Selahaddin E. Çakırgil’in yorumu:
McKinsey’le oturuyor ve McKinsey’le kalkıyoruz. Konuya temelden olumsuz yaklaşanlar tabiatiyle ve özellikle de 1838’lerden, Tanzimat Dönemi diye anılan zaman diliminden beri yaşananları unutamıyorlar. Osmanlı’nın artık Avrupa’da tahsil görmeye başlamış olanları başta olmak üzere kendilerini ‘münevver’ (aydın) diye nitelemeyen başlayan okumuş sınıflarının, Osmanlı bürokrasisinin içine düştükleri aşağılık duygusu ile nasıl hareket ettikleri unutulacak cinsten değil.. Ziya Paşa’nın, bu durumu, ‘Mösyö, pardon diyerek eylersen feth-i kelâm, /Denilir her sözüne, aynı keramet gibidir..’ mısralarıyla eleştirmesi boşuna değildir. O korkuları hâlâ da atamadık üzerimizden.. Çünkü, hele de son 200 küsur yıldır büyük bir sosyal travma yaşadık.
Ekonomi alanındaki yazılarıyla bilinen (M.Y isimli) ünlü bir Prof.’un çok sevimli bir edâ içinde, ‘McKinsey’ konusunda yaptığı konuşmasının videosunu izledim. Ona göre, bu şirket çok faydalı.. Hattâ, ‘100 yıllık bir geçmişinin oluşu bile, onun itibarının Türkiye’yi yönetenlerin itibarından çok çok ilerde olduğu’nun kanıtı imiş!. ‘Tanzimat Kafası’nın güncellenmesi tablosudur, bu..