Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı (MEB)her derecede okullarda mescit ve şadırvan bulundurma kararına yönelik düzenleme, eğitim camiasında sevinçle karşılandı. Eğitim Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, MEB’in aldığı kararın bir ihtiyacın tezahürü olduğunu kaydederek, “Temel ihtiyaçlar göz önünde bulundurulduğunda mescid, şadırvan gibi dini vecibelerin yerine getirildiği alanların oluşturulması doğru bir adımdır” dedi. İbadet özgürlüğünün en temel hak olduğunu vurgulayan Selvi, “Din eğitimi veya din özgürlüğü gibi konular temel hak ve özgürlüklerin merkezinde yer alır. Bu anlamda da bir Müslümanın dini vecibelerini yerine getirebilmesi için bulunduğu yerlerde mescid ve şadırvanın bulunması gerekli bir ihtiyaçtır” şeklinde konuştu. MEB’in kararının okullarda öğrenciler arasında ayrım oluşturacağını ve bunun inanç baskısı olduğunu söyleyen şer odaklarına karşı eleştirilerde bulunan Selvi, “Müslümanların çoğunlukta olduğu bir ülkede dini vecibelerinin yerine getirilebileceği karara karşı olmak doğru değildir. Yıllardır dine tahammül edemeyenlerin saldırılarını yadırgamıyoruz. Bir baskıdan söz edilecekse eğer bu baskı inançsızlık baskısıdır. Kendileri özgürlüklerden söz ederler ama özgürlük tanımlamasının kendilerine uyup uymamasına bakarlar” diye konuştu.
PEDAGOJİYİ KİRLİ İDEOLOJİLERİNE ALET ETMESİNLER
Kararı eleştirenlerin meseleye pedagojik değil ideolojik baktığına dikkat çeken Selvi, “Pedagoji gibi önemli bir hususu kendi kirli emellerine alet etmelerini doğru bulmuyoruz. Bunlar yanlış, saptırma yaklaşımlardır. Pedagojinin temelinde insanların özgürce, inancıyla, öz güveniyle görevlerini yerine getirebileceği ortamın temin edilmesi gerekir. Bunlar olmadıktan sonra diğer kararların kriz ortamı içerisinde gelişmesi mümkün olmaz. O yüzden pedagojiyi de dillerine dolamasınlar” şeklinde konuştu. Dünyadaki din eğitimine yönelik açıklamalarda da bulunan Selvi, “Din eğitimi özel ve genel din eğitimi olarak ikiye ayrılır. Genel din eğitimi herkese verilirken Özel din eğitimi biraz daha nitelikli ve ayrıntılı olduğu için isteğe bağlı olarak verilir. Din eğitimini vereceksiniz ama dinin vecibelerini yerini getirmek için açılmak istenen mekânlara karşı gelerek, Müslümanım diyen bir millete bunu reva görmeyeceksiniz. Bunlar toplumdan kopuk inançsızlığı ilke edinmiş kendi dar çevrelerinde yaşayanların tavırlarıdır” ifadelerini kullandı.
Kaynak: Onur Kuzu / Yeni Akit