İstanbul Barosu’nun uyanık yöneticileri, Silivri’deki mahkemelerde yaşanan küçücük usûlsüzlükleri abarta abarta öyle bir hale getiriyorlar ki, sanırsınız ortada hiçbir delil yok iken, insanlar takır takır darağacına çıkartılıp- sallandırılıyorlar..
Evet, usûl kurallarına bağlı kalalım..
Ama İstanbul Barosu yöneticilerinin yaptığı gibi; “darbecileri yargılarken usûl kurallarına bağlı kalalım.. Başka yargılamalarda usûl kurallarının önemi yok” yanlışına da düşmeyelim..
Niye bunu hatırlatıyorum?
Baro yöneticilerinin, Silivri davaları dışındaki konularda, usûl kuralları ile bir mesafeleri mi var?
Hem de nasıl..
Somut örnek vereyim..
Lütfen, “Rakamlar çok küçük. Çok ayrıntı” demeyin..
Ben bir mantığı ortaya koyacağım..
Bugün ondalık sayısı ile rakamlarda yanlışlık yapanlar.. Yarın milyonluk hesapta, öbürsü gün milyarlık hesapta yanlışlık yaparlar..
Önemli olan, usûl kurallarına bakış açısı..
Dahası, dünyanın en büyük barolarından birisinin yöneticilerinin, iş bilmezlikleri..
Hukukdan anlamazlıkları...
Sabah akşam “Anayasa, kanun” derlerken, aslında ne anayasadan ne kanundan bir şey anlamadıkları..
Vereceğim somut örneğe, lütfen bu açıdan bakınız..
Konu ne?
İstanbul Barosu’nun toplam üye sayısı ile, bu üye sayısı üzerinden yarıdan bir fazlası ile % 10 üye sayısının hesaplanması..
Bu hesap niçin yapılacak?
Olağanüstü Genel Kurul toplantılarının toplantı yeter sayıları bulunacak.
Hani hatırlarsanız, 367 kararı vardı, bir zamanlar..
Ne tartışmalar yaşanmıştı “367” üzerinden..
Şimdi benim vereceğim örnek de, aynen “367’deki gibi kıl bir konu..”
Ama bu kıllığı, biz değil, onlar başlattılar..
Biz de onların kendi kazdıkları kuyuya düştüklerinin resmini size aktaralım..
İstanbul Barosu, Olağanüstü Genel Kurul için yaptığı duyuruda şöyle diyor: “Olağanüstü Genel Kurul, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 87. maddesi gereğince, 29973 kişilik mevcudun yarıdan bir fazlasını oluşturan 14987 üyenin katılmasıyla..”
Ne diyor Baro Başkanlığı?
“29973 toplam üyemiz var” diyor.. Bu rakam üzerinde benim ciddi kuşkularım var ama..
Onu başka yazı konusu yaparız..
Şimdilik beyana itibar edelim..
Sonra, baronun “yarıdan bir fazlası” diye verdiği 14987 rakamının doğruluğunu test edelim.
Önce 29973’ün yarısını bulalım..
29973:2=14986.5 eder değil mi?..
Bu tamam..
Peki kanun neyi arıyor?
“Yarı” değil, “yarı”nın “bir fazlası”nı istiyor..
O zaman ne yapacağız?
14986.5 rakamına “bir” ilave edeceğiz.
Yani 14986,5+1=14987,5 edecek..
Bir insan, yarıya bölünemeyeceğine göre, 0.5 üyeyi de bir üyeye yükselteceğiz..
Veya bir başka hesaplama tarzı ile...
Benim ilköğretimdeki küçüklerim bile, matematik derslerinde “yuvarlama” diye bir ders görüyorlar..
O yuvarlama hesabına göre, 14987.5’u en yakın yuvarlanacak sayı, 14988 olarak bulunacak..
İşte bu hesabı bile yapamıyor, İstanbul Barosu’nun, “usûl”cü yöneticileri.
Ve 29973’ün yarıdan bir fazlasını, 14987 olarak açıklıyor..
Diyebilirsiniz ki, “14987 olsa ne olur, 14988 olsa ne olur? Zaten geçtiğimiz Pazar günü kongreye, sadece birkaç yüz kişi gelmiş..”
Eyvallah..
Ama “Usûl.. Usûl.. Usûl..” diyorlar ya.
“Akıl.. Akıl.. Akıl..” diyorlar ya..
Onu göstermeye çalışıyorum..
Bir hata daha..
Bu hafta da, üye sayısının toplamının % 10 katılımı ile toplantı yapılacak.
Bu ne eder?
29973x0.1=2997.3
Bir insanın 0,3’ü diye bir şey olmayacağına göre, mecburen eksik olmasın, fazla olsun mantığı gereği, 2998 üyenin katılımı ile toplantı yapılması gerekecek.
Ama baro, 2997 üyenin katılımını yeterli görüyor.
Yeterli görmesi bir yana, “mevcudumuzun % 10’nu oluşturan 2997 üyenin” diyor.
29973’ün % 10’u; 2997 mi eder?
Koca koca hukukçular?
Hesap yapmasını bile bilmiyorlar..
Çıkmışlar; Silivri’de milyonlarca belge üzerinden yargılama yapan hakimlere hukuk öğretmeye kalkışıyorlar..
Tam bir acizlik örneği..
YENİ AKİT