Şefik Sevim, Kurban dağıtımı kapsamında ziyaret ettiği Mali ve Nijer'deki izlenimlerini Haksöz Haber okuyucularıyla paylaştı:
Kurbanın yakınlaştırıcı özelliğini hesaba katarak bir yetimhane projesi alt yapı çalışmaları çerçevesinde Ankara Yardımeli Derneği’nden Şükrü Can abimizle 10 günlüğüne Mali ve Nijer’de kalma fırsatı yakaladık. Bu vesileyle tarihe mütevazı birkaç not düşürmeyi uygun bulduk.
Sömürgeciler ile ilgili Mali ve Nijer üzerinden yapılabilecek en rahat tespit, iki ülke halkının da önemli ölçüde ümmetten ve ümmetin sorunlarından izole edilmiş olmalarıdır. Ümmetin en zayıf halkası durumunda olan iki ülke halkı da kendilerine özgü gettolaşan bir dünyada yaşamış olmaları, kendilerinin aslında dış dünyadan ne kadar kopuk olduklarının farkında bile olmalarına bir engel teşkil etmiştir. Toplumsal değişim açısından önemli dinamikler olarak görülen disiplinlerin (zaman mefhumu, düzen fikri, temizlik vs.) zayıflığı, bu edilgen yapının daha uzun süre devam edeceğini gösteriyor gibi.
Batılıların, özelde de Fransa’nın altın rezervlerini değerlendirme gibi somut çabaları başta olmak üzere Batılıların Müslüman halkı yoksullaştırma politikaları beraberinde toplumun kimyasına gerginliği de zerketmiştir. Özellikle Fransızların tüm ticari hayatı bir ahtapot gibi sararak sömürgeci bir iştahla hâkimiyetini sürdürmesi neticesinde bu durumun, yerli halkı miskinliğe sürüklediği göze çarpan önemli bir noktadır.