Mavi Marmara saldırısıyla ilgili davanın görülmesine İstanbul'da başlandı. Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na, mağdurlar sabah saatlerinden itibaren gelmeye başladı.
Kimlik tespitinin ardından o günün tanıkları yaşadıklarını anlatmaya başladı. Yabancı mağdurların ifadeleri tercüman aracılığı ile alındı.
490 kişinin şikayetçi olduğu davanın ilk duruşmasına çok sayıda aktivist de katıldı.
Sanıklar o dönemdeki İsrail Genelkurmay Başkanı Gabiel Ashknazi, Deniz Kuvvetleri Komutanı Alfred Marom, İstihbarat Başkanı Amos Yadlin ve Hava Kuvvetleri Komutanı Avishay Levi'yi, baro tarafından atanan avukatlar temsil ediyor.
4 üst düzey İsrail yetkilisi için ''Canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme suçuna azmettirmek''ten 9 kez ağırlaştırılmış müebbet ile çeşitli suçlardan 18 bin 32'şer yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Aynı zamanda dava, bir devletin, yabancı bir ülke üst düzey yetkililerini yargılaması açısından bir ilk olma özelliğini taşıyor.
İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen dava 3 gün sürecek.
ADLİYE ÖNÜNDE PROTESTO
Bu dava sabah 09.00'dan itibaren Çağlayan'daki adliye önünde protesto gösterileri başladı. Çok sayıda kiinin katıldığı protestoda Mavi Marmara şehitleri için sloganlar atıldı. İsrail'i telin eden sloganların yanı sıra Suriye'de Esed rejiminin protesto edilmesi de dikkat çekti. İHH İnsani Yardım Vakfı, adliye önünde çok sayıda görsel materyal hazırlamanın yanı sıra bir de sergi açtı.
FOTO GALERİ İÇİN TIKLAYINIZ...
Mavi Marmara şehitlerinin posterlerini ve Filistin bayrakları taşıyan göstericiler alanda ayrı ayrı gruplar halinde ve bazen de ortak programla basın açıklaması yapıp marşlar okudular.
Bülent Yıldırım ve İHH yetkilileri sık sık basına yönelik dava hakkında bilgilendirmede bulundular. Duruşmadan çıkan şehit yakınları da dava hakkındaki kanaatletini paylaştılar.
Özgür-Der tarafından açılan "Ne Özür Ne Tazminat; Siyonist Çeteyle Tüm İlişkiler Kesilsin!" yazılı pankart etrafında toplanan çok sayıda kişi İsrail'i ve Suriye'ye protesto etti. Burada yapılan programda gazeteci-yazar Ahmet Varol, yazar Hamza Türkmen, gazeteci-yazar Abdurrahman Dilipak, yazar Ramazan Kayan, Mazlumder İst. Şube Bşk. Cüneyt Sarıyaşar, gazeteci-yazar Adem Özköse, Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya ve Mavi Marmara gazileri birer konuşma yaptılar.
Konuşmacılar Mavi Marmara gemisinin Gazze kuşatmasını denizden kırmaya dönük insani yardım girişiminin kanlı bir şekilde bastırılmasının hesabının çetin olması gerektiğini bildirdiler. Sadece Mavi Marmara şehitleri ve mağdurları için değil, tüm Filistin için toplandıklarını ve işgal sona ermedikçe de Filistin davasının bitmeyeceğini deklare ettiler.
Bu arada geçtiğimiz günlerde 16 yaşındaki oğlu Hama'da şehit düşen Mavi Marmara aktivisti Suriyeli Şaza Bukerati'nin de duruşmaya katıldığı anons edildi..
Konuşmacılar Mavi Marmara ve Filistin davasının Suriye direnişinden bağımsız olmadığını ifade ettiler. Ortadoğu'da yükselen intifada ateşinin zalimleri/diktatörleri yakması gibi İsrail'in de yaptıklarının hesabını vereceğini ifade ettiler. Baas rejiminin vahşetine karşı ayaklanan Suriye halkı için de dua eden konuşmacılar ümmet olmanın ve ümmetin sorunlarına duyarlı yaklaşmanın önemine dikkat çektiler.
Sık sık "Katil İsrail Hesap Verecek!", "Mavi Marmara Onurumuzdur!", "Şehitlerin Yolunu Sürdüreceğiz!", "Şehit Furkan Yolun Yolumuz!", "Yaşasın Küresel İntifda!", "Siyonist çeteyle İlişkiler Kesilsin!", "Yaşasın Filistin Direnişimiz!", "Katil Esed Suriye'den Defol!", "Ya Allah Menna Ğayrek Ya Allah!", "Lebbeyk Lebbeyk Lebbeyk Ya Allah!", "Tevhid Adalet Özgürlük!" şeklinde sloganların atıldığı gösteri boyunca tekbirler atıldı.
Grup Yürüyüş de marşlarıyla eyleme destek verdi. Arapça ve Türkçe birçok marş seslendiren Grup Yürüyüş, "Özgür Kudüs'ün yolu özgür Şam'dan geçer!" diyerek marşlarını Filistin ve Suriye direnişine ithaf etti. Grup Yürüyüş, kendisine eşlik eden kitleyle beraber son olarak "Yalla İrhal Ya Başşar"ı da seslendirdi.