Medyaya saldırı, Doğan Grubu ve gerçekler
Kurtuluş Tayiz / Akşam
Hürriyet gazetesi ve yazarları, Ethem Sancak'ın sahibi olduğu medya grubuna yönelik saldırıları ısrarla anlamsızlaştırmaya, önemsiz göstermeye çalışıyor. Kanal 24 ve Star Gazetesi'nin bulunduğu binaya bomba konulduğunda Doğan Grubu, maalesef koro halinde "Ne var yani, bombalar patlamadı ki!" yayını yaptı. Star Medya Grup Başkanı Murat Sancak'a yönelik silahlı saldırı için de "22 kurşun sıkılmış, peki hiçbiri mi değmez insana!" diyecek kadar ahlaktan yoksun yazı ve haberlere yer verdiler. Burada dursalar yine iyiydi; ama daha ileri gittiler, kendilerini haklı çıkarabilmek için "Bakın tetikçiler de kriminal bağlantılı çıktı" demeye başladılar.
Bizim tarafa atılan bombalar, sıkılan kurşunlar nedense hep adi suçlu işi; ama Ahmet Hakan'a atılan yumruk ve Hürriyet'in camına atılan taş siyasi; öyle mi? Aydın Doğan'ın onurlu bir davası var ve ona yönelik sarf edilen her söz kasıtlı ve siyasi ama Ethem Sancak'ın hiçbir davası yok ve ona atılan bombalar, sıkılan kurşunlar adli, kriminal!
* * *
Doğan medyasının onurlu bir davası yok; bunun altını öncelikle çizmek gerekiyor. Üstelik bu ne bir suçlama ne de bir aşağılama. Sadece doğruya sadık kalmak adına yapılan durum tespiti. Fakat bu, Doğan Grubu'na veya bu grubun yazarlarına yönelik saldırıları meşru göstermeyeceği gibi anlamsız da kılmaz. Hürriyet'in camlarının kırılması, Ahmet Hakan'a atılan yumruğun da kuşkusuz bir anlamı var; Doğan Grubu'na yönelik gerçekleşen saldırılarda da kasıt aramak gerekir ve bu tür saldırılar meydana gelindiğinde de onların yanlarında olmak her demokratın görevidir.
Ancak Doğan Grubu'nun başka medya gruplarına yönelik saldırıları itibarsızlaştırmaya çalışması son derece yanlıştır. Sadece "yanlış" da değil, kasıtlı bir çarpıtma ve karartma çabasıdır. Bu anlamıyla da siyasidir. Doğan Grubu'nun son iki yıldır AK Parti'ye karşı düzenlenen bütün siyasi komploların içinde olduğunu, Erdoğan'ı devirmek için gayrimeşru güç odaklarıyla işbirliği yaptığını söylemek herhalde abartılı bir tespit değil. Doğan medyası, şu ana kadar Erdoğan'a her fırsatta Menderes'in sonunu hatırlattı, Mısır Cumhurbaşkanı Mursi'li göndermelerde bulundu; Doğan medyası, Gülen grubuyla işbirliği içinde, son iki yıldır AK Parti'yi zayıflatmak ve Erdoğan'ı düşürmek için gazetecilik yapmıyor, doğrudan algı operasyonları gerçekleştiriyor, psikolojik harp yürütüyor. Erdoğan'ın arkasında duran medya sahipleri de bu saldırılardan payını aldı, alıyor. Ethem Sancak, milli iradenin yanında durduğu için, yüzde 52 oyla seçilen Cumhurbaşkanı'na yakın olduğu için, medyasıyla bu davaya güç verdiği için ilk günden beri Doğan Grubu'nun hedefi durumunda.
* * *
Kanal 24 ve Star Gazetesi, Doğan Grubu'nun zaten bombardımanı altında. Bu medyayla başa çıkamadıkları için de "Bize saldırıyorlar" ağlamalarına bakmayın, hedefleri Gezi'den sonra güç kazanan yeni milli medya. Ethem Sancak da, Türkiye'nin yeni medyasının arkasındaki en önemli isimlerden biri. Sancak hakkında bu kadar çok kara propaganda yapılması bundan kaynaklanıyor. Sancak'ın milli iradenin yanında durmasının dışında başka bir "suçu" olduğunu düşünmüyorum. Aydın Doğan'ın bütün gazete ve televizyon kanalları milli iradeyi devirmek için ülkede terör estiren PKK ve Gülen çetesinin hizmetine verilmiş adeta. Böyle olmasına rağmen, Aydın Doğan, hâlâ Sancak'ı "kriminal", kendisini de "Dava adamı" gibi gösterme kurnazlığına başvuruyor.
Çok söze de gerek yok; Doğan medyası, uluslararası güç çevrelerinin taşeronluğunu yapan bir medya grubu. Gözden düşürmeye çalıştıkları medyanın ise en azından milli bir hassasiyeti, davası var. Doğan'ın ne davası onurlu, ne de kavgası. İlle de bir 'kriminal' bir durumdan bahsedilecekse, onu uzakta değil, Hürriyet'in yayıncılık tarihinde aramak daha doğru olur. Çünkü Hürriyet'in bütün yayıncılık tarihi siyasi kriminalin konusu olabilir.