HAKSÖZ HABER
Ramazan ayına özel olarak cumartesi günleri Maverdi’nin Yüce Hedefler Kitabı isimli eserinden aktarımlar yapmaya devam ediyoruz. Maverdi bu eserinde gündelik yaşamın düzenlenişi konusunda dindar hassasiyetlerle ariflerden, alimlerden, ediplerden alıntılar yaparak bir tavsiyeleşme metni inşa ediyor.
Ramazan ayının en önemli özelliklerinden birisi de insanlığın kurtuluş reçetesi olan son vahyin bu ayda inmiş olmaya başlamasıdır. Bu sebeple Ramazan ile Kuran’ı Kerim birbirinden ayrılmaz iki parça gibi zihnimizde yer etmiştir. Kuran’ı Kerim’in Müslümanların zihninde inşa etmeye çalıştığı hassasiyetler bu bakımdan Ramazan ayında üzerine düşünmeyi daha fazla hak ediyor. Tezekkür ve tedebbür ayı olarak nitelenen Ramazan’ın böyle de bir ayırt edici vasfı olsa gerek.
İyilik çabasını sadece bir aya has kılmak kabulü mümkün olmayan bir hata olacaktır. Ancak o bir ayda iyiliği örgütlü hale getirmek ve sürekliliğini sağlamak için özel bir çaba gösterebiliriz. Daima iyilikler için çalışmak için insanın bir zihin yapısına kavuşması, malayani işlerden yüz çevirmesi gerekiyor tabi ki. Bu bağlamda fakih olan Maverdi letafet ve nezaket dengesi içinde çok hikmetli tavsiyelerde bulunuyor. Özellikle insanın yalnız kalması durumunda savrulma ihtimalinin arttığına dikkat çekmesi az evvel zikredilen bir arada/örgütlü iş yapmanın ehemmiyetini de gösteriyor.
Artık sözü Maverdi’ye bırakalım… Rahmeten vasiaten...
Daima iyilikler için çalışmak1
Ey ilim isteklisi, Allah seni tevfik-i sübhanisine mazhar buyursun. Bilmelisin ki, sıhhatini koruman ve boş vakitlerini değerlendirmen gerekir. Geçmişte yapmış olduğun iyilik ve ibadetlere güvenmek yetmez. Bütün bunlarda kusur ve eksiklikten kaçınmak Allah’a kulluğun gereğidir. Şimdi sıhhatli zamanını “Fisebilillah” çalışmayla, boş vaktini de fırsat bilerek ibadetlerle değerlendirmelisin. Çünkü her zaman insanın gönlü hoş olmadığı gibi, kaybedilen vaktin telafisi için geri çevrilmesinin de kabil olmadığı açık bir hakikattir. Vakit gelir; boşluk ve kayıtsızlık pişmanlığı, yalnızlık ise tehlikeyi doğurur.
Buna mebni olarak Hz. Ömer:
“Daimi rahatlık erkeklerin gafletini kadınların ise şehvetini artırır.” demiştir.
Büzürcihimihr: “İş, güç insanı üzse de avarelik fitne ve fesadın en büyük sebebi olduğundan her halde iş güç avareliğe tercih edilir.” dedi.
Hükema, hikmetli söz ve düşünce sahipleri de:
“Yalnızlıktan sakınınız, çünkü o insanların ahlakını bozar. Bağı çözülmüş kimseleri bukağıya (demir halka) kor.” dedi.
Ediblerden biri de:
“Günlerini faydasız, malını ise hayrı olmayan şeylerle zayi etme, zira ömürler boşa harcanmayacak kadar kısa, mal da hayrı ve iyiliği olmayan şeylere sarf edecek kadar bol değildir. Kendini menfaati, hayrı veya sevabı olmayan yerlerde malını ve günlerini tüketenlere akıllı demeye akıl sahipleri tereddüt etmiştir. Hatta tereddüt değil razı bile olmamışlardır.”
İsa Aleyhisselam’dan rivayet edilen aşağıdaki söz yukarıda geçenden daha güzeldir. Buyuruyor:
“İyilik üçtür: Söz, bakış ve sükût… Düşüncesiz söz boş, ibretsiz bakış yalan yanlış, tefekkürsüz sükût manasızdır.”
Ebu Hüreyre’den rivayet edilen bir hadis-i şerifte Peygamberimiz ifrat ve tefriti yani aşırılıkları bırakıp orta yolu tutmamızı, hükümlerin tebliğinde kolay yönü göstermeyi, kuşluk, akşamüstü ve gecenin bir parçasında gezip dolaşmamızı ve işlerimizi düzeltmeye çalışmamızı istemektedir.
1- Maverdi, Yüce Hedefler Kitabı, Büyüyenay Yayıncılık