Bu karar, Le Pen’in 2027 Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki adaylığını neredeyse imkânsız hale getirdi.
31 Mart’ta görülen davada mahkeme, Le Pen ve sekiz Avrupa Parlamentosu üyesinin Ulusal Cephe (eski adıyla Ulusal Birlik - RN) aracılığıyla kamu fonlarını kötüye kullandığını tespit etti. Karar doğrultusunda Le Pen’e ikisi ertelenmiş dört yıl hapis, 100 bin avro para cezası ve beş yıl boyunca milletvekilliğinden men cezası verildi. Siyasi kariyeri ağır darbe alan Le Pen, cezanın büyüklüğünü beklemeden mahkeme salonunu terk etti.
Le Pen Cephesinde Panik: “Demokrasiye Darbe” Savunması
Le Pen’in avukatı Rodolphe Bosselut, paniğe kapılarak derhal temyize gideceklerini duyurdu. Kararı “demokrasiye bir darbe” olarak nitelendiren avukat, basına yaptığı açıklamada Le Pen’in mücadeleye devam edeceğini iddia etti. Ancak hukukçular, mahkeme kararının son derece net ve belgelerle desteklendiğini belirterek, bu temyiz girişiminin büyük ihtimalle başarısız olacağını öngörüyor.
Ulusal Birlik lideri Jordan Bardella, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, “Bugün haksız yere kınanan sadece Marine Le Pen değil, idam edilen Fransız demokrasisidir” diyerek mahkeme kararını hedef aldı. Ancak Fransa kamuoyunun büyük bir kısmı, aşırı sağcı liderin yolsuzluklarıyla hesap vermesini adaletin bir zaferi olarak yorumladı.
Le Pen, Organize Yolsuzluk Çarkının Başındaki İsimdi
Mahkeme, Marine Le Pen’in 2009’dan bu yana sistematik olarak kamu fonlarını hortumladığını, bunu bilinçli bir şekilde planlayarak partisini yasadışı yollardan finanse ettiğini tespit etti. 12 RN milletvekili yardımcısı da çalıntı mal almak suçundan mahkum edilirken, partinin kendisine de 2 milyon avro para cezası kesildi. Mahkeme, bu paranın en az 1 milyon avrosunun derhal ödenmesine hükmetti.
Savcılık, Ulusal Birlik’in on yılı aşkın bir süredir hayali işler üzerinden kamu fonlarını çaldığını ve Fransız halkını sömürdüğünü ortaya koydu. Avrupa Parlamentosu asistanlarının rollerine ilişkin tüm kuralların ihlal edildiğini vurgulayan mahkeme, Le Pen ve ekibinin bu süreçte hiçbir ahlaki sınır gözetmeden hareket ettiğini belirtti.
Siyasi Sonun Başlangıcı mı?
Bu mahkumiyet, Marine Le Pen ve partisinin siyasetteki geleceğini ciddi şekilde tehlikeye attı. Yargı süreci devam ederken, Le Pen’in 2027 Cumhurbaşkanlığı adaylığı büyük ölçüde imkansız hale geldi. Fransız siyasetinde bir dönemin sonunun geldiği ve aşırı sağın en büyük figürlerinden birinin tamamen tasfiye edilebileceği konuşuluyor.
Le Pen için bu kararın, sadece bir yasal sorun mu yoksa siyasi kariyerinin sonu mu olduğu ise önümüzdeki süreçte netleşecek.