Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya kaleme aldığı basın açıklamasında başörtüsü yasağının meslek odaları eliyle sürdürülme çabasının meclis ve yargı eli ile son bulmasını istedi. Son olarak Gıda Mühendisleri Odası'nın başörtülü bir gıda mühendisine başörtülü fotoğraf sebebiyle sorun çıkardığı hatırlatılan basın açıklamasında her gün yeni bir zorbalıkla karşılaşıldığını ifade edilerek atılması gereken adımların bir an önce atılması gerektiği vurgulandı.
***
MECLİS ve YARGI, MESLEK ODALARININ DAYATMALARINA SON VERMELİDİR!
31 Aralık 2012
Başörtüsü yasağı adı verilen çirkin, hukuksuz ve ahlaksız dayatmanın Türkiye’de büyük bir insanlık ayıbı olarak hala belli alanlarda sürdürülmeye çalışıldığını ibret ve öfkeyle izliyoruz. Farklı alanlarda örgütlenmiş meslek odaları bu aşağılık dayatmayı uygulama konusunda ısrar eden, işgüzarlıkta sınır tanımayan kurum ve kuruluşlar arasında öne çıkmakta.
Son zamanlarda başörtülü fotoğraf verdikleri için üyelerine zorluk çıkartan, çalışabilmeleri için gerekli evrakların tanzimini geciktiren ya da reddeden meslek örgütlerine ilişkin haberler medyada sıkça yer almakta. Farklı şehirlerde farklı meslek örgütlerinin bu zulme imza atan uygulamaları dikkat çekici bir manzara arz etmekte. Mevzuat gerekçesinin ardına sığınarak bazen başörtülü, bazen sakallı oldukları için üyelerine zulmetmeye odaklanmış bir meslek örgütü profili bu ülkenin acı bir gerçeği olarak karşımıza çıkıyor.
En son olarak bu rezalete Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Gıda Mühendisleri Odası imza attı. Üretim sertifikası almak için kendisine başvuran ve Sultanbeyli’de bir fırında işe başlayan Betül Koç isimli gıda mühendisinin talebi başörtülü fotoğrafı nedeniyle reddedildi. Talebinin neden reddedildiğinin kendisine yazılı olarak bildirilmesini isteyen başvuru sahibine söz konusu oda “Belgelere yapıştırılacak fotoğraf son 6 ay içerisinde açık, sakalsız, düzgün bir kıyafetle çekilmiş olacaktır.” şeklindeki hükmün yazılı olduğu TMMOB Yönetim Kurulu’nun 2 Aralık 1994 tarihli kararını gerekçe gösterdi.
Öncelikle insanların inancını ve bu inançlarından kaynaklanan tutumlarını basit bir yönetmelik kararıyla sınırlamaya veya yasaklamaya kalkmanın büyük bir zulüm olduğunun altını çiziyoruz. Bazı meslek odalarının kendilerine verilmiş yetkiyi insan hakları ve hukuku çiğneyerek istismara yöneldikleri görülmektedir. Ve hiç kuşkusuz, üyelerinin haklarını savunması ve mesleki gelişimlerine katkı sağlaması beklenen kuruluşların despotik bir tutumla mensuplarını hizaya sokmaya kalkışmasının tartışılmaya bile değmeyecek büyük bir zorbalık olduğu aşikârdır.
Bununla birlikte birçoğu çağdaşlık, ilericilik, Kemalizm vb. kavramların ardına sığınarak Müslümanlara hayatı zindan etmeye endekslenmiş bir körlük içindeki bu tip kadrolardan adalet ya da insanlık beklemenin ham hayal olduğunu iyi bildiğimizden, bu aşamada sorunu çözmesi için yargı ve yasama kurumlarını devreye girmeye çağırıyoruz.
Öncelikle yapılan uygulamanın açık bir ayrımcılık, tahkir ve aşağılama suçu olduğundan hareketle savcılıkların bu tür dayatmalarda bulunan meslek odalarının yöneticileri hakkında adli takibata geçmeleri gerektiğini hatırlatıyoruz. Ayrıca bu tür dayatmaların önünün kesin biçimde alınabilmesi için Meclisi de gerekli yasal düzenlemeleri yapmaya davet ediyoruz.
Meclis, Müslümanları inançlarından ötürü cezalandırmayı, haklarından mahrum etmeyi hedefleyen ve insan haklarına ve eşitlik ilkesine aykırılık içeren bu tür uygulamaların sahiplerinin açık bir şekilde cezalandırılmalarını içeren yasal düzenlemeleri bir an önce gerçekleştirmelidir.
Örgütlenmiş despotizm ve zulmetmeyi, zorbalığı şiar edinmiş ahlaksızlık bir gün bir okulun müdürü, bir başka gün bir kurumun şefi, bir diğer gün bir meslek örgütünün yetkilisi vs. şeklinde karşımıza çıkmakta. Atılması gereken adımlar neyse bir an önce atılmalı, bu zalimlerin, despotların artık kirli ellerini başörtüsünden çekmesi kesin olarak sağlanmalıdır.
Rıdvan Kaya
Özgür-Der Genel Başkanı