Makedonya: Onlarca Yıldır Süren İsim Kavgası Bitti

Atina'daki Yunan Parlamentosu, Makedonya adının değiştirilmesi için mutabakatı 153'e karşı 146 oyla kabul etti.

Bugüne kadar uluslararası arenada genellikle "Makedonya Eski Yugoslav Cumhuriyeti" (FYROM) adıyla bilinen ülke, bundan sonra Kuzey Makedonya Cumhuriyeti olarak bilinecek. Avrupa basını, otuz yıldır süren isim kavgasının nihayet halledilmesini ele alıyor.

Konuya ilişkin Avrupa medyasında şöyle yorumlar yapıldı:

Belçikalı gazeteci Eric Bonse, “Lost in Europe” adlı blog'unda Federal Almanya Başbakanı Angela Merkel ile zamanın Maliye Bakanı Schäuble'nin Çipras'tan kurtulmak için ellerinden gelen her şeyi yaptıklarını söylüyor:

“Syriza genel başkanı Yunanistan'da Berlin tarafından reçete edilen kemer sıkma politikası hakkında referaduma gittiğinde, çıkan sonuç bir şekilde görmezden gelindi. Böylece Merkel ile dostları, AB içinde alternatif ve sol bir ekonomi ve finans politikası ihtimalini boğmuş oldu. Şimdi Avrupalılara dış politikada başarı sağlayan kişinin Çipras olması ne ironi ama! Buna karşın Yunan muhafazakarlar, yani Merkel ve onun Avrupa seçimi için liste başı adayı Weber, son ana kadar mutabakatı engellemeye çalıştı.”

Yunanistan ilk kez sorunun bir parçası değil

Yunan gazetesi Kathimerini'nin İngilizce baskısı geleceğe bakıyor ve Yunanistan'ın komşusu Makedonya ile kurduğu ilişkileri kendi avantajına kullanması gerektiğini yazıyor:

“Bunun anlamı dostluğumuzu güçlendirmek ve ticaret ve ekonomi alanındaki işbirliğimizi derinleştirmek. Bunun ötesinde onlarca yıldır ilk kez sorunun değil çözümün bir parçası olmadığımız için bu başarıdan da diplomatik ortamda faydalanmak gerekir. Toplum üzerinde siyasetin ötesinde de oluşan etkiler var. Halk bölünmüştü, hem de kabul edilemez bir biçimde. Bu nedenle bir başka ulusal hedefimiz de yaraları sarmak olmalı. Bu kolay bir iş olmayacak, elbette belli bir süre alacaktır ama iyileşme süreci bir an önce başlamak zorunda. Bu hem siyasilerin, hem aydınların hem de öncelikle biz gazetecilerin görevi.

Avusturya’da yayınlanan Der Standart gazetesinde Adelhel Wolfi imzasıyla yayınlanan yorumda ise, Balkan ülkelerinin buradan önemli dersler çıkarabileceği vurgulanıyor:

“Bu mutabakatın önünü açan, Makedonya'daki eski iktidar partisinin emniyete ve yargıya tamamen sızmış olduğunun 2015'te kanıtlanmasıyla Alman hukukçu Reinhard Priebe yönetiminde bir komisyonun ülkeye gönderilmiş olması. Komisyon ülkedeki otokrat yapıları gösterdi ve hukuk devleti ve demokrasinin yeniden tesisi için öneriler getirdi. Amaç kuvvetler ayrılığı ilkesini daha da güçlendirmek, yani partilerin etkilerini azaltabilmekti. Kendi ceplerini değil, yurttaşların çıkarını kollayan siyasetçiler, ancak bunun ardından iktidara gelebilirdi. Kısa süre öne Macaristan'a kaçmış olan eski başbakan Nikola Gruevski gibi rüşvetçi otokratlarla böyle bir isim mutabakatı asla mümkün olmazdı. Böyle bir Priebe komisyonundan diğer Balkan ülkelerine de lazım.”

Belçika’da yayınlanan Trud gazetesinde Bojka Atanassowa imzalı yorumda ise isim kavgasında söz konusu olan iki ülkenin hassasiyetlerinden fazlasıydı, deniyor ve sonuçta Batı’nın istediğinin olduğu söyleniyor:

 “Gerçek şu ki, Amerikalılar ve Avrupalılar (başta Almanlar olmak üzere), Makedonya ile Yunanistan'ı uzlaşmaları için baskı altına aldı. ... Balkanlarda büyük bir jeopolitik oyun oynanıyor. Batı'nın çıkarları, bu coğrafyada Rusya'nınkilerle çatışıyor, bunu da Çin ve Türkiye izliyor. Önemli olan güç ve nüfuz elde etmek. İsim konusundaki mutabakat, tehlikeli bir oyunun parçası; Yunanistan ve Makedonya'da yasalara alınmasının ardından Makedonya'nın NATO üyeliğiyle arasındaki engeller de kalkmış oluyor. Bu durumda Moskova bölgedeki nüfuzunu kaybedip Balkanlardan çekilmek zorunda kalacak.”

Dünya Haberleri

ABD, Ukrayna'ya, Amerikan silahlarını Rus topraklarında kullanma izni verdi
Siyonistler Gazze yanlısı İspanyolları proveke edemedi
Papa Franciscus: "Gazze'de yaşananlar bir soykırımın özelliklerini taşıyor"
AK Parti Beylikdüzü İlçe Başkanlığı'na saldırı
UNICEF'in sözcüsünden çarpıcı Gazze açıklaması: Çığlık mı atsam ağlasam mı bilmiyorum!