Medeniyet projeniz ümmet duyarlılığınızın önüne geçerse...

Yusuf Kaplan “zalim” olarak nitelediği Esed rejimi ile ilişki kurulması gerektiğini söylemiş!

HAKSÖZ HABER

Türkiye’de köşe yazarları öyle yazılar kaleme alıyor ki okuduktan sonra kendinize gelmeniz için epey bir süre geçmesi gerekiyor. Yusuf Kaplan “medeniyet” meselesine yaptığı vurgu ile tanınan ve senelerdir düzenli yazılar kaleme alan bir yazar. Bunun da ötesinde Kaplan, Müslümanların düşünce dünyasına dair felsefe, ahlak, bilgi vb. hususlarda fikir üretmeye çalışan bir isim…

Vaziyet böyle olunca Yusuf Kaplan’dan güncel siyasal gelişmelere dair kuşatıcı, bilgi merkezli ve her Müslüman için değişmez şart olarak ahlaki zeminden beslenen değerlendirmeler görme beklentisi oluşuyor. Ancak Kaplan’ın bugün (19 Ağustos) kaleme aldığı ”Suriye ve Mısır’la ilişkilerde kurt kapanı’nı bozmak!” başlıklı yazısı zikredilen hassasiyetlerden oldukça uzak ne yazık ki!

“Türkiye, Suriye’de çok ahlâkî bir tavır takındı ve kendi insanlarını katleden zalim bir diktatörle ve ruhsuz rejimiyle ilişkilerini kopardı. Oysa çok iyi ilişkileri vardı Türkiye’nin Suriye ile.

Türkiye’nin tavrı, çok ahlaklı bir tavır. Ahlâklı bir dünyada yaşıyor olsak, dünya-ahiret gerçekte hak, hukuk, adalet hükümferma olsa, Türkiye’nin bu ahlâklı tavrı anlamlı olurdu. O yüzden Türkiye’nin bu tavrı, ahlâksız bir dünyada takdir edilmesi gereken ahlâklı bir tavır. Ama pek çok bakımdan yanlışları olan bir tavır. Bize pahalıya patlayan bir tavır.”

Yazının girişinden alıntıladığımız bu bölüm aslında yazının genel çerçevesini de özetliyor. Türkiye’nin ahlaki duruşu ve Esed rejiminin katliamlarını gördüğü anlaşılan Kaplan bundan sonra ise içinde bulunduğumuz dünya “gerçekliğine” vurgu yaparak ahlaki olarak sağlam olan duruşun yanlışlarından ve ödettiği bedelden şikayet ediyor!

“Türkiye’nin Suriye üzerinden geliştirdiği ahlaklı ama yanlış politika Türkiye’ye azımsanmayacak bir bedel ödetti. Türkiye’nin Türkiye’ye pahalıya patlayan bu politikadan daha fazla geç olmadan dönmesi gerekiyordu.”

Ahlaklı ama yanlış… Müslümanların düşünce geleneklerinde böyle bir ifadenin karşılığı var mıdır acaba? Durmaksızın yinelenen “medeniyet projesi” ahlakın ötelendiği bir vasata mı çağrı yapıyor? Modernliğin inşa ettiği ve ahlakın vasıfsız bırakılmaya çalışıldığı bir dünyada Müslümanların en büyük güçleri ahlaki varoluşlarından gelmektedir! Bu açıdan bakıldığında ahlaklı olan bir şeyin Müslümanlar açısından “yanlış” olması mümkün değildir!

Ödenecek bedel meselesine gelince... Doğrudur hayat zorluklarla dolu. Eğer ki Kaplan, iktidarın Suriye politikası ile alakalı kendince gördüğü yanlışları dile getirip bir yol önerse bu tartışılabilecek bir öneri olur. Ancak ilm-i siyaset geliştirmek başka bir şey çıkar yol olarak pragmatizme varmak başka bir şeydir!

Eğer ki bazı Müslümanlar bedel ödeme pahasına çıkar ve faydalarının aksine ahlaki olanı tercih ettilerse diğer Müslümanlar “ahlaklı ama yanlış” demek yerine canları pahasına bedel ödemeyi tercih edenlerin tercihinde sebat etmesi için çaba göstermelidir! Zira Kaplan’ın da vurguladığı üzere “Ahlâklı bir dünyada” yaşamıyoruz. İşte tam da bu sebeple Müslümanların ahlak merkezli tavır alışları daha kıymetli hale gelmektedir!

Her şeyden geçtik Yusuf Kaplan’ın bu yazısı katil Esed’in bombaları altında can veren sütten kesilmemiş bebeklerin ahını alacak bir yazıdır! Yusuf Kaplan hassasiyet sahibi bir Müslüman olarak böyle bir ahı almak istemeyecektir diye tahmin ediyoruz!

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!