Bazı faili meçhul cinayetlere ilişkin Mehmet Ağar, özel harekat polisleri ve "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım'ın aralarında bulunduğu 19 kişinin yargılandığı davada, eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz'ın beyanının alınması için mahkemeye çağrılmasına karar verildi.
Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesinde, sanık ve şikayetçi avukatların katıldığı duruşmada, sanıkların suç tarihinde kullandığı telefon ve çağrı cihazlarının numaralarının bildirilmesi için yazılan yazıya Ankara Emniyet Müdürlüğünden cevap verildiği, cevapta sanıklardan Korkut Eken, İbrahim Şahin, Ayhan Çarkın, Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Ercan Ersoy ve Enver Ulu'nun kullandığı numaraların bildirildiği tutanağa geçirildi.
MİT'ten gönderilen cevaba göre, "2. MİT raporu" olarak belirtilen belgenin müsteşarlık tarafından çıkmış resmi yönünün bulunmadığı, bu konuda müsteşarlığın basın açıklaması da yaptığı, dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan'ın verdiği talimat doğrultusunda bilgi notu hazırlandığı belirtildi, ancak bu notun mahkemeye gönderilmediği kaydedildi.
Mahkeme Başkanı Dursun Yalçınkaya, "Yeşil" için yazılan yazıya MİT'ten "gizli" nitelikli bilgi notuyla cevap verildiğini açıkladı. Yalçınkaya, notta, dava konusu dışında bilgiler olduğunu belirterek, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK), devlet sırrı niteliğindeki belgelerin mahkemece incelenmesine ilişkin hükmü uyarınca, notun, dava konusu kısımlarını tutanağa geçirdi.
Daha sonra eski İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, bilgisine başvurulmak üzere duruşma salonuna alındı.
Maktullerin isimleri okunurken, "hiçbirini tanımadığını" söyleyen Menteşe, sanıklardan yalnızca Mehmet Ağar'ı, bakanlığı döneminde Emniyet Genel Müdürü olduğundan tanıdığını belirtti. Menteşe, olayları hiç bilmediğini ifade etti.
Maktullerden Yusuf Ekinci'nin oğlu, avukat Sertaç Kamil Ekinci söz aldı. Menteşe'nin, 2011'de bir gazeteye verdiği röportajdan, bakanlık yaptığı dönemde haftada 3 gün terörle ilgili toplantı düzenlediğine ilişkin kısımları okuyan Ekinci, "Bu ifadeler size mi ait?" diye sordu.
Menteşe, "Hatırlamıyorum. Bakanlıkta bir değerlendirme kurulu kurduk. Bizden başka MİT Müsteşarlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma vardı. Bazen valileri de dinliyorduk." dedi.
Ekinci'nin, "Yani gazete yalan haber mi yapmış?" sorusuna Menteşe, "Hatırlamıyorum." cevabını verdi.
Şikayetçi avukatlarından Mehmet Emin Aktar, Menteşe'ye, "Sabah bakanlığa gittiğinizde, bakanlığınızla ilgili haber bültenleri gelir miydi?" diye sordu. Menteşe'nin bunu hatırlamadığını söylemesi üzerine Aktar, "Siz, İçişleri Bakanlığı yaptığınızdan emin misiniz?" ifadesini kullandı.
Mahkeme Başkanı Yalçınkaya, "Avukat bey, buna izin veremem" derken, bazı sanık ve şikayetçi avukatları arasında sözlü sataşma yaşandı.
Sanık avukatlarından Basri Aydın'ın "Adam 84 yaşında" sözü üzerine şikayetçi avukatlarından Yusuf Alataş, "Müvekkillerimizin yakınlarının 84 yaşına gelmesine izin vermediler." şeklinde konuştu.
Başkan Yalçınkaya, avukatları tartışmamaları konusunda uyararak, duruşmaya ara verdiğini açıkladı.
Yaklaşık 10 dakika sonra tekrar başlayan duruşmada, şikayetçi avukatlarından Aktar söz aldı. "Sanıklardan Ayhan Çarkın'ın akli melekelerinin yerinde olup olmadığı hususunda Adli Tıp Kurumundan daha önce rapor alındığını" kaydeden Aktar, Menteşe'ye, "Her gün, bakanlığınızla ilgili basın bülteni gelir miydi?" diye sordu.
"Hatırlamıyorum ama gelirdi herhalde" cevabını veren Menteşe'ye, dava konusu cinayetleri duyup duymadığı soruldu. Bunun ardından Menteşe, "Bir cinayet işlendiyse, ilgililere havale ederdim." dedi.
MENTEŞE'YE YÖNELTİLEN SORULAR
Duruşmanın devamında Menteşe'ye yöneltilen sorular ve onun cevapları şöyle:
Başkan Yalçınkaya: Bunlar sizin bakanlığınız döneminde olan cinayetler. Bu faili meçhul olaylar olurken, siz görevlilerden hiç bilgi almadınız mı?
Menteşe: Bakanlığım emrinde Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, valiler var. Hepsi de görevli kişiler. Bakan oturup da bunları (olayları) tek tek şey etmez ki, havale edersiniz.
Yalçınkaya: Siz hiç akıbetlerini sormadınız mı?
Menteşe: Hatırlamıyorum. Kaç sene geçti aradan.
Yalçınkaya: Özel harekat görevlilerinin bu işleri yaptığı iddiası söz konusu.
Menteşe: Hiç zannetmiyorum.
Şikayetçi avukatları: Susurluk davasını hatırlıyor musunuz? TBMM Susurluk Komisyonuna ifade verdiğinizi hatırlıyor musunuz? Susurluk için "Abartıldığı gibi bir şey değildir" dediğinizi hatırlıyor musunuz?
Menteşe: Hatırlamıyorum.
Şikayetçi avukatı Ruşen Ali Nergiz: Sorulacak bir şey yok. Tanık bizce kasıtlı olarak susmayı tercih etmektedir.
Şikayetçi avukat Ekinci: Bakanlığınız döneminde öldürülen insanların çocukları, aileleri var. Biliyorsunuz, değil mi?
Menteşe: Terörle mücadelemizde büyük başarı yakalamıştık.
Ekinci: Sorduğum bu değil. Katledilen insanların aileleri var. Bu çerçevede en ufak bir sorumluluk hissediyor musunuz?
Menteşe: Hayır, yok. Hayatımda böyle bir iddiada kimse bulunmadı.
Avukat Nergiz: 1993-1995'te terördeki başarı nedir?
Menteşe: Bu başarıları teker teker saymak mümkün değil.
Başkan Yalçınkaya: Nahit Bey, tanık bildiği her şeyi anlatmak zorunda. Yalan söyleme, gizleme hakkı yoktur.
Menteşe: Hiç bilgim yok. Hatırlamam mümkün değil.
Avukat Nergiz: 2012'de Mehmet Ağar'ı ziyaret ettiniz mi?
Menteşe: Yenipazar'da mı? Evet.
Nergiz: Neden tutuklu olduğunu biliyor musunuz?
Menteşe: Hayır. Merak etmedim.
"HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNULSUN"
Şikayetçi avukatlarından Aktar söz alarak, Menteşe hakkında "yalan tanıklık" suçundan savcılığa şikayette bulunulmasını istedi.
Duruşmada daha sonra 1990'larda bazı özel harekat polislerinin gözaltına alındığı operasyona katılan Şükrü Pekgil, Ömer Lütfü Topal cinayetine ilişkin ihbar üzerine tutanak tutan Lütfullah Uzun ile maktullerden Behçet Cantürk ve Yusuf Ekinci'yi tanıyan Vekin Aktan, bulundukları İstanbul'dan, sesli ve görüntülü sistemle "tanık" olarak ifade verdi.
Görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı Yasemin Banu Aksoy, dinlenmeyen tanıkların dinlenmesini için talimat yazılmasını, Menteşe hakkında "yalan tanıklıktan" suç duyurusunda bulunulmasının ise hükümle birlikte değerlendirilmesini istedi.
Mahkeme heyeti, "Yeşil" hakkında çıkarılan yakalama emrinin infazının beklenmesine, eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz, CHP Mersin Milletvekili Fikri Sağlar ve gazeteci İsmet Berkan'ın tanıklık için çağrılmalarına karar verdi.
Sanıkların olay tarihinde kullandığı bildirilen numaraların, suçların işlendiği dönemde görüşme ve sinyal dökümlerinin, mümkünse gönderilmesi için GSM şirketlerine ve TİB'e müzekkere yazılmasını kararlaştıran heyet, iddianamede beyanlarına yer verilen gizli tanıklar "Emek" ile "Ayışığı"nın dinlenmesi taleplerinin daha sonra değerlendirilmesini karar altına aldı.
Olay tarihinde Türkiye'ye girdikten sonra Emniyet Genel Müdürlüğüne teslim edilmeden kaybolduğu öne sürülen silahların tespiti için İçişleri Bakanlığına yazı gönderilmesine karar veren heyet, şikayetçi avukatlarının sanıkların tutuklanması, sanık avukatlarının ise duruşmalardan vareste tutulmaları yönündeki taleplerini reddetti.
Tanıklar Veli Küçük ve Orhan Taşanlar'ın adreslerinin tespiti için müzekkere yazılmasını kararlaştıran heyet, Nahit Menteşe hakkında suç duyurusunda bulunulması talebini reddederek, duruşmayı erteledi.
Duruşmayı bazı HDP milletvekilleri de izledi.
Sanıklar, 1990'lı yıllarda işlenen 18 faili meçhul cinayetle ilgili, Türk Ceza Kanunu'nun "cürüm işlemek için oluşturulan silahlı teşekkülün faaliyeti kapsamında adam öldürmek" suçundan yargılanıyor.