“Seyahat, taassubu yok eder.” diye bir söz vardır. Bunu çok sık duyar veya okuruz. Buna paralel olarak Rabbimiz birçok ayetinde “Hiç gezip görmez misiniz?” ifadesiyle yeryüzünde bir ibret hattı oluşturarak ufkumuzu açmamızı, kafamızı kaldırmamızı ve daha çok ibret almamızı ister. Hakeza ‘Müminler kardeştir’ şiarıyla farklılıkların zenginlik ve kaynaşma vesilesi olduğunun da altını çizer. Yeni evlendiğim eşimle bizim hikâyemiz de bu niyet doğrultusunda başladı.
Daha önce araştırdığım Malezya Uluslararası İslam Üniversitesinde yüksek lisans ve dil eğitimimizi tamamlamak için 17.09.2018 tarihinde Türkiye’den aktarmalı olarak on dört saat sürecek bir yolculuktan sonra Malezya Havaalanı’na inince kendimizi tropikal bir bölgenin içerisinde bulmuştuk. Bizi karşılayan dostlarımızla kayıt sürecindeki işlemleri hallettikten sonra evsiz olmanın tecrübesiyle ellerimizde olan evimizle -bavullarımızla- dört gün kalacak olduğumuz otelde konaklamaya başladık. Türkiye’de henüz ev kurmayan, elinde evini taşıyan biz dört gün içerisinde Allah’ın yardımıyla ev kiralamış ve evin temel malzemelerini almıştık. Artık hayat bize Allah’ın izniyle Malezya’da üç yıl sürecek bir yerleşikliği getirecekti.
Bu anlam dolu tecrübelerden sonra asıl dikkatimizi çeken Malay Müslümanları ve buradaki İslami çalışmalar oldu. Haklarında okumalar yaptığım Asya Müslümanlarını ve özelde Malayları yerinde gözlemlemek, okumaktan farklı olsa gerekti... Günler ilerledikçe üniversitenin İslami ortam ve düzeni bize farklı bir tecrübe imkânı verecekti.
Resullullah’ın (s.a.v) Modeli: Mescit Merkezli Eğitim
Üniversitenin mimarisi, mescidi merkeze alarak külliyeler şeklinde kurulmuş. Bunları birbirine bağlayan labirent misali geçişlerle de nerede olursanız olun yolunuz mescide çıkmakta.
*Sultan Haji AhmedShah Mescidi
Aynı zamanda mescidin hemen karşı tarafında kütüphane yer almakta. Bu mimari sayesinde üniversitedeki yaşamın kalbi mescit ve kütüphane etrafında atıyor. Kaynak çeşitliliği açısından hemen dikkatleri üzerine çekmekte olan kütüphaneye giderken yolda sizi “İkra’/Oku” ayeti karşılıyor.
* Kütüphaneye giderken üzerinde“Oku” yazan bir dikit.
İlk Namaz, İlk Gözlem, İlk Heyecan
Üniversitenin geniş, ormanlık bir alana kurulması, gürültü kirliliğinden uzak olmasını ve atmosferinin insanı dinlendiren bir sakinliğe sahip olmasını netice vermiş. Bu ortamda ezan sesi de kulaklarımıza şehrin gürültülü atmosferinde duyduklarımızdan çok daha farklı geliyor. Namaza geçtiğimizde imamın o güzel sesiyle “Akîmûsuhûfekummu’tedilû” -safları sıkı tutun- uyarısı ve ağır ağır kılınan bir namaz, dua edilip namaz bitirildiğinde ise Malay Müslümanlarının sağ ve solundakilerle muhasafa edip ellerini kalplerinin üzerine götürmeleri hoş bir kaynaşmayı da beraberinde getiriyor.
Tıpkı Kâbe’de kılınan namaz gibi sağınız-solunuz, arkanız-önünüz ümmetin tüm renk çeşitliliğiyle dolu. Bu sayede birçok kardeşinizle ümmetin hâlini değerlendirme ve coğrafyalarımızı konuşabilme imkânını da elde etmiş bulunuyorsunuz. Mescidin sağladığı bu imkânla Cezayirli bir kardeşle tanışıp, tercüme eden arkadaşların yardımıyla Malik Bin Nebi hakkında sohbet ettik, yine Yemenli bir kardeşle Yemen’in şimdiki hâlini konuşma fırsatı bulduk. Ümmetin dört bir yanından gelen öğrenci kardeşlerimizle İslam’ı konuşabilme fırsatı ümmetin birliği açısından umut aşılayıcı bir güç doğuruyordu.
Yine güzel bir uygulama olarak hemen hemen her namaz vaktinden sonra kürsüye Malay veya yabancı bir hoca çıkıp cemaate tefsir, hadis veya siyer sohbeti vermeye başlıyor. Bu sohbetler esnasında dinleyenler rahatlıkla soru sorup tartışabiliyor. Mescitte kimse olmasa dahi kürsüdeki hoca sohbetini vermeye devam ediyor ve bu yolla mescidin aktifliği vurgulanıyor.
*Güney Afrikalı bir hoca mescitte öğle namazından sonra İngilizce olarak sohbet yaparken.
Mescidin bir diğer güzel yanı ise yirmi dört saat açık olması... Kimi ders çalışıyor, kimi uyuyor, kimi bir köşede sohbet ediyor. Sabahları ise üst katlarda Kur’an dersleri yapılıyor. Tüm bu faaliyetleriyle mescide girdiğinizde çok yönlü bir işlevsellik sizi kalbinizden yakalıyor. Bu yönüyle Resulullah’ın (s.a.v) mescidini hatırlamamak elde değil. Bu sayede inşa ve ıslahın mescit merkezli yükselmesinin ne kadar önemli olduğunu da bir kez daha anlamış oluyoruz.
Mescitte Cuma Namazı
Üniversiteyi ayrı kılan bir diğer güzel uygulama ise; ders saatlerinin namazlar vaktinde kılınacak şekilde ayarlanmış olması. Özellikle cuma günü derslerin sadece sabahları yapılması müminlerin rahatça Cuma’ya hazırlanmasını sağlıyor. Cuma namazı yaklaştığında kütüphanede ve birçok alanda Kur’an tilavetleri açılıyor.
Hutbelerin İngilizce ve Arapça verildiği Cuma namazları sabit bir hoca tarafından değil ya misafir bir şeyh ya da üniversitenin hocalarından biri tarafından kıldırılıyor.
*Misafir olarak gelen şeyhin coşkulu hutbesi.
Ezcümle
Asya bölgesi Müslümanlarından olan Malay Müslümanları yakından gözlemlenmesi gereken bir halk... Ayrıca burada faaliyet yürüten birçok İslami yapı bulunmakta ve öğrencilerin birçoğu bu yapıların terbiyesinden geçmiş durumda. Bu terbiye, niteliği de beraberinde getiriyor. Gerek Tebliğ Cemaati’nin varlığı gerek İhvan kökenli öğrencilerin varlığı bir hareketlilik oluşturuyor.
Diğer yandan, Malezya politik olarak ayrıca incelenmesi gereken bir siyasi süreçte bulunmaktadır. Modern Malezya’nın kurucusu olarak kabul edilen, 10 Mayıs 2018’de başbakanlığı tekrar kazanan 92 yaşındaki Dr. Mahathir Muhammed, önce bir süre beraber olduğu daha sonra ihtilaf yaşadığı, birçok kez hapse girip çıkan ve son süreçte tekrar ittifak kurduğu Enver İbrahim’e yönetimi devretmek üzere.
Malezya birçok yönüyle gözlem yapılması, araştırılması, görülmesi, değerlendirilmesi gereken bir ülke. Bölgeyi daha iyi tanımamızla birlikte Malezya’ya dair izlenimlerimizin de artacağını ümit ediyoruz.