"Bilinmeyen bir dil" tanımlamasından "Kürtçe dili" tanımlamasına...
İkinci KCK davasında sanıkların savunmasına geçildi. Savunmasına başlayan ilk sanık Kürtçe konuşunca tutanağa, "Sanık Kürtçe dilinde bir şeyler söyledi ve anlaşılmadı" yazıldı.
Duruşmada ilk olarak sanık Mustafa Eraslan sanık kürsüsüne geldi. Mahkeme Başkanı Eraslan'dan savunmasını yapmasını istedi. Ancak Eraslan savunmasını Kürtçe yapmaya başladı.
Eraslan'ın konuşmasını kesen Mahkeme Başkanı, "Sanık Kürtçe dilinde bir şeyler söyledi ve anlaşılmadı." dedi. Eraslan, Başkan'ın diğer sorularına da Kürtçe cevaplar verdi.
Mahkeme Başkanı'nın söz vermemesine rağmen Eraslan'ın avukatı Meral Danış Beştaş, "Ben müvekkilimi anlayamıyorum. En azından benim müvekkilimi anlayabilmem için Kürtçe tercüman görevlendirilsin." dedi. Mahkeme Başkanı da, "Bu talebi reddettik sürekli aynı talep yapılıyor." diye konuştu.
Mahkeme Başkanı'nın daha sonra söz hakkı verdiği avukat Beştaş bu kez, "Ben Kürtçe biliyorum. Ama çevirmeyeceğim. Biz burada başka bir şey tartışıyoruz. Biz müvekkillerimizden hiçbirinin Türkçe bilmediğini söylemedik zaten. Hepsi avukat, üniversite bitirmiş. İstemeyerek de olsa Türkçe biliyorlar. İsteyerek Türkçe öğrenmedik. En doğal hakkı olan ana dilde savunma yapma hakkı verilmezse yargılama yürümez." dedi.