Haksöz Haber
Ankara bombacısı Abdulbaki Somer için Van’da HDP’lilerin ‘yüksek katılımı’ ile kurulan taziye çadırı epeyce bir kesimin ağırına giderken, bazılarını da çok zor duruma soktu. Dünden beri kınamalar, eleştiriler yağmakta. Gerçekten de savunmasız insanları hedef alan vahşi bir eylemin failinin yüceltilmesi anlamına gelen ‘taziye çadırı’ hikayesinin icra edenler açısından insanlık ve vicdan noktasında gayet çelişik ve utanılması gereken bir ‘eylem’ olduğunda kuşku yok. Ne var ki, bu görüntüler üzerine tepki verenlerin, kınayan ya da kınamak zorunda kalan kimi zevatın sözlerinin de beş paralık bir değeri yok!
Örneğin Ahmet Hakan Coşkun bugün bir yazı kaleme almış ve taziye çadırına giden HDP’li vekillere yüklenmiş. HDP Van Milletvekili Tuba Hezer'e, “Ne işin vardı orada senin? Ne için gittin? Neydi maksadın? Neydi mesajın?” sorularını yönelten Hakan, “Masum insanları katlederek amacına ulaşmayı hesaplayan... bu caninin, bu alçağın, bu katilin taziye çadırına neden gittin?” demiş. Yine Altan Tan bir terör eyleminin failinin taziyesine gidilmesini kınadığını belirtmiş, falan!
Burada bir gariplik yok mu? Bu kınamalar, eleştiriler size hiç samimi geliyor mu?
Bu isimler ve Ankara eylemi ya da PKK tarafından gerçekleştirilen önceki kimi eylemler üzerine tepki veren, kınamak durumunda kalan aynı familyaya mensup aydınlar, siyasetçiler ve diğerlerinin sergiledikleri bu tavırları tutarlı bulmak mümkün mü?
HDP’nin son kertede PKK’nın bir uzantısı olduğunu bilmiyormuş gibi yapanların, bu kirli irtibatı yeni fark etmiş pozlarına bürünenlerin düne kadar sürdürdükleri ilişkilerin, aktif biçimde yer aldıkları propaganda faaliyetlerinin hesabını vermek yerine, hiç olmazsa özeleştiri yapıp özür dilemek yerine böyle zeytinyağı gibi su üstüne çıkmaları sizin de midenizi bulandırmıyor mu?