İktidara getirildiği günden bu yana Esed’in işbirlikçisi İran’la kol kola girerek Irak’ta Şii bir diktatörlük inşa eden ve başta Sünniler olmak üzere despotik Şii egemenliğini tehdit eden tüm unsurlara hayatı zindan eden Maliki de tıpkı diğer tüm diktatörler gibi tarihin çöplüğündeki yerini aldı.
Maliki için “iktidara getirildi” diyoruz çünkü o, emperyalistlerin onayıyla sözde anti-emperyalist İran’ın vekâlet savaşını yürütüyordu Irak’ta. Bu nedenle şimdi yine İran’ın emperyalist ABD ile anlaşması sonucunda Irak siyasi arenasından tasfiye edildi. Tüm diğer diktatörler gibi çapından büyük tehdit ve şantajlara sarıldı ama bu çok sürmedi ve dün pes ettiğini duyurdu. Başka çaresi de yoktu. Keza o bir piyon veya başkalarının maşası olan bir diktatördü. Piyonların ise ömrü uzun sürmez. Maliki de muhtemelen daha uzun süreceği umuduna kapıldığı diktatörlük hevesi kursağında kaldı. O da tarihin adı lanetle anılacak zümrelerin safındaki yerini aldı.
Irak’ta şimdi yeni hükümeti cumhurbaşkanın tayin etmesi sonucu İbadi kuracak. Bu durum, Irak’ta emperyalist işgalcilerin geriye bıraktığı ve Maliki-İran koalisyonu tarafından da derinleştirilerek sürdürülen çok yönlü sorunları bitirecek mi? Bir diktatörden daha kurtulan Iraklılar, ülkenin siyasal genlerine sirayet etmiş diktatörlük belasını da defedebilecek mi? Bunlar şu an için cevaplanması zor sorular. Bununla birlikte gerek Baas tecrübesi, gerek Maliki-İran diktatörlüğünün Irak toplumundan yediği bu tokat şunu göstermiş olmalı: İslam coğrafyasının bir parçası olan Irak’ta da diktatörlere bundan sonra rahat nefes almak yok!
Öte yandan emperyalistler de ve tabi ki İran da Maliki karşıtı koalisyonun attığı bu tokattan ders çıkarmış olmalı. Bu nedenle kimse kendini kandırmasın, içerisinde IŞİD’in de bulunduğu Maliki karşıtı koalisyonun bu başarısını tahfif etmesin. Bugün Irak’ta bir diktatör daha kovulmuşsa bu her şeyden önce bu koalisyonun kuşandığı direniş iradesinin başarısıdır. İran ve batının yeni hükümete onay verip Maliki’yi yalnızlaştırması yalnızca bir sonuçtur. Özetle bu sonuç direniş iradesinin kazanımıdır ve dolayısıyla yeni durum her ne olursa olsun eskisinden daha kötü olmayacak. Velev ki olsa bile bugün Maliki’yi Irak’tan söküp atan direniş iradesi yarın yine benzerlerine karşı da susmayacaktır.
Turan Kışlakçı’nın Islah-Haber’e verdiği röportajda da belirttiği gibi Irak’ta ABD-İran-Suud’un giriştiği bu koalisyonun da etkisiyle oluşan yeni durumun Suriye üzerinde de önümüzdeki aylarda olumlu etkisi olabilir. Sözde birbirlerine karşıt olan söz konusu güçlerin ortaklaşan çıkarları Suriye’de de Esed diktatörünün gönderilmesinde uzlaşma sağlayabilir. Burada belirleyici olan ise elbetteki tıpkı Irak’ta olduğu gibi Suriye’de de kararlılıkla sürdürülen direniş iradesidir. Diktatörlere diz çöktüren ve arkasındaki güçleri kendi konumlarını gözden geçirmeye sürükleyen bu sonuç direnişin kazanımıdır.
Maliki düştü peki işlediği suçlar yanına kâr mı kalacak? Elbette hayır. Yine Turan Kışlakçı’nın belirttiği gibi büyük bir ihtimalle o, iktidarı dönemi boyunca Irak toplumuna, özellikle de Sünnilere karşı işlediği suçlar dolayısıyla Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılanabilir. İktidardan rezil rüsva şekilde indirilmesi birinci ceza oldu, UCM’de yargılanması ise zilletine zillet katacaktır. Ama kimse unutmasın ki asıl büyük ve rezil edici azabı ahirette boylayacaktır!
Kaynak: Islahhaber.com