Marmara Üniversiteli Öğrenciler, Mısır’da cuntanın aldığı idam kararını protesto etmek için ve İslam dünyasında yaşananlar karşısında sessiz kalmadıklarını göstermek için bir araya geldiler. “Susma, Şahitlik Et” çağrısıyla Marmara Üniversitesi Göztepe Kampüsü önünde gerçekleşen protesto eylemine katılımın yoğun olduğu gözlendi.
Programda Cunta yönetimi işgali altındaki Mısır’da 24 Mart tarihinde 20 dakika süren bir duruşmada 529 kişi hakkında verilen idam kararlarının bir insanlık suçu olduğu belirtildi. Kuran’ı Kerim ve mealinin okunduğu programda yapılan konuşmalarda Üniversiteli Müslümanlar olarak yaşananlar karşısında sessiz kalınmayacağı bildirildi. İslam dünyasında gerçekleşen halkların özgürlük ve adalet arayışlarının emperyalistler ve onların yerli işbirlikçisi diktatörler eliyle baltalanmasının kabul edilmeyeceği bildirildi.
Grup adına okunan basın açıklaması ardından yapılan dua sonrası program sona erdi. Son bölümde hep beraber “Dağlardayız Biz Ovalarda” marşını söylenmesi ardından öğrencilerin eylem yerinden ayrıldı.
Basın Açıklaması Metni:
EMPERYALİSTLER VE DİKTATÖRLER YENİLECEK İSLAMİ DİRENİŞ KAZANACAK!
Cunta yönetimi işgali altındaki Mısır’da 24 Mart tarihinde 20 dakika süren bir duruşmada 529 kişi hakkında verilen idam kararı bir insanlık suçudur. Bu kararı veren mahkemenin geçtiğimiz 3 Temmuz 2013’te askeri cunta tarafından gerçekleştirilen darbecilerin emrinde olduğu aşikârdır.
Aynı askeri cunta 14 Ağustos 2013 Çarşamba günü Adeviyye Meydanı’nda üç bin’i aşkın insanı şehit etmekten kaçınmamıştır. Cuntanın askerleri ve polisleri tarafından üç bin’i aşkın insanın şehit edildiği, on binlerce insanın yaralandığı bir günün akabinde tutuklanan 1900 vatandaş sözde mahkemeye çıkarılmış ve 20 dakikalık bir duruşmada 529 idam kararı okunmuştur.
Mısır halkının cunta yönetimi ve başındaki Sisi’ye karşı büyük bir katılımla ortaya koymuş oldukları onurlu direnişleri, ordu tarafından ağır silahlarla halkın üzerine ateş açılarak bastırılmaya çalışıldı. Bütün dünyanın gözleri önünde, halkın ve Hakk'ın temsilcileri katledilirken, sözüm ona demokratlar, özgürlükçüler yalnızca seyrettiler. Kendi putlarını tek tek yiyen batılılar Mısır’da kuklalarının yenisini Mısır halkının başına diktatör olarak diktiler. Efendilerinin Adeviye’de öldürerek bitiremedikleri Esma’ları, Üniversiteli gençleri zindanlara doldurdular. Meydanlarda en temel insani haklarına sahip çıkan binlerce Mısırlıyı şehit ettiler. Yetmedi, İhvan-ı Müslimin’in faaliyetlerini yasaklayarak sözüm ona terörist ilan ettiler.
Cunta ve sahte mahkemeleri şimdi de iğrenç bir tiyatro sahnesi ile Mısır’ın özgür insanlarını yargılayarak katletmek istiyorlar.
Mısır’da bunlar yaşanırken İslam coğrafyasının bir başka beldesi Suriye’de ise Esed çetesi ve onun işbirlikçisi güçler eliyle bir halk açık bir şekilde katledilmekte. Tüm dünyanın utanç dolu sessizliği karşısında Katil rejim tarafından gerçekleştirilen saldırılarla günlük ortalama 100 kardeşimiz hayatını kaybetmektedir. Katil Esed rejimi hedef gözetmeyen varil bombası saldırılarıyla, sayısız füze saldırıları ve kimyasal silah kullanımları ile Suriye halkını adeta yok etmeye çalışmaktadır.
Suriye’de 4 yıldır kadın, çocuk, yaşlı demeden gerçekleştirilen saldırılarla 150 bin insan hayatını kaybetmiştir. Geçtiğimiz günlerde AA’nın yayınladığı 11 bin işkence fotoğraflarıyla ortaya çıkan ise insanlık onurunun öldüğü gerçeğidir. Tüm dünyanın gözleri önünde gerçekleşen bu katliamların yıllar sonra geriye bakıldığında insanlık adına bir utanç kaynağı olarak görüleceğinden şüphe yoktur.
Bizler Üniversiteli Müslüman Öğrenciler olarak İslam dünyasında gerçekleşen halkların özgürlük ve adalet arayışlarının emperyalistler ve onların yerli işbirlikçileri eliyle baltalanmasını kabul etmediğimizi bildiriyoruz. Bizler “Zalimler, pek yakında nasıl bir inkılâp ile devrileceklerini bileceklerdir” (26/227) ayetinin hakikati gibi zalimlerin ve işbirlikçilerinin yenileceğine olan inancımız tamdır.
Bizler inanıyoruz ki, ‘özgürlük bedel ister’. Ortadoğu’da gerçekleşen halkların özgürlük ve adalet arayışları ‘kendinde olanı değiştirme talepleri’ çok kıymetli çabalardır. Bu çabaları bazı kesimlerin taassupları, riskli alandan kaçış endişeleri ve rahata olan düşkünlükleri sayesinde bir şekilde sessiz kalındığına şahitlik etmekteyiz. Bizim için Mısır neyse Suriye odur. Emperyalistler Müslüman coğrafyaları küresel ve yerli işbirlikçi diktatörler eliyle talan etmektedirler. Müslümanlar olarak yaşananlar karşısında sessiz kalmıyoruz, tavır alıyoruz ve ayeti kerimede geçtiği üzere zalimlerin yaptıklarının hesapsız kalmayacağını biliyoruz:
Sakın Allah’ı, zalimlerin yaptıklarından habersiz zannetme; sadece gözlerin dehşetten dışarı fırlayacağı bir güne kadar onları ertelemektedir. (14/42)
Marmaralı Müslüman Öğrenciler