Metalciler (2)

Ali Bulaç

İngilizce ağırlıklı ve Batı değer yargıları üzerinde kurulan Metalciler, sistemi protesto ederken, kısa zamanda çevreci hareket gibi sistem tarafından bir endüstriye dönüştürüldü, bir meta haline getirildi.

Metalciler adına geniş ve kazançlı bir pazar açıldı: Gitarlar, deri elbiseler, rengarenk takılar, blucinler, tişörtler, elektronik araçlar, metaller, plaklar, kasetler,CD'ler, konserler vb... Bir yandan hakim ekonomi, bu temelde insani başkaldırıyı metaya çevirip kullanışlı bir piyasa oluştururken; modern devlet de, iletişim, kurumlar vb. araçlarla protestonun devlet, din ve iktidar içinde bir yere oturmasını sağladı. Kısaca protesto, protestoya yol açan faktörlerin üstünü örttü, protestocu ruhları rehabilitasyonla ehlileştirdi. Çevre gibi modern devlet ve ekonominin sürekliliğini sağlayan bir araca dönüştürüldü. Hızlı bir yayılma gösteren Metalciler, bir yandan acılı insanın derin dramını dile getirip aldatıcı bir rehabilitasyon sağlarken, diğer yandan büyük firmalar eliyle geniş pazarlar oluştu. Modern dünyaya bir eleştiri yönelttikleri, bireyi başkaldırıya çağırdıkları doğru. Ama bu eleştiri ve başkaldırı biçiminin ne kadar doğru olduğu tartışmalı. Dahası, bu müzik barışçı ve birleştirici mi? Bence hayır. Aşağıda çeşitli şarkı sözlerinden yapılan alıntılara bakalım:

 

Jump In The Fire (Ateşe atlamak): "Sizi ve tüm dünyayı baştan çıkarıp/Günahkar ırkımıza katmak için/Şimdi kaderinizin zamanı geldi ve duraksamayacağım/Sizi çekmekte bu çukura./Müritlerim bağrışıyor hep birlikte arayıp bulmak için/Ve hep emirlere uyacaklar/Şimdi beni izleyin çocuklarım uysal ve ılımlıları değil/Haydi öyleyse/Atlayın ateşe/Ele geçireceğim sizi sonuçta/Cehennem ateşini canlı tutmaya çalışıyorum/Sizi avlarım olarak kabul edip peşinize düşüyorum."

 

Whiplash (Kafanın öne ve arkaya sallanması): "Adrenalin akmaya başlıyor/Thrash yapıyorsunuz her tarafta/Bir deli gibi hareket ediyorsunuz/ Headbang yapın sahnenin önünde/Daha önce hiç yapmadığınız gibi/Başınız çınlasın, kanasın./Azgın bir çılgınlık içinde/Deri giysilerinizle ve çivilerinizle/Her tarafta kafalar inip kalkıyor/ Kıçınızı tekmeliyor, suratınızı tekmeliyor/Patlama duygusu yakınlaşıyor/Burada sakatlamak ve öldürmek için toplandık/Çünkü seçtiğimiz şey bu/ Biz asla durmayacağız/Asla son vermeyeceğiz/Çünkü biz METALLICA'yız..."

 

Phantom Lord (Hayalet Lord): "Sesi kulakları yırtıyor/Metalin sağır edici sesi yakınlaşıyor/Bedenleriniz onun kırbaçlarını bekliyor/Dudaklarınızda deri tadı/Savaş çığlığı işitin/Ezici metal darbeyi indiriyor/Bu korkutucu gecede/Dizlerinizin üzerine çökün/Hayalet lord için/Kurbanlar zincirlerin altına düşüyor/Onların ölüm acılarının çığlıklarını işitiyorsunuz/ Dehşetlerin yumruğu kırıp geçiriyor."

 

No Remorse (Acıma, vicdan azabı yok): "Yapmakta olduğumuz şeyin içinde acıma yok/Yaptığımız şeyi düzeltme düşüncesi yok/Kederi hissetme gereksinimi duymuyoruz/Çaresiz olana acımamız yok/Bitimsiz savaş/ Kan besliyor savaş makinesini/ ''Acıma yok'' tek emirdir bizim için/Yalnızca güçlüler sağ kalır/Zayıf ırkı kurtarma isteğimiz yok/Yeni gelen herkesi öldürmeye hazırız/Suratınıza doğrultulmuş dolu bir silah gibiyiz.."

 

Metal Militia: "..tanrılar öç alıyorlar/Öfkenin kurbanları şimdi korkakça davranıyorlar/Günahlarını ödemek için orospuyu hançerliyorlar/Bakireyi bırakıyorlar/İntihar ortalıkta kol geziyor/Ah bu sisin ve deliliğin arasından/Bir mesaj göndermeye çalışıyoruz size/Metal milisleri/Geride bırakılmak için zincirlenmiş ve gölgelenmiş/On bin kişi/Metal milisleri kurban etmen için kendini/Demir giysili askerler/Tek vücut halindeyiz aynıyız hepimiz/Aynı dava için savaşıyoruz/Deriden ve metaldendir üniformalarınız/Bizi korurlar/Dünyayı ele geçirmek için birleştik/Mesajı yayıyoruz buradaki herkese/Haydi salıverin kendinizi.."

 

Eğer müziğin insan ruhu üzerinde etkisi olduğu kabul ediliyorsa -ki Eflatun'dan beri öyle kabul edilir- bu müziğin iyi bir etki bırakmayacağı açıktır. Modern dünyanın protestosuna gelince. Başka bir dil ve başka bir yol vardır.

 

ZAMAN