Mehmet Yılmaz’ın ‘mültecilere vatandaşlık mı verilecek?’ korkusu!

T24 yazarı Mehmet Y. Yılmaz mültecilere vatandaşlık verilmesi ihtimalinden duyduğu endişeyi yazmış!

HAKSÖZ HABER

Türkiye’de ırkçılığın farklı veçheleri var. Sol-Kemalist ırkçılık, CHP örneğinde görüldüğü üzere mültecileri ‘temsil ettikleri yaşam formu’ sebebiyle tehdit olarak görüyor. Bu grubun nazarında mülteciler ‘geri kalmış’ gelenekleri temsil ediyorlar.

Sağ ırkçılık ise İYİ Parti örneğinden hareketle daha kavmiyetçi özelliklerle mültecilerin varlığını kabul etmiyor. Kendisini dayandırdığı etnik kimlik (Türklük) her ne ise mültecileri onun varlığına kast eden topluluk olarak değerlendiriyor.

Bir de liberallerin ırkçılığı var. Mehmet Yılmaz’ın çok başarılı bir şekilde örneklerini sunduğu liberal ırkçılığı ‘AKP’ karşıtlığı üzerinden mültecilerle uğraşıyorlar. En iyileri mültecilerin varlığını kabul ederken sebep oldukları iddia edilen sorunları pek de sâfiyâne olmayan bir tarzla tartışıyorlar. Bazı KARAR yazarları buna örnek olarak verilebilir. Ancak Mehmet Yılmaz kendi çizgisi içinde en hışımlı mülteci düşmanı olma yolunda hızla ilerliyor. Bu konuyu daha öncede Haksöz Haber’de işlemiştik:

Mehmet Yılmaz bugün yazdığı ‘Suriyelilere vatandaşlık hazırlığı mı?’ başlıklı yazısında, mülteci meselesini ‘AKP’nin oy arayışına indirgemiş. İlerleyen seçimlerde 5-10 bin oyun dahi çok önemli olduğunu ifade eden Yılmaz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ege Üniversitesi'nin göç konulu konferansında yaptığı konuşmaya dikkat çekerek kendince birilerini uyarıyor.

Gelecek seçimde, bırakın milyon oyu, belki de 3 – 5 bin oy, geleceğin Cumhurbaşkanı'nın kim olacağını belirleyecek. İktidarda kalabilmek için aklına gelen her yolu deneyen, aynı zarftan çıkan dört oydan üçünü geçerli, birini geçersiz saydırabilen bir zihniyete sahip AKP, Suriyeli sığınmacılara bakıp, kendine ait bir oy deposu mu görüyor? Cumhurbaşkanı'nın durduk yerde, konuyu buraya getirmesinin anlamı nedir?

Suriyelilerin yaşadıkları sorunları sadece oy meselesi üzerinden ele alan Yılmaz, Suriye sınırına inşa edilen mülteci yerleşkelerini de yine kafasına takmış. Yani vatandaşlık verilmesin, yaşam alanı sunulmasın. Peki, bu insanlar ne yapsınlar? Sessizce ölüme razı mı gelsinler!

Unutmayalım ki Türkiye, bir yandan da Suriye'nin kuzeyinde, sınırımızda Suriyeliler için bir kent kurdu bile. Okulu, camisi, hastanesi ile mükemmel bir kent bu. Onun dışında imar ettiği Suriye kasabalarında imam hatip okulları bile açıyor. İmam hatip lisesinin, Suriye eğitim sistemi içinde her hangi bir karşılığı yok.

Bütün bunlara rağmen şunu da belirtmek lazım. AK Parti’nin ‘oy için’ mültecilere vatandaşlık vereceğini kabul etsek bile bu durumun mültecilerin var olan problemlerine çözüm olması olasılığı dahi önemli bir ‘insani’ kazanım olarak görülemez mi? Mehmet Yılmaz bu noktayı belirtip ardından şerhini düşse anlayacağız ancak Yılmaz’ın mültecilerin yaşadıkları sorunlar, maruz kaldıkları şiddet gibi konularla hiç derdi yok anlaşılan. O dünyayı ‘AKP’ nefreti üzerinden okumaya şartlanmış. Ne kadar mantıksız ve sathi bir bakış açısı… Yazık!

Yorum Analiz Haberleri

Yapay zeka statükocu mu?: ChatGPT'de cevaplar neye göre değişiyor?
Devrim ile derinleşen kardeşlik: Suriye & Türkiye
Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm