. Ertesi gün de aynı saatte aramayıca ikinci sefer hapishaneyi aradığımızda bugün de Edirne’de kalacağını ve ertesi gün ameliyata gireceğini söylediler. Edirne Tıp Fakültesi'nde hasta mahkumlar bölümünü telefonla aradık, doktorlardan bilgi almak istedik, fakat görevliler yardımcı olacakları yerde, telefonda bize ters ters cevap verip doktorlardan bilgi almamızı engellediler.

Yurtdışından eşimi ziyaret etmek için Edirne Savcılığı'na müracaat ettim ve kaba muamele gördüm. Sonunda izin alıp Tıp Fakültesi'ne geldim. Eşimi karanlık teller ile kapalı bir bölüme koymuşlar. 3 günlük ameliyatına ve o kadar rica etmeme rağmen yüzünü bile göremeden sadece sesini duyacak şekilde ziyaret edebildim. Eğer buna ziyaret denebilirse tabi ki!

Hastane pislik içerisinde, bakımsız. Komutanlar ve memurlar çok kaba. Hakkımı isteyince "Görüşme bitmiştir!" deyip dışarı attılar. Sadece eşim değil, orada bulunan diğer mahkum hastalar da aynı kötü muameleye maruz kalıyorlar.

Hastalık mahremiyetine tecavüz! Hastalık mahremiyeti hiçe sayılıyor!

Eşim hastalığından dolayı defalarca Tekirdağ ve Edirne Hastahanelerine muayene için götürülmüştür. Her defasında doktorların Jandarma Komutanı'na, "Bizi hasta ile yalnız bırakın, hastayı muayene edeceğiz, mahremiyet söz konusu!" ikazına rağmen Jandarma Komutanı ve beraberindeki askerler muayene odasında hazır bulunuyorlar, dışarı çıkıp, hasta ile doktoru yalnız bırakma hassasiyetini göstermiyorlar. Hasta olan eşim doktoruyla özel ve mahrem hususları görüşürken, jandarma da hastalığı ile ilgili tüm detayları ve yapılan konuşulanları dinliyorlar. Bu da bir nevi eşime karşı yapılan psikolojik baskı ve işkencedir. İnsan hakları ihlalidir!

Çocuklarım babalarını göremiyorlar! Torunlarım dede sevgisinden mahrum büyüyorlar!

Çocuklarımla birlikte yurtdışında, Almanya’da yaşıyoruz. Çocuklarım ve torunlarım Alman vatandaşı olmaları nedeniyle ancak Adalet Bakanlığı'ndan özel izin ile baba ve dedelerini ziyaret etme imkanları var. Çocuklarım babalarını göremiyorlar. Torunlarım dede sevgisinden mahrum büyüyorlar. Dedeleri kanser hastası ve bu şekilde cezaevinde tutuluyor. Eşimi rahatça ziyaret bile edemiyorum!

Şu anda Edirne'de F Tipi Cezaevinin revirinde bulunuyor. Kaldığı revirin lavabosunun penceresinin çerçevesi dahi yok. Bu kış şartlarında bir taraftan hastalığı ile diğer taraftan da soğukla mücadele ediyor. Kış şartlarında ve hastahanenin de soğuk olmasından dolayı doktorların "Hastaya iki-üç battaniye daha verin!" demesine rağmen jandarma buna müsaade etmiyor. Doktorların tavsiyelerine dahi uyulmuyor!

Soyadı tutmasına rağmen ikinci derece akrabaların dahi 8 senedir eşimi ziyaret etmelerine izin verilmemiştir. 22 senedir kendisini göremeyen öz halası kötürüm olmasına rağmen sadece bir sefere mahsus kapalı görüş yapabilmiştir.

İçinde namaz vakitlerinin yer aldığı takvim dahi kendisine verilmemektedir. Bazı mektuplarına içeriğinde "Şeriat ve Hilafet propagandası!" yapıyor ve "Laikliğe aykırı!" gerekçesiyle yazdığı birçok mektuplarına el konmuştur.

Eşime yönetilen suçlamalar asılsız ve yersizdir!

Eşime yönetilen suçlamalar tamamen asılsız ve yersiz olduğu gibi gülünçtür. Sadece inancından ve düşüncelerini dile getirdiğinden dolayı büyük haksızlıklara uğramış ve dönemin görsel ve yazılı kartel medyası tarafından linç kampanyasına maruz bırakılmıştır. Hepsi birer komplodan ibarettir!

2 Temmuz 2010 tarihinde silahlı terör örgütü kurmak suçlamasıyla İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 17,5 sene hapse mahkum olmuştur. Bu nasıl terör örgütü ise, ortada ne bir silah var, ne silahlı eylem var...

Eşim fikir ve düşünce suçlusudur!

Eşimin fikir suçundan başka hiç bir suçu yoktur. Almanya'da 4 sene 2 ay, Türkiye'de ise 8 senedir cezaevinde bulunuyor.

Eşim katil değil, eşkiya değil, hırsız değil, silah ve esrar kaçakcısı değil, hele hele terörist hiç değil... Müslüman hiç bir zaman terörist olmaz ve olamaz! Vatan haini ve millet düşmanı da değiliz! Bizi vatansız ve bölücü diye tanımlayanlar, önce kendi geçmişlerine baksınlar!

Eşimin düşüncelerini ve savundukları değerleri beğenmeyebilirler, kabul etmeyebilirler, ama sadece bu düşüncelerinden dolayı kendisini kamuoyuna terörist ve vatan haini olarak göstermeye kimsenin hakkı yoktur!

Belkıs Kaplan

Muhammed Metin Kaplan’ın eşi

Köln-Almanya

Hukuk Haberleri

Gazze eylemlerine hakaret eden Fatih Altaylı hapis cezası aldı
Sinan Ateş cinayeti davasında gerekçeli karar açıklandı
Mülakat sistemi yeni mağdurlar üretmeye devam ediyor: Yazılıda rekor kırdı, mülakatta yok sayıldı!
Bu ne acele! Suriyeli muhacirlere aile hekimliği uygulaması sonlandırılıyor
Cumaya giden işçisini ekmeğinden eden işveren müstehakını buldu