Mavi Marmara Davası Ertelendi

6 Kasım'da başlayan 3 gün boyunca ifade alma işlemlerinin sürdüğü dava ileri bir tarihe ertelendi.

Mavi Marmara gemisine İsrail tarafından düzenlenen baskın nedeniyle görülen dava 21 Şubat 2013'e ertelendi.

Davanın bugünkü duruşmasında müştekilerden Fahri Yaldız'ın eşi Yeter Yaldız, ''Dört çocukla mağdur kaldım. Psikolojimiz bozuldu. Hala atlatamadık, yaramız kanamaya devam ediyor. Eşim sadece merhametinden dolayı hayatını kaybetti. Sadece Filistin'deki çocukların gözlerindeki sevinci görebilmek için gitmişti. Eşim bana, 'bunları yaşayanlar bir İsrail çocuğu da olabilir' diyordu'' şeklinde konuştu.

''Özel günlerin gelmesini hiç istemiyoruz. Böyle günlerde baba daha çok aranıyor'' diyen Yeter Yaldız şunları söyledi:

''Kendisi yetim büyüdüğü için Filistinli çocuklara yardım etmek maksadıyla oraya gitmek istedi. Biz de kendisini kıramadık. Çocuklarım 7baba' dediği zaman kalbim buruluyor. Sanıklardan şikayetçiyim ve davaya katılmak istiyorum.''

Saldırıda hayatını kaybeden Cevdet Kılıçlar'ın eşi Derya Kılıçlar da eşinin İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı'nda (İHH) gazeteci olarak çalıştığını belirterek şunları söyledi:

''Çok duyarlı bir insandı. Sırf Filistin'dekiler aç olduğu için 20 gün boyunca evimizde çorba içmiştik. Bana, 'Filistin dilimizde, hiçbir şey yapamıyoruz' demişti. Gemiye katılmak istedi, ben de istiyordum ama iki çocuğuma İstanbul'da bakacak yakınımız yoktu. Gitmesine engel olmadım, vicdan azabının onu nasıl rahatsız ettiğini biliyordum. Bana, 'sürekli uluslararası sularda kalacaklarını, onların sınırına geçmeyeceklerini söylemişti' dedi.

Eşinin gemide bulunan gazetecilerden ve basın odasından sorumlu olduğunu belirten Derya Kılıçlar, ''Eşim gemiye binmeden çalışmalarını yaptı. Canlı yayın için hazırlıklarını tamamladı. Eşimin çantasını ben hazırladım, içine kendisine lazım olacak malzemeleri koydum. Kesinlikle yırtıcı kesici bir şey koymadım'' dedi.

Derya Kılıçlar, ''Eşimle 25 senedir beraberiz. Lisede tanışmıştık...Onu kaybetmekle hayatımın büyük bir bölümünü kaybettim'' dediği sırada sözlerinin devamını getiremedi ve duygulandı.

Bu davanın ezberleri bozacağına inandığını söyleyen Kılıçlar, ''Davacıyım çünkü o beyinsizler, eşimin beynini parçaladılar'' dedi.

AVUKATLAR DA AĞLADI

Saldırıda hayatını kaybeden Necdet Yıldırım'ın eşi Refika Yıldırım da iki buçuk yıllık evli olduğunu ve hayatının alt üst olduğunu söyledi.

''O benim sığınağımdı. Cenazesi geldiğinde yüzüne bakmak istedim, tabutta uyuyordu, yüzünde çok güzel bir gülümseme vardı'' diyen Refika Yıldırım, o sırada dikkatini çeken bir şeyin olduğunu belirterek, ''Eşimin boynuna kadar naylonla kaplanmış, üzerine kefen örtülmüştü. Sonra eşimin kanının durmadığını ve kanın durması için boynuna kadar naylonla kaplandığını gördüm. Eşimin Akdeniz'i kırmızıya boyayan kanının, hesabının sorulmasını istiyorum. Sanıkların idam edilmesini talep ediyorum.''

Yıldırım'ın bu sözlerinin ardından duruşma salonunda duygulu anlar yaşandı. Çok sayıda mağdur ile bazı avukatlar fenalaşarak duruşma salonundan çıktı.

Konuşmasına devam eden Yıldırım, eşinin cenazesinin, kızının doğum gününe rastladığını söyledi. Melek adındaki kızının babasının ölümünden çok fazla etkilendiğini söyleyen Yıldırım, ''Kızım 'hayallerimde babam yok, hayal kurmak istemiyorum' diyor. Eşimin mezarına gidip çiçek ve çakıl taşı alarak onları saklıyoruz. Ben Melek'in gözyaşlarının hesabını sorulmasını istiyorum. Sanıkların yargılanmasını ve idam edilmesini talep ediyorum'' dedi.

 

Haber Haberleri

Mehmet Görmez’den Riyad’daki festival görüntülerine tepki: İslam'ın değerlerine saldırı
Bağdat'taki rehabilitasyon merkezinde 5 bine yakın uyuşturucu bağımlısı tedavi görüyor
Gazze'de 6 ay bombardıman altında yaşayan Salhiya: Bir ayağımız ahirette, bir ayağımız dünyadaydı
Sokak röportajı saçmalığına ne zaman son verilecek?
Özgür Özel hakkındaki "Cumhurbaşkanına hakaret" ve "iftira" soruşturmasında ''yetkisizlik'' kararı