“Mademki İhvancı Değilsiniz, Gelin Daha Çok Okul Açın!”

Bekir Çınar’ın açıklamaları Cemaat mensuplarının, bugünlerde birer muhalefet partisi neferi gibi hareket ettiklerinin de bir örneğini teşkil ediyor.

HAKSÖZ-HABER

Arnavutluk’taki Epoka Üniversitesi öğretim üyelerinden siyaset bilimci Doç. Dr. Bekir Çınar, Samanyolu TV’de katıldığı haber programında hükümetin Cemaate ilişkin son dönemde geliştirdiği ve elçilikler vasıtasıyla yürüttüğü siyasete ilişkin eleştirel görüşleri dile getirdi.

Erdoğan’ın bir seçim kampanyası yürüttüğünü ve bunun siyaset biliminde de bir karşılığının olduğunu vurgulayan Bekir, ABD Başkanlarından George W. Bush’un “Ya bizdensiniz ya karşı taraftan” şeklinde özetlenebilecek ötekileştirme siyasetinin bir süredir Erdoğan tarafından yürürlüğe konduğunu iddia etti.

17 Aralık, casusluk suçlamaları gibi konularda cemaatin görüşlerini tekrarlayan Bekir, Mısır’da yaşadığı ilginç bir anekdotu aktarırken Cemaatin darbe sonrası Mısır’ına ve genel anlamda İhvan’a nasıl baktığına dair bakış açısını da ortaya koymuş oldu. Hükümetin yurtdışında Cemaat aleyhine başlattığı kampanyanın aslında hayırlara da vesile olduğunu, kendilerini AK Parti ile bağlantılı zanneden bürokratlar ve görevliler nezdinde Cemaatin meşruiyetinin daha bir pekiştiğini anlatmaya çalışan Bekir, bunu ispat sadedinde Mısırlı bir bürokratla yaptığı görüşmeyi aktardı. Daha önceleri Cemaati her yönüyle AK Parti ile birlikte hareket eden ve dolayısıyla da İhvan’a yakın bir yapı zanneden Mısır bürokrasisinin bu süreçte gerçekleri gördüğünü ve buradan yola çıkarak “Mademki siz bu konumdasınız (yani AK Parti ve Erdoğan ile aslında çok ayrı kulvarlardasınız; dolayısıyla İhvan ile de herhangi bir yakınlık ilişkiniz söz konusu değil) o halde burada daha çok okul açın!” şeklinde yaklaşımlarda bulundukları bilgisini verdi.

Erdoğan’ın konuşmalarında geçen ast-üst ilişkisi, Cemaatin baronları-samimi kitleler, %95-%5 ayrımı gibi hususların “Camia” için geçerli olmadığını vurgulayan Bekir, “ast-üst ilişkisi yok, hiyerarşi yok, gönüllülük bağı var!” dedi. “Camia”da kimsenin kimseden emir almadığını, patron-çalışan ilişkilerinin olmadığının altını verdiği örneklerle çizen Çınar, dolayısıyla herkesin “taban” olduğunu, kimsenin yönetilmediğini, Camiada “kardeşlik ilişkisi” üzerinden bir sosyalleşmenin söz konusu olduğunu belirtti.

Casusluk iddialarını tartışırken “dışa bağımlılık” konusuna da değinen Bekir, günümüzde bağımlılık ilişkilerinin esas olduğundan hareketle bağımsızlık gibi bir iddianın savunulamayacağını dile getirdi. Bugün tüm ülkelerin dışa bağımlı olduklarının altını ihracat-ithalat rakamları ve devletlerarası ekonomi-politik üzerinden değerlendiren Çınar, günümüz devletlerarası ekonomi-politiğini Cemaate getirilen eleştirileri püskürtme üzerinden değerlendirdi.

Çınar’ın değerlendirmelerinde gerçekler dünyası ile İhvan’a mesafeli olmanın ilişkisi betimlenmiş oluyordu; ancak sivil toplum hareketi olarak değerlendirilen Cemaatin reel politiğe bakışı ile sürekli altı çizilen ortak insanlık değerleri, demokrasi ve hukuk devleti realiteleriyle bu savunuların çakışıp çakışmadığı tam anlaşılamıyordu.

Yurtdışında öğretim üyeliği yapan Bekir Çınar’ın açıklamaları bir eğitimci, siyaset bilimci ve sivil toplum aktivisti olmaktan ziyade adeta bir devletin ya da devletler konsorsiyumunun bir üyesi, bir bürokratı gibi meselelere yaklaşan Cemaat mensuplarının, yurtiçi ya da yurt dışı fark etmez, bugünlerde birer muhalefet partisi neferi gibi hareket ettiklerinin de bir örneğini teşkil ediyordu.      

 

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!