"Lübnan’daki siber saldırıyı psikolojik savaş malzemesi olarak kullanacaklar"

Lübnan’daki siber saldırıyı değerlendiren Ahmet Varol, Siyonist çete ve destekçilerinin bunu psikolojik savaş malzemesi olarak kullanacaklarını söylüyor.

Ahmet Varol’un Yeni Akit’te yayımlanan yazısı (19 Eylül 2024) şöyle:


Siyonistlerin Lübnan’a siber saldırısı

Lübnan’da özellikle Hizbullah mensuplarına yönelik olarak 17 Eylül Salı günü siyonist işgal istihbaratı tarafından planlandığı düşünülen siber saldırı yeni bir savaş tekniği olarak, elektronik cihazların kullanılması konusunda zihinlerde önemli soru işaretleri oluşmasına neden oldu. İşgalciler başta resmi ağızdan sorumluluğu üstlenme anlamına gelecek açıklama yapmaktan çekindilerse de, böyle bir saldırının özellikle işgal istihbaratının tehdit politikasında işe yarayacağını bildiklerinden hizmetlerindeki medya vasıtasıyla arka planda kendilerinin yer aldığını ifşa eden yorum ve haberleri piyasaya sürmekten çekinmediler.

Böyle bir saldırının, teknolojik açıdan önemli olduğu muhtelif yorumlarda dile getirildi. Bizim gördüğümüz kadarıyla işgalci siyonist rejimin istihbarat teşkilatları 7 Ekim 2023’te gerçekleştirilen Aksa Tufanı operasyonu karşısında yaşadıkları büyük yenilgi, zaaf ve prestij kaybını bir bakıma bu olaydan 347 gün sonra Lübnan’a yönelik siber saldırılarıyla telafi etmeye çalışmışlardır.

Bunu nasıl başarabildikleri konusunda şimdilik farklı tahminlerde bulunuluyor. Hangisinin kesin bilgi verdiğini söylemek şimdilik mümkün olmasa da en tutarlısının, cihazların içine önceden patlayıcı yerleştirildiği tahmini olduğunu söyleyebiliriz. Böyle bir şey ise üretici firmayla işgalci siyonistler arasında işbirliğine delalet eder. Kullanılan cihazların marka lisansına sahip olan Tayvan merkezli Gold Apollo isimli firmanın cihazları kendilerinin üretmedikleri, BAC isimli bir firmanın ürettiği, kendilerinin bu firmaya sadece lisans yetkisi verdikleri ve üretim işlemini takip etmedikleri yönünde açıklama yapma ihtiyacı duymasının da bu yüzden olduğunu sanıyoruz.

Ancak BAC, asıl marka lisansına sahip firmanın sorumluluğu üzerinden atması için kullanılmış bir ara unsur da olabilir. İşbirliğinin işgalci siyonistlerle, asıl lisans sahibi firma arasında gerçekleşmiş, bu firmanın sorumluluğu üzerinden atmasına imkan sağlamak için böyle bir formül bulunmuş olması mümkündür.

Patlamaların can kaybına, ağır yaralanmalara, uzuv kayıplarına sebep olması da içlerine patlayıcı yerleştirilmiş olması ihtimalini destekliyor. Elektronik bir cihaza patlayıcı yerleştirildiğinde onu uzaktan sinyal göndererek patlatmak günümüz teknolojisiyle zor değildir. Ama uzaktan sinyal göndermek suretiyle bir cihazı aşırı derecede ısıtıp pilinin patlamasına sebep olmak o kadar kolay olmadığı gibi pil patlamasının ölüme ve uzuv kaybına neden olacak kadar büyük tahribata sebep olması ihtimali düşüktür.

Ayrıca patlatılan cihazların sadece Hizbullah mensuplarının kullandığı cihazlar olmadığı, işleri gereği bu cihazlardan yararlanan sivillerin kullandığı cihazların da hedef alınanlar arasında yer aldığı görülmüştür. Bu da siyonist işgalcilerin bu saldırıda da hedef gözetmediklerine, Hizbullah mensuplarının sıkça kullandığı belli bir cihaz türünü saldırı aracı olarak değerlendirdiklerine dolayısıyla Hizbullah mensuplarını hedef alma iddiasıyla sivil vatandaşların hayatlarını da riske atmaktan çekinmediklerine delalet etmektedir. Bunun yanı sıra saldırılar söz konusu cihazları üzerlerinde taşıyanların sivil vatandaşların arasında bulunmaları ihtimalinin yüksek olduğu zaman ve mekanlarda gerçekleştirilmiştir.

Ancak ne kadar ilginçtir ki 7 Ekim Aksa Tufanı operasyonu karşısında tüm dünyayı ayağa kaldıran küresel emperyalizm ve onun hizmetindeki medya; siyonist katilleri, Lübnan’a yönelik siber saldırılarında, sivil vatandaşların da ciddi şekilde zarar görmesi ihtimalinin bulunduğu zaman ve mekanları hedef alarak ölümlere ve çok ciddi yaralanmalara sebep olmaları karşısında alkışlamayı, “Bakın, İsrail sizin ceplerinize bile girebiliyor!” diyerek saldırıyı psikolojik savaş malzemesi olarak kullanmayı tercih etmişlerdir.

Oysa bir yerlerde insanlıktan soyutlanmış, para için her türlü şerefsiz işbirliğine açık hainler bulunduğu sürece siyonistlerin böyle bir saldırı gerçekleştirmeleri çok da büyük bir başarı sayılmaz.

Yorum Analiz Haberleri

"Suriye'den bize ne?" yaklaşımını besleyen körlük
Suriye devrimine çarpık ve indirgemeci yaklaşımlar
Yılbaşında normalleşen haram: Piyango
Yapay zeka statükocu mu?: ChatGPT'de cevaplar neye göre değişiyor?
Devrim ile derinleşen kardeşlik: Suriye & Türkiye