Aksiyon dergisi okurları bilirler: Derginin son sayfalarında yayınlanan üç boyutlu resimler vardır. İlk bakışta bir kum fırtınası gibi görünen, hiçbir şekil belli olmayan, kaotik bir görüntü.
Lakin gözlerinizi bir noktaya odaklayıp, derinlemesine bakabilmeyi becerdiğinizde ortaya farklı bir manzara çıkar. Görüntü derinleşip berraklaşır.
Taraf gazetesinde önceki gün yayınlanan haber de bende öyle bir etki yaptı. Yoksa bugün size birtakım Marksist eskilerinin kendi dışındaki medyanın güçlü olması ve tiraj almasından nasıl gocunduğunu ve kudurduğunu yazacaktım. O eski moda zihniyet ki gittiği her organı batırıp başka yere kapak atan, patronuyla pazarlık gücü için bir günlük transferlerin kahramanı olan. Sağa sola 'şucu bucu' diye bulaşan köhnemiş ve demode olan... Hani bin yıl kalem oynatmasa bu ülkede kimsenin umurunda bile olmayan, mesleği bıraktığı günden itibaren tarihin çöplüğünde yerini alacak olan vs... Bütün bunlara rağmen deneyip de beceremediği, yapmaya çalışıp da eline yüzüne bulaştırdığı gazetecilik gibi, abonelik sistemini de 'tu kaka' diye kötülemeye kalkışan çağdışı zihniyet...
Lakin Taraf'ın haberi tıpkı Aksiyon dergisinin resimlerindeki gibi derindeki manzarayı netleştirdi ve berraklaştırdı.
Haber, hiçbir demokratik ülkede görülmeyecek, görülemeyecek dehşetengiz bilgiler içeriyordu. Taraf'ta yayınlanan belgeye göre Genelkurmay, yaklaşık 9 aydan beri bir 'biçimlendirme planı' uyguluyordu.Siyasî iktidar ve kendileri gibi düşünmeyen her kesim ile ilgili haberleri tartışmasız, doğrulatmaksızın sayfalarına aktaran holding gazetesi ve internet sitesinden 'çıt' yoktu.
Üstelik Taraf gazetesinde yayınlanan haberde kendileriyle ilgili kısımlar da vardı. Mesela şöyle bir kısım: "TSK'yı yıpratmayı amaçlayanlar hakkındaki bilgilerin uygun medya kanalları kullanılarak kamuoyuna yansıtılması. Kamuoyunun bilgilendirilmesi için uygun medya organları, uygun yöntemlerle etkin olarak kullanılacaktır. Bahse konu bilgiler İsth. Bşk.lığınca toplanacak ve Hrk. Bşk.lığına gönderilecektir. Bu bilgiler Hrk. Bşk.lığınca medyanın ilgisini çekecek hale getirilecektir. Dolaylı olarak medyaya yansıtılması gereken konulara ilişkin işlemler Bilgi. Des. D. Bşk.lığınca yapılacaktır. Haberlerin hazırlanması, medya organları ile sürekli iletişim halinde olunması ve medyada amacı gerçekleştirecek şekilde yer almasını sağlamak için profesyonel destek alınmalıdır." Tam da bizim aylardan beri yazageldiğimiz şeylerin kanıtı gibiydi bu cümleler. Şimdi çok daha net anlaşılıyordu Andıç medyasının internet ortamlarının "28 Şubat portalı" gibi kullanılmasının hikmeti. Ve Marksist eskilerinin her fırsatta çok sesliliği sağlayan medyaya küfretmesinin kerameti!
Her şeyi bırakıp son 9 aylık gelişmeleri bu bilgiler eşliğinde analiz ettiğimizde Türkiye'de yaşanan tabloyu son derece netleştiriyordu.
Neler diyordu bu belge:
"Kamuoyu oluşturma gücüne sahip bulunan üniversiteler, üst yargı organları başkanları, basın mensupları, sanatçılarla temasın muhafaza edilmesi suretiyle, bu kişilerin TSK ile aynı paralelde hareket etmelerinin sağlanması."
Başka?..
"TSK'nın temel değerlerini savunan ve koruyan niteliklere sahip sivil personelden oluşan bir kadro ile sözleşme yapılmalıdır. TSK'yı yıpratmayı amaçlayanlar hakkındaki bilgiler uygun medya kanalları kullanılarak kamuoyuna yansıtılmalıdır."
Haber çok uzun, başlıklar bitecek gibi değil. Lahika-1 isimli 11 sayfalık belgenin tamamı bir ibret abidesi. Demokrasilerde eşi benzeri görülmemiş bir çalışma. Belki 'karargâh içi bir çalışma'dır, bilemiyorum!
Ama bildiğim şu: Bu belge Abdüllatif Şener'den Doğan Grubu'nun yayın organlarına, TÜSİAD'ın toplantılarından birtakım yargıç, siyasetçi ve akademisyenlerin yaptıkları gizli-kapaklı görüşmelerine ve bir kısım tekaüt siyasetçi, adaletçilerin kanal kanal dolaşıp iktidara vurmalarına tam bir anlam katıyor. Andıç medyası bir kesimi 'Hükümet yalakası, borazan' diye suçlamaya kalkışırken meğersem üstlendikleri misyonu eda ediyorlarmış.
Zaman gazetesi