Medya Patronlarından Timsah Gözyaşları

Dar­be­le­ri Araş­tır­ma Ko­mis­yo­nu’na 28 Şubat'la ilgili ifade veren medya pat­ron­ları ve ga­ze­te­ci­ler üzgün ve pişman olduklarını söylüyorlar.

28 Şu­bat sü­re­cin­de at­tık­la­rı man­şet­ler­le ve de­zen­for­mas­yo­na yö­ne­lik ya­lan-yan­lış ya­zı­lar­la seçim­le iş­ba­şı­na ge­len Re­fah­yol’un çö­ker­til­me­sin­de önem­li rol oy­na­yan med­ya pat­ron­la­rı, dün ko­mis­yo­na ver­dik­le­ri ifa­de­le­rin­de piş­man­lık­la­rı­nı di­le ge­ti­rip, çar­pı­cı iti­raf­lar­da bu­lun­du­lar.

Haber: Hasan Tosun-Talha Çolak

28 Şu­bat dar­be­si­nin med­ya aya­ğı­nı oluş­tu­ran pat­ron­lar ve yö­ne­ti­ci­ler ile ga­ze­te­ci­ler, Mec­lis Dar­be­le­ri Araş­tır­ma Ko­mis­yo­nu’na ver­dik­le­ri ifa­de­ler­de “Üz­gü­nüm”, “Piş­ma­nım” di­ye­rek, il­gi­li sav­cı­lık so­ruş­tur­ma­sın­dan yırt­ma­ya ça­lı­şı­yor. Ön­ce­ki gün Er­tuğ­rul Öz­kök, Fa­tih Çe­kir­ge, Meh­met Ali Bi­rand gi­bi isim­le­ri din­le­yen Mec­lis 28 Şu­bat Alt Ko­mis­yo­nu, dün de sü­re­cin med­ya pat­ron­la­rı olan Ay­dın Do­ğan, Dinç Bil­gin, Tur­gay Ci­ner, Meh­met Emin Ka­ra­meh­met ve Za­fer Mut­lu’yu din­le­di.

Bu ga­ze­te­ci­ler ve med­ya pat­ron­la­rı, at­tık­la­rı ya­lan yan­lış man­şet­ler ve de­zen­for­mas­yon içe­rik­li ya­zı­la­rıy­la 28 Şu­bat sü­re­cin­de as­ke­ri mü­da­ha­le­ye ze­min ha­zır­la­yıp, se­çim­le iş­ba­şı­na gel­miş Re­fah­yol’un gö­rev­den el çek­ti­ril­me­si sü­re­cin­de ak­tif rol oy­na­mış­lar­dı.

“HİÇ­BİR ŞE­YİM KAL­MA­DI”

28 Şu­bat Alt Ko­mis­yo­nu’na ifade veren Dinç Bil­gin, 28 Şu­bat dö­ne­min­de 4 ulu­sal, bir ye­rel ga­ze­te, 40’a ya­kın der­gi, 2 ulu­sal te­le­viz­yon ka­na­lı sa­hi­bi ol­du­ğu­nu, da­ha son­ra Eti­bank or­tak­lı­ğı ile bir ban­ka­cı­lık se­rü­ve­ni ya­şa­dı­ğı­nı ve 11 ay tu­tuk­lu kal­dı­ğı­nı, 12 yıl geç­me­si­ne rağ­men hü­küm giy­me­di­ği­ni söy­le­di. Bil­gin, 2000 yı­lın­dan son­ra tüm mal var­lı­ğı­nı kay­bet­ti­ği­ni an­lat­tı. Bil­gin, “28 Şu­bat dö­ne­mi­ne ge­li­nen gün­ler­de Tür­ki­ye’nin dört bü­yük ba­sın ku­ru­lu­şu­nun pat­ro­nuy­dum. Bü­yük ser­ve­tim var­dı. 28 Şu­bat dö­ne­mi­nin so­nu­na doğ­ru hiç­bir şe­yim kal­ma­dı” de­di.

“HE­LA­LE HA­RA­MI KAT­MAK­LA YAN­LIŞ ET­TİM”

Bil­gin, 28 Şu­bat’ta ban­ka sa­hi­bi ol­ma­dı­ğı­nı, iha­le­yi ka­za­nan Ca­vit Çağ­lar’ın çağ­rı­sı üze­ri­ne son­ra­dan ban­ka­ya or­tak ol­du­ğu­nu söy­le­di. Geç­miş­te ve 28 Şu­bat sü­re­cin­de çok zen­gin ol­du­ğu­nu an­la­tan Bil­gin, an­cak 2000 yı­lın­da hiç­bir şe­yi­nin kal­ma­dı­ğı­nı söy­le­di. Şu an­da emek­li ma­aşıy­la ha­ya­tı­nı sür­dür­dü­ğü­nü be­lir­ten Bil­gin, “Ga­ze­te­le­rim var­dı. Te­le­viz­yon­la­rım var­dı. Her şey çok iyi gi­di­yor­du. Ban­ka işi­ne gi­rin­ce bat­tım. Hiç­bir şe­yim kal­ma­dı. Baş­ka iş­le­ri­ne bur­nu­mu so­kun­ca sı­fır ol­dum. He­la­le ha­ra­mı kat­mak­la yan­lış et­tim. Ha­ta et­tim. Ban­ka işi­ne gir­me­ye­cek­tim” de­di.

“ZA­MA­NIN RU­HU”

As­ker­le­ri ban­ka yö­ne­ti­mi­ne kon­jonk­tü­rün ge­re­ği ola­rak alıp al­ma­dık­la­rı­nın so­rul­ma­sı üze­ri­ne ise Bil­gin, “Za­ma­nın ru­hu o ta­rih­te fark­lıy­dı. As­ker­le­rin ol­ma­sı ha­tay­dı ben­ce. Onun da ka­bul et­me­si ha­tay­dı ta­bii” ifa­de­le­ri­ni kul­lan­dı. Sa­bah ga­ze­te­si ça­lı­şan­la­rı­nın işi­ne ne­den son ver­di­ği ko­nu­sun­da ise Bil­gin, dö­ne­min Ge­nel­kur­may Baş­ka­nı Or­ge­ne­ral İs­ma­il Hak­kı Ka­ra­da­yı’nın ken­di­si­ni öğ­le ye­me­ği­ne da­vet et­ti­ği­ni, ye­mek­ten ön­ce bir oda­ya alın­dı­ğı­nı ve ora­da za­ma­nın Ge­nel­kur­may 2. Baş­ka­nı Or­ge­ne­ral Çe­vik Bir ve Er­dal Öz­kas­nak ile tat­sız bir 10 da­ki­ka ge­çir­dik­le­ri­ni söy­le­di.

“AN­KA­RA BÜ­RO­LA­RI ÇA­ĞI­RI­LIR, GE­REK­Lİ TEL­KİN­LER YA­PI­LIR­DI”

Ga­ze­te­ci­le­rin iş­ten atıl­ma­sı yö­nün­de bir tel­kin ya­pıl­ma­dı­ğı­nı söy­le­yen Bil­gin, “Ba­na ga­ze­te­ci­le­rin iş­ten atıl­ma­sı­na da­ir tel­kin ya­pıl­ma­dı, mek­tup fa­lan ya­zıl­ma­dı. O tip iş­ler ge­nel­de An­ka­ra bü­ro­la­rı ka­na­lıy­la ge­lir. An­ka­ra bü­ro­la­rı ça­ğı­rı­lır, ge­rek­li tel­kin­ler ya­pı­lır. On­lar İs­tan­bul’a bil­di­rir­ler. Ge­nel ya­yın mü­dür­le­ri de pat­ro­na dö­ner. İş­ler böy­le ça­lı­şır­dı” di­ye ko­nuş­tu. Bil­gin, ga­ze­te man­şet­le­ri­nin bu tel­kin­ler­le atı­lıp atıl­ma­dı­ğı ko­nu­sun­da da, “Ha­yır, ba­na man­şet tel­ki­ni ya­pıl­ma­dı” de­di.

“BİZ DYP’Yİ, DO­ĞAN ANAP’I DES­TEK­LE­Dİ”

28 Şu­bat sü­re­cin­de iş adam­la­rı­nın si­ya­si­le­ri des­tek­le­di­ği­ni söy­le­yen Bil­gin, “Biz grup ola­rak DYP’yi des­tek­le­dik. Ay­dın Do­ğan ise ANAP’ı des­tek­le­di. Ara­mız­da çok kes­kin bir mü­ca­de­le var­dı. O dö­nem ga­rip bir dö­nem­di. Elek­ti­rik da­ğı­tım iha­le­le­ri med­ya ku­ru­luş­la­rı ara­sın­da pay­laş­tı­rı­lır­dı” de­di. O dö­nem­de Doğ­ru Yol Par­ti­si’ni des­tek­le­di­ği ve Ca­vit Çağ­lar’la or­tak­lı­ğı­nın bu­nun­la iliş­ki­si­nin so­rul­ma­sı üze­ri­ne de Bil­gin, “Bi­zim des­tek ol­du­ğu­muz Doğ­ru Yol, Tan­su Ha­nım’ın Doğ­ru Yol’uy­du; Ca­vit Bey’in de­ğil” di­ye ko­nuş­tu.

“ŞİM­Dİ­Kİ AK­LIM OL­SA YAP­MAZ­DIM”

Zen­gin­leş­tik­çe kon­for­mizm mik­ro­bu­nun ken­di­si­ne bu­laş­tı­ğı­nı be­lir­ten Bil­gin, “Bun­la­rın hep­si ban­ka­cı­lık­tan ön­ce­ki du­ru­mum. Şim­di­ki ak­lım ol­sa yap­maz­dım. Tür­ki­ye bü­tün mü­es­se­se­le­riy­le aya­rı kaç­mış bir Tür­ki­ye’ydi. Ba­sın dör­dün­cü güç ol­mak­tan bi­raz da­ha yu­ka­rı­la­ra çık­mış­tı. Med­ya­nın bu iş­le­re gir­me­si­ne kar­şı­yım. Gi­rip de iyi iş­ler ya­pan­la­ra bir şey di­ye­mem. Şu an­da ga­ze­te­ci­le­rin saf ga­ze­te­ci­lik işin­de ol­ma­la­rı, ka­muy­la iliş­ki­le­ri ol­ma­ma­sı la­zım” de­di.

“İR­Tİ­CA HA­BER­LE­Rİ ISI­TI­LIP ISI­TI­LIP ÖNÜ­MÜ­ZE KO­NUR­DU”

28 Şu­bat sü­re­cin­de­ki Tür­ki­ye’nin fark­lı bir Tür­ki­ye ol­du­ğu­nu ifa­de eden Bil­gin, “İr­ti­ca ha­ber­le­ri ısı­tı­lıp ısı­tı­lıp önü­mü­ze ko­nur­du. Biz de ya­yın­lar­dık. O za­man öy­le ge­re­ki­yor­du” de­di. Bil­gin, söz­le­ri­ni şöy­le sür­dür­dü: “O za­man­ki Tür­ki­ye baş­ka bir Tür­ki­ye’ydi. Tür­ki­ye’de o dö­nem bı­ra­kın Ge­nel­kur­may baş­kan­la­rı­nı, sı­ra­dan bir ge­ne­ral bi­le bir be­ya­nat ve­rin­ce or­ta­lı­ğı tit­re­tir­di. Öy­le bir Tür­ki­ye’de ge­ne­ti­ği sağ­lam ol­ma­yan bir ba­sın oluş­tu. Hep se­çil­miş­le­re kar­şı mu­ha­le­fet yap­mış, atan­mış­la­rı bu­nun dı­şın­da bı­rak­mış bir ba­sın var­dı. Bu ba­sın­dan son de­re­ce de­mok­rat, ce­sur, as­ke­ri dar­be­ler­le kav­ga eden bir ba­sın çık­ma­dı. Uz­laş­ma ba­sı­nın işi­ne gel­di.”

“ŞİM­Dİ­Kİ Gİ­Bİ BİR BAŞ­BA­KAN OL­SAY­DI”

Ga­ze­te­ci ola­rak as­ker­ler­den kork­tuk­la­rı için man­şet­ler at­tık­la­rı­nı iti­raf eden Bil­gin, “Şim­di­ki ak­lım ol­sa ‘Da­ha ce­sur dav­ran­ma­lıy­dım’ di­yo­rum. Ama dav­ra­na­bi­lir miy­dim, onu bil­mi­yo­rum. Tür­ki­ye kork­tu, biz de kork­tuk, ga­ze­te­ci­ler ola­rak kork­tuk. O za­man­ki Tür­ki­ye’de­ki baş­ba­kan­lar fark­lı baş­ba­kan­lar­dı. Şim­di söy­le­mem bi­raz ga­rip ola­cak ama şim­di­ki gi­bi bir baş­ba­kan ol­say­dı, şim­di­ki gi­bi bir Mec­lis ol­say­dı, böy­le dar­be­le­ri araş­tı­ra­bi­le­cek bir Mec­lis ol­say­dı; Tür­ki­ye’nin ba­şı­na bun­lar gel­mez­di” di­ye ko­nuş­tu.

AY­DIN DO­ĞAN Hİ­KA­YE OKU­DU

Dinç Bil­gin’in ar­dın­dan ko­mis­yo­nun hu­zu­ru­na Ay­dın Do­ğan çık­tı. Do­ğan, ko­mis­yo­na Hür­ri­yet Ga­ze­te­si Ge­nel Ya­yın Mü­dü­rü Enis Ber­be­roğ­lu ve An­ka­ra Tem­sil­ci­si Me­te­han De­mir ile gel­di. Ko­nuş­ma­sı­na ken­di­si­ni ta­nı­ta­rak baş­la­yan Ay­dın Do­ğan, ya­zı­lı bir me­tin­den med­ya­nın de­mok­ra­si­ler­de vaz­ge­çil­mez bir un­sur ol­du­ğu­nu an­lat­tı. Uzun ko­nuş­ma­sın­da Do­ğan özet­le, “Med­ya yok­sa de­mok­ra­si yok, de­mok­ra­si yok­sa med­ya da yok. Med­ya ve si­ya­si­ler ara­sın­da her za­man ol­muş­tur. Bü­tün dün­ya­da bu böy­le­dir” me­sa­jı ver­di.

ZOR AN­LAR YA­ŞA­DI

Ba­sı­nın öz­gür ol­du­ğu­nu an­cak ki­şi­le­re kar­şı eşi ve ço­cu­ğu ile il­gi­li ha­ka­ret ve sa­lı­dı­rı­la­ra va­ran ya­yın­la­ra kar­şı ol­du­ğu­nu söy­le­yen Do­ğan, bir mil­let­ve­ki­li­nin, es­ki ba­kan­lar­dan Ya­şar Oku­yan’ı “Ne­den iş gü­ven­li­ği ya­sa­sı çı­kar­ma­ya ça­lı­şı­yor­sun” di­ye teh­dit et­ti­ği­ni ve Oku­yan’ın eşi il­gi­li il­gi ya­yın ya­pıl­dı­ğı­nı ha­tır­lat­ma­sı üze­ri­ne zor an­lar ya­şa­dı. Do­ğan, “Sa­yın Oku­yan’ı es­ki­den be­ri ta­nı­rım. Eşi­nin ser­gi­si ile ha­ber ya­pıl­ma­sı­nı is­te­di. Ben de ken­di­si­ne sa­de­ce ‘İş ol­ma­yan bir mem­le­ket­te iş gü­ven­ce­si ol­maz’ de­dim. Teh­dit fe­lan et­me­dim. Böy­le bir şey ol­ma­dı. Olay bu­dur” de­di.

“EMİN ÇÖ­LA­ŞAN’I BEN KOV­DUM. İYİ Kİ AT­MI­ŞIM”

Ga­ze­te­sin­de ya­zan ya­zar­la­rı ne as­ke­ri ne de si­ya­si bas­kı so­nu­cu çı­kar­dı­ğı­nı be­lir­ten Do­ğan, “Sa­de­ce Emin Çö­la­şan’ı ben kov­dum. Çün­kü ar­tık ipe sa­pa gel­mez iş­ler ya­pı­yor­du. Kö­şe­si­ni bir mev­zi ha­li­ne ge­tir­miş­ti Emin Çö­la­şan. Emin ta­kın­tı­lı bir adam­dı. ‘Bı­rak bu ta­kın­tı­yı ar­tık’ de­dim. ‘Bu­ra­sı se­nin ba­ba­nın çift­li­ği de­ğil’ de­dim. İyi ki at­mı­şım. ‘Ben gi­di­yo­rum’ di­ye bi­ze ha­ber gön­de­rir, biz de ‘Aman git­me’ de­yip mü­te­ad­dit ke­re­ler 300 bin, 500 bin do­lar ve­rir­dik. Ar­tık kur­tul­dum” de­di.

“BEN KÖ­KÜ­ME KA­DAR ANA­DO­LU’YUM”

28 Şu­bat dö­ne­min­de Ana­do­lu ser­ma­ye­si üze­rin­de med­ya ve si­lah­lı kuv­vet­ler kul­la­nı­la­rak bas­kı oluş­tu­rul­du­ğu­na iliş­kin bir so­ru­ya ise Do­ğan, “Ben kö­kü­me ka­dar Ana­do­lu’yum. Ana­do­lu ser­ma­ye­si­ne kar­şı ola­mam, ol­mam müm­kün de­ğil. Ül­ker gru­bu en bü­yük ye­şil ser­ma­yey­di. Biz bu­nu söy­le­mi­yor­duk. Bun­lar bi­zim rek­lam ve­ren­le­ri­miz, bun­lar ba­tar­sa biz de ba­ta­rız” de­di.

“‘411 EL KA­OSA KALK­TI’ MAN­ŞE­Tİ HA­TAY­DI”

“411 el ka­osa kalk­tı” man­şe­ti­nin so­rul­ma­sı üze­ri­ne de Do­ğan, “Dua edi­yo­rum ki bu so­ru­yu Er­tuğ­rul’a sor­say­dı­nız ama sor­ma­mış­sı­nız. Ben Bod­rum’day­dım, ora­dan ha­be­rim ol­du. Yan­lış bul­dum, ha­ta­dır” de­di. “Ge­re­kir­se si­lah bi­le kul­la­nı­rız” baş­lı­ğı ko­nu­sun­da Do­ğan, “Bu la­fı söy­le­yen, Abu­zit­tin de­ğil, önem­li fonk­si­yon­la­rı olan bir pa­şay­sa, bun­dan da­ha önem­li ga­ze­te­ci­lik olur mu?” şek­lin­de ko­nuş­tu. Ah­met Ka­ya için atı­lan “Vay şe­ref­siz” man­şe­ti için ise Do­ğan, “Keş­ke bu ka­dar kes­kin ve sert baş­lık atıl­ma­say­dı” di­ye ko­nuş­tu.

KÖ­ŞE­YE SI­KI­ŞIN­CA SU­ÇU Sİ­YA­Sİ­LE­RE AT­TI

Za­man za­man so­ru­lar­la kö­şe­ye sı­kı­şan Do­ğan, su­çu si­ya­si­le­re at­tı. 28 Şu­bat dö­ne­min­de­ki si­ya­si­le­rin tu­tu­mu­nu eleş­ti­ren Do­ğan, “Si­lah­sız kuv­vet­ler hal­let­sin” di­ye­nin ise as­ker ol­du­ğu­nu ve “‘El ko­ya­ca­ğız’ de­sey­di o da ya­pı­lır­dı. Önem­li bir ha­ber­di” de­di. So­ru­nun si­ya­si­le­rin yö­ne­tim tar­zın­dan kay­nak­lan­dı­ğı­nı ile­ri sü­ren Do­ğan, “Eğer si­ya­si­ler muk­te­dir olur­lar­sa, de­mok­ra­si dı­şı güç­le­re dik du­rur­lar­sa bun­lar ol­maz­dı. 27 Ni­san’da hü­kü­met dik dur­du, eğer dur­ma­say­dı olur­du” diye konuş­tu.

Komisyon, 28 Şubat’ın medya patronlarından Turgay Ciner’i de dinledi.

Yeni Akit

Haber Haberleri

Suriye yeni bir hikayeye başlarken bize düşen sorumlulukların farkında olmalıyız!
Sistematik bir katliamı "Bahane" olarak görme hezeyanı
Türkiye’deki Suriyeli muhacirler Halep’e dönmeye başladı
Şeyho Duman vefat etti
BM temsilcisine Hamas protestosu