Media çöktü mü?

Abdurrahman Dilipak

28 Temmuz-4 Ağustos arası media tiraj olarak adeta çöktü..

Bir haftada tam 139 bin 580 tiraj kaybı var.. 6 bin 200 tiraj artışı olmuş. Tirajını artıran sadece 10 gazete var.. Yani aslında toplam kayıp 139 bin 580 değil, 145 bin 780. 36 gazeteden 26 tanesi tiraj kaybetmiş.

İlk 12’den sadece bir tanesi tiraj almış, o da 1.289 adet.. Kayıplar ise ilk üçte Posta 39 bin 132, Zaman 12 bin 832, Vatan 11 bin 497. En fazla tiraj artışı ise 2 bin 296 ile Akşam.

36 günlük gazetenin toplam tirajı 4 milyon 401 bin 728. En yüksek tiraj 786 bin 269 ile Zaman. En düşük tiraj 2 bin 114 ile Hürses. Doğan Grubu’nun tirajı 1 milyonun altında artık.

Bir hafta önce 46 bin 236 kayıp vardı tiraj toplamında. Hürriyet ve Sabah ayrı ayrı, her biri 20 bine yakın tiraj kaybetmişti. Toplamda 2 gazetenin bile tek başlarına kayıpları 40 bine yaklaşıyordu..

Holding mediasında çöküş daha hızlı yaşanıyor.

Okur, internete kaçıyor..

27.12.2010 ile 02.01.2011, yeni yıl tiraj raporuna bakıyorum, toplam 4 milyon 805 bin 84. Bir sonrası hafta tirajlarda 310 bin 242 kayıp var ve toplam tiraj 4 milyon 551 bin 147’ye gerilemiş. 9 ay içinde tiraj 4 milyon 551 bin 147’den 4 milyon 401 bin 728’e gerilemiş. Toplamda 150 bin kadar kayıp var, yılbaşını da hesaplarsak kayıp 460 bini buluyor.. Okur internete kaçıyor..

Sahi bu arada Pardus’un bilgi sunucuları Pad’ler için bir uygulaması olacak mı?

Birkaç ayda twitter’da, @aDilipak hesabında benim 14 bin civarında izleyicim oldu..

Bugünkü media, önümüzdeki birkaç yıl içinde çok daha büyük trajik çöküşlere sahne olacak.

Sadece gazete ve dergiler değil. Radyo ve televizyonlar, hatta bu günki internet mediası için de aynı durum söz konusu.

Yeni media, itilen değil çekilen.. Zaman, mekan, tema ve birey koordinatlarında sizi haberin adresine götürüyor ve istediğiniz kadar talebe göre ayrıntıya ulaşabiliyorsunuz.. POİ MEDİA denilen şey sizi ilgilendiğiniz noktaya götürüyor ve olayın içine dahil ediyor.. Siz izleyici değil sürece interaktif olarak katılan bir aktör oluyorsunuz. Buna immersivemedia diyoruz..

Yeni bir dünya kuruluyor. Biz hâlâ e-belediye, e-devlet, e-book’a takılıp kaldık.. e-demokrasi kapımızda, web tabanlı yazılımlar ve bilgi sunucuları geliyor.. Fiberoptik kablolardan 3D bir filmi birkaç dakikada indirebileceksiniz artık..

Midori kuşağı işletimcilerle tanışmaya hazır olun. Avatarlar, Watsonlar her an ansızın kapınızı çalabilir..

Yeni veri tabanları, uzaysal ve uzamsal, insan beynini ve kozmozu modelleyen nöronik ve kozmik, öğrenebilir, ilişkilendirilmiş bir yapıda olacak..

Pad’ler artık bilgisayarın da papucunu dama atacak. GSM devri de kapanacak. Bilgi sunucuları her şeyi yapacak. Gazete, dergi, kitap, radyo, tv, telefon, faks, internet, ne isterseniz o, belki hepsinden daha fazlası. Bir kişiyi mi tanıyamadınız, Pad’inizin kamerası size o kişinin kim olduğunu söyleyebilir. Artık dil de sorun değil.. Nabzınızı da, ateşinizi de ölçebilir.. Ne yiyip içeceğinizi size Pad’iniz söyleyebilir. İhtiyaç duyduğunuz bilgileri size servis edebilir..

Bunun hoşunuza gidip gitmeyeceğini sorumuyorum. Bu bir veri.

Bilgi guruları, bilgi ajansları, bilgi aristokratları, bilgi tüketicileri, bilgi üreticileri, bilgi teknolojileri, GİS, bundan sonra daha çok duyacağımız şeyler..

Bilişim teknolojisi ile din, devlet, siyaset, ideoloji, politika, piyasa, birey ve toplum davranışları radikal bir şekilde değişecek.. Yeni bir durumla karşı karşıyayız.. Böyle giderse toplumun belli kesimi hedonist, radikal almamda bireyci, agnostik bir hal alabilir, aile bağları zayıflar ve toplumsal bir atomizasyon sürecine girebiliriz..

Bu sorun internet cafe, sms ve twitter, facebook bağımlılığı, bilgi evi projeleri ile aşılacak bir sorun değildir.. Bilgi otoyolunda her şey sanal, ama insan beyninde, ruh dünyasında oluşturduğu etkiler gerçek ve bu gerçeklik insan beyninden onun ekonomik, sosyal, siyasal, ideolojik tepkilerini etkileyebilecek karakterde..

Başbakan okullara Pad vereceklerini söyledi.. Bu önemli bir karar. Pad alır ve dağıtırız. Peki, onun içine ne koyacağız ve çocuğumuz o cihazı oyun için mi kullanacak ya da doğru kullanacak mı? İnternet balta girmemiş orman gibi.. Orada herkes var, fahişeler, misyonerler, mafia, suç örgütleri, teröristler, dolandırıcılar, ajanlar.. Sanırım bu konuyu ciddiye almamız ve vakit çok geç olmadan bir şeyler yapmamız gerek.. Sermaye, siyaset, bürokrasi ve mediaya bu konuda büyük görevler düşüyor. Şikayet etmeyi bırakıp bir çözüm üretmemiz gerekiyor. Selam ve dua ile.

YENİ AKİT