Mazlumların hesabını sorması gereken bizleriz!

Mehmed Göktaş, dünyadaki tüm mazlumların maruz kaldıkları zorbalığın hesabını Müslümanların sorması gerektiğini ifade ediyor.

Mehmed Göktaş / Doğruhaber

Eğer eşkıyanın burnundan fitil fitil getirmezsek

Her ne kadar Rabbimizin zalimlerin yaptıklarının cezasını kıyamet günü hakkıyla vereceğine yürekten iman etmiş olsak da Siyonist eşkıyanın yaptığı bu hunhar katliamın cezasının tamamen ahirete kalmasını da istemiyoruz. İnsan olarak, Müslüman olarak zalimlerin bu dünyada da burunlarının sürtülmesine şahit olmayı hatta bu işte bizim de katkımızın olmasını şiddetle arzu ediyoruz ve bunu Rabbimizden diliyoruz. Bu arzu fıtrattan gelen bir arzudur;

“Onlarla savaşın ki, Allah onları sizin ellerinizle cezalandırsın, onları rüsvay eylesin, onlara karşı size zafer versin, mümin olan bir topluluğun kalplerine de şifa versin.. Onlara karşı kalplerinde kabaran öfkeyi gidersin.” (Tevbe suresi 14,15)

Elbette zalimlerin hak ettikleri cezayı bulacaklarına inanıyoruz. Bunun yanında mazlumların, şehidlerin, Allah yolunda mücadele edenlerin de hak ettikleri mükâfatları alacağına inanıyoruz ama bir şey daha var;

Geride kalan insanlık âleminin huzura kavuşması, mazlumların bundan sonra özgürce bir hayat yaşayabilmesi için zalimlerin mutlaka burunlarının sürtülmesi, Anadolu tabiriyle “yaptıklarının burunlarından fitil fitil getirilmesi” gerekir, yürekler ancak bu şekilde yatışır.

Hem bunu sadece Gazze ve Filistinli Müslümanlar için temenni etmiyoruz, bütün dünya mazlumları için istiyoruz. Zira bugün insanlık şunu görmüştür ki Siyonizm bütün dünya mazlumlarının üzerine çöreklenmiş bir yılandır.

Durum böyle olunca halka halka bütün insanlığa düşen görevler vardır. Müslümanlar olarak bizim üzerimize düşenleri söylememize gerek yok.

Bu yazıyı Cuma namazından sonra yazdım. Aslında Cuma üzerine çok düşüncelerim, tespitlerim ve hayallerim vardır. Doksanlı yıllarda kısa bir dönem de olsa  “Kayseri Cuma” ismiyle haftalık bir gazete çıkarmıştım. “İslam dünyasının dirilişi cumalarla olacak” ve benzer başlıklarla birçok yazılarım olmuştur.

Demek istiyorum ki cumalarımız Gazze’nin dirilişi ve kurtuluşu için önemli bir zaman dilimidir ve mutlaka değerlendirilmelidir. Şehir merkezlerinin büyük camileri dünya mazlumlarının diriliş noktaları olmalıdır.

Dünkü yazımda yeni öğretim yılında okulların ve üniversitelerin Gazze için değerlendirilmesini hatırlatmıştım. Bugün de aynı anlamda cumaları hatırlatıyorum.

Selam ve dua ile.

Yorum Analiz Haberleri

“Esed’in düşüşüyle Rusya 'süper güç' olmaktan çıktı”
Döktüğün kan yetmedi mi hala utanmadan konuşabiliyorsun?
"Suriye'den bize ne?" yaklaşımını besleyen körlük
Suriye devrimine çarpık ve indirgemeci yaklaşımlar
Yılbaşında normalleşen haram: Piyango