Geçtiğimiz günlerde Necip Kibar ağabeyimiz vefat etmişti. Dün Yeni Akit gazetesindeki köşesinde Ahmet Varol, Necip ağabeyin yaşamına tanıklık ettiği anları yazdı.
Koronavirüs sebebiyle bir değerli insan daha aramızdan ayrıldı. Özgürder Yönetim Kurulu üyesi ve mazlumların avukatı olarak ün kazanan Necip Kibar. Allah’tan kendisine rahmet, bütün aile efradına, yakınlarına, Özgürder camiasına ve bütün İslami camiaya başsağlığı diliyorum.
Av. Necip Kibar’la birçok kez ve çok değişik vesilelerle bir araya geldim ve görüştüm. O aslında ümmetin avukatıydı. Çünkü dünyanın neresinde Müslümanlardan mazlum ve mağdur edilen birileri varsa onların haklarının savunulması, mağduriyetlerine dikkat çekilmesi için düzenlenen eylemlerde hep ön saflarda yer alıyordu. O yüzden o sadece mahkeme salonlarındaki duruşmalarda, mazlumların müdafaasını yapmakla kalmıyordu. Mahkeme salonlarına gidip de yargı önünde müdafaalarını yapma imkanının olmadığı mazlum toplumların haklarını savunmak, seslerini duyurmak için de meydanlara çıkıyor, bu amaçla düzenlenen eylemlere katılıyordu.
28 Şubat sürecinde mağdur edilenlerin haklarını savunmak için büyük gayretler sarf etti. O yüzden bu dönemdeki çabalarını kimse görmezden gelememiştir. Öyle zor bir dönemde mazlumların ve mağdurların avukatlığını yapmak bayağı cesaret işiydi. Dolayısıyla bu cesaretini ve zorlukları göze alarak mesleki bilgi ve kabiliyetini değerlendirmesini zikretmeden geçmemiz söz konusu olamaz.
Ancak tabii hukuk alanındaki çabaları sadece bu sürece münhasır değildir. Her dönemde haklıların yanında yer almak ve savunmalarını yapmak için öncü ve örnek biri olmuştur.
Mavi Marmara davasıyla ilgili hukuki süreçte de aktif olarak yer aldı ve siyonist katillerin mağdur ettiği insanların savunmasını yapmak için büyük çabalar sarf etti. Kendisiyle Mavi Marmara davasıyla irtibatlı olarak görüşmelerim de oldu.
Bunlar onun, haklıların ve mazlumların savunuculuğunu yapma konusunda verdiğimiz örnekler. Ama onun, bütün dünyayı perişan eden salgın sebebiyle erken biten ömrüne çok şey sığdırdığını söylememiz mümkündür. Bunu onun çalışmalarıyla ilgili müşahedelerimize dayanarak söylememiz mümkündür. Sürekli birilerinin davalarıyla ilgilenirken bir yandan da sosyal faaliyetlere yetişme ihtiyacı duyduğundan çok hızlı hareket etmeye, hızlı yürümeye alışmıştı. İnşallah bunların tümü onun hayır defterine yazılacak ve ahirette iyilikleri listesinde karşısına çıkacaktır. Bunu umuyor ve temenni ediyoruz.
Necip Kibar, mazlumların ve mağdurların haklarını savunurken, ifsatçıların oyunlarının önünü kesmek için de büyük çabalar sarf etti. O yüzden ifsatçıların ona kızgın ve tepkili olmalarını biraz normal karşılamak mümkündür. Tabii hak, hukuk açısından değil de ifsatçıların kendi tabiatları açısından normal sayılabilir.
O, Özgürder çatısı altında da mazlumların haklarını müdafaa etmek ve seslerini yükseltmek için faaliyetlerde bulundu. Ancak sosyal faaliyetleri sadece Özgürder çatısı altında yaptığı faaliyetlerden ibaret kalmadı. Bunun yanı sıra muhtelif sivil toplum kuruluşlarıyla ilişki içinde oldu ve onların çalışmalarına da destek verdi. Özellikle ümmetin dertleriyle dertlenmek, davalarıyla ilgilenmek mağdurlara el uzatmak isteyen herkese yardımcı olmaya çalıştı.
Necip Kibar bir ara ağır bir hastalık geçirmişti. Allah’a şükür o hastalıktan iyileşti ve yeniden toparlandı; hizmetlerine kaldığı yerden devam etti. Fakat yaklaşık üç ay kadar önce koronavirüs sebebiyle tedavi olmaya başladı. Hastalığının biraz ağır olduğuna ve zor geçtiğine dair haberler zaman zaman internette hakkındaki mesajlarda dile getiriliyordu. Ama elbette Allah’tan ümit kesilmez ve biz yeniden sağlığına kavuşmasını ümit ediyorduk. Fakat sonunda vefat haberini duyduk. Yüce Allah’tan kendisine rahmet ve mağfiret diliyor, tüm sevenleriyle cennette buluşturmasını temenni ediyorum.
“Nimetleri bol cennetlerde. Tahtlar üzerinde birbirlerine karşı (otururlar).” (Saffat, 37/43-44)
“Kardeşler halinde karşı karşıya tahtlar üzerindedirler.” (Hicr, 15/47)
Allah’tan muhterem Necip Kibar’ı da, bizleri de bu ayetlerde sözü edilenlerden eylemesini diliyorum.