McKinsey Olayının Ortaya Çıkardığı Ahlaki Kriz

“Cumhurbaşkanı toplumdan yükselen eleştiriyi ‘cehalet’ ya da ‘ihanet’ demeden dikkate alınca, siyasetin imkanlarına sırt dayayıp, kraldan çok kralcı olup 'çıkarlarına göre konuşanlar' bir anda boşa düştüler.”

Ali Osman Aydın, Yeni Akit’teki köşesinde McKinsey tartışmalarına değindiği yazısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasıyla birlikte ahlaki kriz bataklığına düşen kraldan çok kralcı tiplerin zavallılığına dikkat çekmiş.

Ali Osman Aydın’ın “McKinsey Tartışmaları ve Ahlaki Kriz” başlıklı bugünkü yazısının (9 Ekim 2018) konuyla alakalı kısımları şöyle:

Bazen öyle sorunlar yaşarsınız ki çözümü için uğraşırken daha önce çok göze çarpmayan bazı önemli problemlerinizin var olduğunu fark edersiniz.

Dükkanınıza hırsız girmiştir mesela ve siz talih eseri hırsızın bir şey çalmamasına sevinirken, adamakıllı bir güvenlik sisteminizin olmadığını fark eder ve aslında daha köklü bir probleminiz olduğunu anlarsınız.

McKinsey tartışmaları da böyle bir duruma vesile oldu.

Anlaşmadan vazgeçildi ancak yaşanan tartışma pek çok yanlışın kaynağı olan gizli hastalıkları ortaya çıkardı.

Cumhurbaşkanı toplumdan yükselen eleştiriyi “cehalet” ya da “ihanet” demeden dikkate alınca, siyasetin imkanlarına sırt dayayıp, kraldan çok kralcı olup “çıkarlarına göre konuşanlar” bir anda boşa düştüler.  

Halbu ki daha geçen hafta McKinsey anlaşmasını istemeyenleri “operasyoncular, tetikçiler, fetöcüler, geri zekalılar, cahiller, hainler, mandacılar ve utanmazlar” diye itham etmişler ve çok ama çok ayıp etmişlerdi…

Biz, onlar yerine utandık…

Basının bu kalemşörleri, bu sosyal medya cellatları, yağmur nerde yağarsa tarlayı oraya taşıyanlar, Orta Çağın Katolik din adamları gibi siyaset adına anlaşmadan memnun olmayan vatandaşı adeta aforoz ettiler…

Nasıl olsa herkesin kolayca zan altında bırakabileceği bir iklim mevcut ya bundan azami istifade edip gerine gerine yaftaladılar insanları.

 “Cehalet” ve “İhanet” Kıskacında yazımızdan dolayı olmadık hakaretler edip, rezil iftiralar attılar...

****

İşte McKinsey tartışmaları, böyle büyük bir ahlaki krizi kamuoyunun da açıkça izleyeceği şekilde açığa çıkardı. Maskeler düştü…

Kıdemli bir yazarın “Beni bir yılan takip etseydi beli kırılırdı” sözünün iktidarı övmeyip eni konu kutsayan bazı yazar ve gazeteler içinde geçerli olduğunu tekrar gördük bu vesile ile. 

Türkiye’de toplumun en önemli problemi, yanlışa tereddüt etmeden doğru diyebilen, bir tefekkürü, perspektifi olmayan bu holiganlaşmış, omurgasız kişiler. Kimse kurusa bakmasın…

Eğer bu arkadaşlar geçen hafta McKinsey’i savunurken söylediklerinin yanlış olduğunu düşünmüyorlarsa, Cumhurbaşkanı açıklama yapmış olsa da görüşlerinde ısrar etmeleri gerekmez mi?

Oysa büyük kısmı derin bir sessizliğe büründüler açıklamadan sonra.

Yazılarını sosyal medya hesaplarından sildiler.

“Biz onu değil aslında şunu kastetmiştik” gibi utanç verici tevillere giriştiler.

****

Olabilecek en kötü şeylerden biri yanlışlarınızı doğruymuş gibi yaldızlayan arkadaşlara sahip olmanızdır. Bu arkadaşlar çevrenizdeyken başkaca düşmanlara ihtiyacınız yoktur aslında. Çünkü onlar sizin nefsinizi tılsımlı dilleriyle sürekli pohpohlar, menfaatinizi düşünen dostlarınıza karşı da sizi kışkırtırlar. Sizi felakete doğru emin adımlarla yürütürken sırtınızı sıvazlar bir kahraman olduğunuzu söylerler. Kazara meskeninizi tutuştursanız, ateşinize odun taşırken görürsünüz onları. İnsanlık ailesinin en zararlıları ve  fakat her fırsatta en karlı çıkanları da bunlardır. Çünkü tek patronları çıkarlarıdır ve çıkarlarının düştüğü seviyeye alçalmakta beis görmezler.

Eurpides ne güzel söyler, “Bilgelerin iki dili vardır, biriyle hakikati, diğeriyle durum neyi gerektiriyorsa onu söylerler” diye… 

Bunlar ne bilgeler ne de yalnızca iki dilleri var... Her gün için yeni dilleri, retorikleri var ve hiç kızarmayan çeşit çeşit yüzleri…

Maturidi bu tipler için Euripides gibi hafif değil, çok ağır konuşur ama bizde kalsın, söylemeyelim…

Bunun yerine bu arkadaşları, çıkarlarının köleliğinden izana ve vicdana davet edelim.

Ölümün de kaçınılmaz olduğunu hatırlatalım, belki işe yarar…

 

Yorum Analiz Haberleri

“Esed’in düşüşüyle Rusya 'süper güç' olmaktan çıktı”
Döktüğün kan yetmedi mi hala utanmadan konuşabiliyorsun?
"Suriye'den bize ne?" yaklaşımını besleyen körlük
Suriye devrimine çarpık ve indirgemeci yaklaşımlar
Yılbaşında normalleşen haram: Piyango