Malazgirt'te Kürtler Sultan Alparslan ile birlikte savaştı...

Mehmed Göktaş, Malazgirt'te dair anma törenlerinde Kürtlerin göz ardı edilmesinin kabul edilemez olduğunu vurguluyor.

Mehmed Göktaş / Doğruhaber

Malazgirt Protokolünde Kürdler var mı?

Anlaşılan pazartesi günü Malazgirt Zaferinin yıl dönümü münasebetiyle zaferin kazanıldığı, savaşın cereyan ettiği mahalde yani Ahlat ve Malazgirt ilçesinde büyük kutlamalar yapılacak. Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere devlet erkanı hep orada olacak, kabine de orada toplanacak. Müslümanların bu önemli zaferi hepimiz için kutlu ve mübarek olsun!

Bu iktidara kadar Malazgirt Zaferi basit anmalarla geçiştirilirdi. Hatta İstanbul’un fethi de aynı şekilde. Yirmi yıldan fazla bu zafere hak ettiği değeri verdiklerinden dolayı kendilerine teşekkür ediyoruz.

Yine aynı minval üzere bu dönem içinde bazı eksiklerine rağmen çekimleri yapılan ve yayımlanan birtakım dizilerden dolayı teşekkür etmeyi de bir görev biliyoruz.

Bugüne kadar Malazgirt Zaferi, Türklerin Anadolu’ya girişi teması üzerinden işlenmiş ve işlenmeye devam ediyor. Bu arada Türklerin Anadolu’ya Malazgirt öncesinden girmeye başladığını gösteren tarihçiler de var.

Malazgirt zaferiyle ilgili bundan daha önemli bir mesele vardır; Kürdlerin Malazgirt savaşına olan katkısı, hatta ortaklığı. Tarihçiler bu konuda değişik rakamlar verse de Alpaslan’ın ordusunun ciddi bir bölümünün Kürdlerden oluştuğunu, daha da önemlisi savaşın ilk başlarında, para karşılığında Romen Diyonen ordusunun içinde on beş bine yakın Oğuz, Kıpçak ve Peçenek olduğunu, daha sonra saf değiştirdiği kayıtlıdır.(Daha geniş bilgi için Prof. Abdullah Kıran, Muş Alpaslan Üniversitesi)

Türklerin Anadolu’ya ne zaman girdiğinden önce şunu unutmayalım ki Türkler geldiklerinde Kürdler buradaydı hem de yüz yıllardır buradaydı. Daha da önemlisi hemen sahabe döneminde, yani en azından 1440 yıl önce.

Şimdi bizim temennimiz, bu kutlamalar esnasında gerek sözlü gerek yazılı bir şekilde bu gerçeğin dile getirilmesi, Kürdlerin Malazgirt protokolunda yerinin almasıdır.

Unutmayalım ki bu bir hakkaniyetin ifası ve aynı zamanda ülke insanının birbirlerine perçinle bağlanması olacaktır.

Selam ve dua ile.

Yorum Analiz Haberleri

“Esed’in düşüşüyle Rusya 'süper güç' olmaktan çıktı”
Döktüğün kan yetmedi mi hala utanmadan konuşabiliyorsun?
"Suriye'den bize ne?" yaklaşımını besleyen körlük
Suriye devrimine çarpık ve indirgemeci yaklaşımlar
Yılbaşında normalleşen haram: Piyango